Filistin’de kadınlar siyasi temsiliyetin dışına itiliyor

Filistin’de kadınlar karar alma mekanizmalarının dışında bırakılıyor. Filistin Kadın Komiteleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi İslam Ebu Sarar, kadınların siyasal hayattan dışlandıklarını ama aslında çözümün kendisi olduklarını söylüyor.

RAFIF ESLEEM

Gazze- Filistin’de özelde Gazze Şeridi'ndeki kadınlar, ülkenin geleceğine dair yapılan uluslararası forumların dışında tutuluyor. Katılımcı delegasyonlar yalnızca erkeklerle sınırlı kalıyor ya da kadınların katılımı 4 kişi ile sınırlandırılıyor.  Kadınlar 17 yıldır uluslararası tartışmalara katılamazken, çeşitli konularda kendini ifade etme hakkından da mahrum bırakılıyor. Kadınların siyasette katılımları ise oldukça düşük. 

Filistin Kadın Komiteleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi İslam Ebu Sarar, kadınların uluslararası forumlara siyasi katılımının zayıf olmasının temel nedeninin, ülkelerindeki tüm siyasi hayattan dışlanmaları olduğuna dikkat çekti.

Filistinli kadınların mücadele tarihinin 1929'dan öncesi ve sonrasına dayandığını kaydeden İslam Ebu Sarar, ancak bugün gelinen aşamada kadınların bakanlık ve partilerdeki varlıklarının resmi kılındığını belirterek, “Filistin hükümetinde en fazla iki kadın bakan bulunuyor.  Kadınları siyasi alanda güçlenmekten mahrum bırakan ataerkil ideolojidir. Filistinli feminist figürler sadece partilerini temsil etmekle kalmamalı, başbakanlık pozisyonuna yükselip liderlik yapabilirler. Feminist kayıtlar, ilk özgürlük savaşçısı olarak kabul edilen Şadia Abu Xazaleh gibi kadınların başarılarıyla doludur” şeklinde konuştu.

‘Bu gerçek bir kriz’

İslam Ebu Sarar, 70 yıl boyunca kadınların ev içinde ve dışında toplumun her kesimiyle birlikte çalıştıklarını, acılarını, sorunlarını yaşadıklarını, her şekilde çözmeye çalıştıklarını, dolayısıyla bu durumun doğası hakkında yeterli farkındalığa sahip olduklarını anlattı. Filistinli kadınların farklı bir deneyim yaşadığını kaydeden İslam Ebu Sarar, “İşgal altında bir yaşam sürüyorlar. Bu anlamıyla Filistinli kadınların uluslararası forumlara katılamamalarının gerçek bir kriz olduğunu düşünüyorum.  Filistin'deki bölünmenin başlangıcından bu yana kadınların siyasi rolü azaldı. Kadınlar siyasi partilerde karar alma ve politika oluşturma merkezlerinde yer almıyor. Yasalar artık kadınlar için güvence sağlamıyor” dedi. 

‘Durum daha da kötüleşti’

Kadınların çeşitli şekillerde adil siyasi katılıma sahip olmaları gerektiğini belirten İslam Ebu Sarar, kadınların siyasi özgürlüklerini garanti altına alacak kamusal bir atmosfer yaratma çabasının gösterilmediğini ve durumun daha kötüleştiğinin altını çizdi. Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını hatırlatan İslam Ebu Sarar, “Silahlı çatışma durumunda kadınların barış süreçlerine ve siyasi kurumlara katılımının net ve doğru bir şekilde artırılması öngörülüyor. Filistin de onayladı ancak uygulamıyor. Gazze Şeridi'ndeki ekonomik durum nedeniyle kadınların çoğunluğu günlük ekmeklerini güvence altına almak için uzun saatler çalışmakla meşgul olduklarından siyasi hayata katılmaya zamanları yok” diye belirtti.

‘Kadınların yokluğu çözümde gecikmelere yol açtı’

Eril zihniyetin toplumda yerleştiğini kaydeden İslam Ebu Sarar, şunları söyledi:

“Toplum siyasetin erkek işi olduğunu düşünüyor. Kadının siyasetin sorumluluğunu üstlenemeyeceğini, kadınları siyasal katılımdan uzaklaştırıp rollerini iç siyasetle sınırlandırdığı yönünde yanlış bir anlayış da mevcut. Eğitim oturumlarıyla, bilimsel konferanslarla veya liderliği üstlenmeleri için kadınları harekete geçiren tartışmalar yürütülüyor. Bu buluşmalarda partilerin ve erkek üyelerin çıkarına olan fikirler vardı. Filistin uzlaşı delegasyonlarına kadınların katılmaması, Filistin bölünmesini sonlandıracak uygun çözümün bulunmasında bugüne kadar gecikmeye yol açtı. Ancak kadınlar bu tartışmaların sorumluluğunu üstlenerek, tüm Filistinlilere uygun alternatif çözümler bulmak ve onların acılarına son vermek için baskı yapabilirlerdi.”

‘Kadınlar dayanışma içinde çalışmalı’

Kadınların çözüm için birlikte dayanışma içinde olmaları gerektiğine işaret eden İslam Ebu Sarar, son olarak “Feminist kurumların çeşitli yöntemlerle dayanışması ve çalışması gerekiyor. Kadınların haklarını ve görevlerini bilmeleri için özel eğitim oturumları, temsil kotasının kaldırılması talebi ve kadınların haklarını alması gibi çalışmalar yapılmalı. Henüz uygulanmayan yüzde 30 kota yerine yüzde 50 kotayla eşit temsiliyet için uzun vadeli savunuculuk kampanyaları yürütülmeli. Devletin stratejisi ve gelecek planları kapsamında kadınların güçlendirilmesine yönelik politikalar geliştirmeye yönelik çalışmaların yürütülmesi de önemli” dedi.