Filiz Budak: Türk savaş uçakları her gün kamp semalarında uçuyor
Türkiye’ye ait uçakların her gün Maxmur semalarında dolaştığını dile getiren Maxmur Halk Meclisi Eş Başkanı Filiz Budak, “Bu insanları bu topraklarda mülteci olarak kabul eden sorumlu güçler, bu saldırılardan sorumludur ve önlemeleri gerekiyor” dedi.
ROJEVÎN RÛBA
Maxmur- Kürdistan Bölgesel Yönetimi, 2019 yılından bu yana Maxmur Mülteci Kampı’na ambargo uyguluyor. Ambargo nedeniyle binlerce kişi işsiz kaldı, birçok kişi hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti ve birçok çocuk doğmadan anne karnında öldü. Bununla bağlantılı olarak Türkiye defalarca kampa uçaklarla saldırılar düzenledi. Maxmur Halk Meclisi Eş Başkanı Filiz Budak, Türk devletinin saldırıları ve Maxmur Mülteci Kampı’na uygulanan ambargo hakkında ajansımıza konuştu.
“En çok kadın ve çocuklar mağdur ediliyor”
Maxmur Halk Meclisi Eş Başkanı Filiz Budak, Maxmur’daki yolculuğuna dikkati çekerek, "1998'den beri Maxmur'da mülteci kampında yaşıyoruz. Ondan önce 1994'ten 1998'e kadar farklı kamplarda bir yolculuk geçirdik. Uygulanan ambargolara bakılırsa, kampın uzun süreli bir mülteci geçmişi var. Şu anda 2019 yılından beri devam eden bir kuşatma var. Bu kuşatma sırasında hem DAİŞ çetelerinin kara saldırıları hem de Türk devlet uçaklarının kampa yönelik hava saldırıları devam ediyor. Tabii ki burada en çok kadın ve çocuklar mağdur ediliyor” dedi.
“Ambargo toplumun psikolojisini bozdu”
Mevcut kriz nedeniyle çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Filiz Budak, “2019 yılından bugüne kadar uygulanan ambargo sürecinde kronik hastalığı olan hastalarımız, hamile annelerimiz, küçük yaştaki çocuklarımız hastaneye ulaşamadığı için yollarda hayatını kaybetti” dedi. Doktor kontrolüne düzenli gitmesi gereken yaşlı hastaların da mağdur edildiğini ve bu yüzden hayatlarını kaybettiğini de kaydeden Filiz Budak, yaşanan bu olumsuzlukların toplumun psikolojisini bozduğunu dile getirdi.
“Kampta sadece bir sağlık ocağı var ”
Filiz Budak, Maxmur’da hastane ve ilacın sınırlı olduğunu ve bu yüzden kamptaki hastaların sıkıntı yaşadığını belirterek, şunları söyledi: “Burada sabahtan öğlene kadar açık olan tek bir sağlık ocağı var ve bu sağlık ocağında sınırlı sayıda ilaçlar var. Bu da hem kadınların hem de çocukların büyük zorluklar yaşamasına sebebiyet veriyor. Yaz ve kış aylarında yayılan virüslerin yanı sıra korona virüsü sürecinde birçok insan hayatını kaybetti.”
“İnsani yardım fırsatları kesildi”
Mülteci kampı için Birleşmiş Milletler ve çeşitli insan hakları kuruluşlarının sağladığı tüm insani yardım fırsatlarının kesildiğini belirten Filiz Budak, bu fırsatların iyi değerlendirebileceğini belirtti ve “Gerek korona sürecinin gerekse kamptaki ambargo sürecinin bu topluluğa maddi, manevi ve psikolojik açıdan büyük zararlar verdiğini söyleyebiliriz. Öte yandan 28 yıllık direniş ve mücadeleye rağmen bu toplum, işgalcilere karşı emsalsiz bir mücadele yürütmüştür” dedi.
“Saldırılar en çok çocukları etkiliyor”
Filiz Budak, Türkiye’nin Maxmur Mülteci Kampı’na yönelik saldırılarının çocukların psikolojisini etkilediğini ve ilgili tarafların sorumluluklarını yerine getirmediğini söyledi. Filiz Budak, “Kamp içinde, çocuk spor sahası önüne ve çocukların oyun oynadığı parkların kapılarının önüne gerçekleştirilen hava saldırıları, birçok aileye zarar verdi ve çocukların ruh sağlığını bozdu. Şuan saldırıların en üst düzeyde ve tüm taraflara yönelik olduğu söylenebilir ancak birleşmiş milletler ve Irak hükümetinin bu kampa karşı bir sorumluluğu vardır ve hem günlük ihtiyaçları karşılama hem de kampı koruma açısından bu sorumluluklarını yerine getirmelidirler” ifadelerinde bulundu.
“Kamp sekiz kez bombalandı”
Hava saldırılarıyla Türkiye’nin Maxmur Mülteci Kampı’na büyük zarar verdiği söyleyen Filiz Budak, ambargodan bu yana kampın sekiz kez bombalandığını ve ilgili tarafların sorumluluklarını yerine getirmediğini belirtti. Filiz Budak, “2019'dan önce de saldırılar oldu, özellikle 2017 yılından bu yana Türk devleti tarafından kampa hava saldırıları düzenleniyor. Ambargonun gelişmesiyle birlikte Maxmur Mülteci Kampı’na yönelik hava saldırıları arttı ve DAİŞ çetelerinin çevreden yaptığı kara saldırıları çok sayıda can kaybına yol açtı” şeklinde konuştu.
“Sorumlu güçler saldırıları durdurmalıdır”
Türkiye’ye ait insansız hava araçlarının her gün kampın semalarında uçtuğunu ve bu araçların çocukların psikolojisini bozduğunu dile getiren Filiz Budak, “Türk devletinin 2019-2022 yılları arasında gerçekleştirdiği 8 hava saldırısı normal değildir. Türk devleti burayı kalıcı bir savaş alanı olarak görüyor. Birleşmiş Milletler himayesinde bu insanları bu topraklarda mülteci olarak kabul eden sorumlu güçler, bu saldırılardan sorumludur ve bu saldırıları önlemeleri gerekiyor” diye konuştu.