Minbicli siyasetçiler: Türk devleti uluslararası sözleşmeleri ihlal ediyor

Kuzey ve Doğu Suriye’de işgal planlarını yürüten Türk devletinin, gücünü uluslararası sessizlikten aldığına dikkat çeken Minbicli siyasetçiler, işgal altındaki bölgelerde uluslararası sözleşmelerin ihlal edildiğini söyledi.

SÎLVA Al-ÎBRAHÎM

Minbic- Türk devleti işgal ettiği Efrin’de halka karşı birçok ihlalde bulunuyor. Bu ihlallerden en çok kadınlar ve çocuklar etkileniyor. İhlalleri Belgeleme Merkezi’nin raporuna göre Türk devleti 2 kadına idam, 9 kadına ise 7 ila 15 yıl arasında değişen sürelerle hapis cezaları verdi. Raporda Türk devletinin Efrin’i işgalinden bu yana bin 100 kadının çeteler tarafından kaçırıldığı kaydedilirken, 300’ünün akıbeti ise meçhul. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Minbic kentindeki siyasetçiler, Türk devletinin uluslararası sessizlikten güç alarak insanlık dışı suçlarını işlediğini söyledi.

Türk devleti kadınları hedef alıyor

Minbic Kantonu Suriye Gelecek Partisi Kadın Konseyi Başkan Yardımcısı Buhaina Al-Hassan, Türkiye’nin Efrin’de işgalin ilk gününden bu yana sayısız hak ihlali gerçekleştirdiğini ifade ederek Kürt ve Arap kadınların hedef alındığını dile getirdi. Buhaina Al-Hassan, “Türk işgali ve kadınlara karşı paralı askerlerin uygulamaları insanlık dışıdır. Türk işgali ve paralı askerlerinin, işgal altındaki bölgelerde insan haklarına aykırı olan suçlarından ve ihlallerinden sorumlu tutulmasını istiyoruz. Türk devleti sadece işgal ettiği bölgelerde değil Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok yerinde kadın siyasetçileri çeşitli yöntemlerle hedef alıyor. Türk devletinin kadın düşmanlığı açıkça ortadadır. Kuzey ve Doğu Suriye’de ortaya çıkan kadın devriminden korkan Türk devleti, daha fazla suç işlemeye devam ediyor. Ancak kadınlar Türk işgaline karşı direnişini devam ettiriyor” şeklinde konuştu.

‘Her türlü suç yöntemi kullanılıyor’

Suriye Ulusal Demokratik İttifak Partisi Kadın Bürosu Başkanı Mona Al Halaf da Türk devletinin her türlü suç yöntemini kullandığına dikkat çekerek “Türk devleti, IŞİD çetelerinin ana sponsorluğunu yaparak Suriye krizinin uzamasına neden oldu. ‘Ulusal Güvenlik’ bahanesiyle Kuzey ve Doğu Suriye’yi işgal altına alan Türk devleti, uluslararası sessizlikte bu bölgede tüm dünyanın gözü önünde her türlü insanlık dışı ihlallerini sürdürüyor. Efrin halkına ve özellikle kadınlara karşı katliam, tecavüz, kaçırma, bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi, Türk parasını ve dilini dayatmaya kadar her türlü suç yöntemini kullanmaktadır” dedi.

‘Uluslararası toplum sessiz’

Efrinli kadınların Kuzey ve Doğu Suriye’deki Rojava Devrimi’nin bir parçası olduğunu sözlerine ekleyen Mona Al Halaf, “Türk devleti Efrinli kadınların haklarını ihlal ederek bu devrimden intikam almak istiyor. Türk devleti ve çeteleri tarafından işgal edilen Efrin’de bin 100 kadın kaçırıldı, 300'ünün akıbeti ise halen meçhul. Türk devletinin işlediği suçları sürdürmesi karşısında uluslararası sessizlik var. İşgal altındaki toprakları kültürel asimilasyon yoluyla uçuruma sürükleyerek, bu toprakları daha sonra kendi coğrafyasına katmak istiyor. Bu suçları azaltmak için radikal çözümün Türk işgalini Efrin'den çıkarmak ve bu ihlallere katılanların sorumlu tutmak olduğunu düşünüyorum. Efrinli kadınlar içler acısı durumlar yaşıyor. Yarısı yerinden edilmiş, yarısı ölümle karşı karşıya. Uluslararası toplum ise sessizliğini koruyor" ifadelerinde bulundu.

‘Uluslararası sessizlik Türk işgaline desteğin de bir göstergesidir’

Minbic Demokratik Birlik Partisi Eşbaşkanı Reem Derviş ise, Türk devletinin tarihine değinerek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türk devletinin tarihi Ermeni, Kürt gibi halklara yönelik katliam ve suçlarla doludur. Bugün Efrin'de Türk işgalinin gerçekleştirdiği ihlaller, tarih boyunca işlenen suçların devamıdır. Efrin halkının üçte biri yerinden edildi. Bu ihlallere maruz kalanlar da yerlerinden edilecek ve bölgede yerli halk bırakılmayacak. Türk devleti İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi, çünkü kadınları ve insanları koruyan yasalara uymuyor. Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi CEDAW’a imza atan Türk devleti, gerek işgal bölgelerinde ve gerekse de kendi ülkesinde kadına yönelik birçok ihlalde bulunuyor. Savaş ve çatışmalara sahne olan bölgelerde savaş suçları işleyen Türk devleti uluslararası sözleşmelerin tamamını ihlal etmiştir. CEDAW ve İstanbul Sözleşmesi imzacılarının bugün Türk devletinin kadınlara yönelik ihlalleri konusundaki sessizliklerini kınıyorum. Uluslararası sessizlik Türk işgaline desteğin de bir göstergesidir.”