Kadın yoksulluğu ve istihdamı için Meclis’e önerge

Kadın yoksulluğu ve istihdamı ile ilgili Meclis’e Araştırma Önergesi sunan HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, kadınların sosyal, ekonomik ve refah seviyelerinin artırılmasının önündeki engellerin kaldırılmasını istedi.

Ankara - HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, kadın yoksulluğu ve istihdamı ile ilgili Meclis’e Araştırma Önergesi verdi. Türkiye'de yaşanan çoklu krizlerin en çok kadınları etkilediği kaydedilen önergede, Türkiye'de derinleşen ekonomik kriz, siyasi istikrarsızlıklar ve kötü yönetimin toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini derinleştirdiği belirtildi. Önergede, “Krizlerin etkisini hisseden kadınlar; barınma, ısınma, geçinme ve güvenceli işlerde çalışmak gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır” denildi.

Önergenin devamında şunlar ifade edildi:

“Türkiye ekonomik alanda küresel ölçekte en derin toplumsal cinsiyet uçurumlarına sahip ülkelerden biri olmaya devam etmektedir. Ekonomik Kalkınma ve İş birliği Örgütü (OECD) ülkeleri içerisinde kadınlar ve erkekler arasındaki gerek istihdama katılım oranı gerekse ücretsiz emeğe ayrılan zaman açısından uçurumun en yüksek olduğu ülke Türkiye. 2020 yılında başlayan ve yaygınlaşan Covid-19 salgınıyla bu uçurumlar daha da derinleşti. Okulların kapanması, sağlık, eğitim, sosyal hizmetler ve ev hizmetlerine erişimdeki kısıtlamalar, hijyen ve hasta bakımı açısından artan gereksinimler gibi karantina ve evde kalmaya yönelik önlemler nedeniyle ev içi ücretsiz emeğe olan talepte bugüne kadar benzeri az görülen bir yükseliş gerçekleşirken, bu yükün önemli bir kısmı kadınların ev içinde artan çalışma saatleri ile karşılandı.

“Genç kadın işsizliği alarm veriyor”

Yapılan saha araştırmalarına göre, evli çiftlerde ortalama yüzde 80 artan ev işleri ve bakım hizmetine harcanan çalışma saatlerinin en az üçte ikisinin (yüzde 67’sinin) kadınlar tarafından karşılandığını gösterdi. Gıdaya, ilaca, sağlık hizmetlerine ve barınmaya erişimde yaşanan kriz özellikle bakım hizmetleri ve gıda temini ve yemek yapmak gibi haneye ait diğer işleri üstlenen kadınların yaşam koşullarını daha da zorlaştırmaktadır. Kadınların işgücüne katılımının önündeki engeller devam etmektedir. Kadınların yüzde 30-34 bandında seyreden düşük işgücüne katılım oranı, son yıllarda yüzde 14’ün altına inmeyen kadın işsizliği ve özellikle de yüzde 30’lar düzeyinde seyreden genç kadın işsizliği alarm vermektedir.

“Eşitsizlik yaş arttıkça derinleşiyor”

İstihdamdaki kadınların yadsınamayacak kısmı ise kayıt dışı, düşük ücretli, işyerinde şiddet ve taciz riskinin bulunduğu koşullarda çalışmaktadır. Cinsiyete dayalı ücret açığı ortalama yüzde 16 düzeyindedir. Ücret eşitsizliği, yaş arttıkça daha da derinleşmektedir. Bu ücret açığı, kayıt dışı çalışanlarda sigortalı çalışanlara göre yaklaşık iki kat daha yüksek düzeyde ilerlemektedir. Sanayi kentlerinin gecekondularında fason aracıları tarafından sefalet düzeyindeki günlük ücretlerle istihdam edilen yerli ve göçmen kadın işçiler hem sosyal korumadan hem de iş güvencesinden yoksun durumda hayatlarını idame ettirmeye çalışmaktadır.

“Hak temelli bakış açısı benimsenmeli”

Bu arka plana dayalı olarak, Türkiye’de hak temelli bakış açısını benimseyen, şeffaf, toplumsal cinsiyet eşitliğini amaçlayan ekonomi politikalarıyla duruma müdahale bugün her zamankinden daha da acil bir duruma gelmiştir. Bu politika notu özellikle makroekonomi, bakım ekonomisi ve işgücü piyasalarında iş ve iş-dışı yaşam dengesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği için öncelikli müdahale noktalarını saptamayı ve öneriler getirmeyi amaçlamaktadır.

“Çözüm politikaları hayata geçirilmeli”

Bu bağlamda kadın yoksulluğu sürekli artarken, kadınların sorunları görmezden gelinemeyecek noktaya gelmiştir. Kadınların sosyal, ekonomik ve refah seviyelerinin artırılmasının önündeki engellerin tespit edilmesi, bu engellerin yasal olarak ortadan kaldırılması ve kadın emeğinin korunması için çözüm ve politikaların hayata geçirilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederim.”