Ebru Günay HDP 4. Büyük Konferansı Sonuç Bildirgesi’ni açıkladı
Seçim gündeminden, savaşa, kadınların mücadelesinden ekonomik yıkıma HDP her konuyu masaya yatırdı ve sonuç bildirgesini açıkladı.
Ankara- HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay, partisinin genel merkezinde Türkiye’nin gündemini değerlendirdiği haftalık basın toplantısını gerçekleştirdi. Basın toplantısında iki gün süren 4. Büyük Konferansın sonuç bildirgesini açıklayan Ebru Günay, konuşmasına bugün gazetecilere yönelik yapılan gözaltıları uygulamalarını kınayarak başladı.
“Diyarbakır’da özgür basın emekçilerine yönelik bir gözaltı saldırısı gerçekleşti. Onu kınayarak başlamak istiyorum. AKP iktidarı toplumsal desteğini yitirdikçe muhaliflere, partimize, basın emekçilerine saldırmaya devam ediyor, Türkiye'den yükselen alternatif sesi kısmaya devam ediyor. Özgür basına yönelik saldırı daha özel bir anlam taşıyor. Ne zaman bir kırım, saldırı operasyonu başlatmak istese AKP iktidarı önce Türkiye haklarının özgür haber haklarını engellemek için özgür basın emekçilerine yönelik bir saldırı gerçekleştiriyor.
Dolayısıyla bu gözaltıları kınıyor, özgür basın emekçilerinin yanında olduğumuzu ve dayanıştığımızı ifade etmek istiyoruz. Özgür basın geleneğinden gelen gazeteci arkadaşlarımız hakikatleri söylemeye, hakikat haberciliği yapmaya her türlü baskı ve saldırıya rağmen devam edeceklerdir.”
HDP 4. Büyük Konferansı Sonuç Bildirgesi
İki gün süren konferansta çok derin ve kapsamlı tartışmalar yürütüldüğünü ifade eden Ebru Günay, sonuç bildirgesini paylaştı. Sonuç bildirgesinden bazı satır başlıkları şöyle:
“4. Büyük Konferansımızda eleştirel ve özeleştirel değerlendirmelerde bulunduk; önümüzdeki dönemin politik ve örgütsel ihtiyaçlarını saptayarak faşist rejime karşı demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi bir düzenin kurulmasının ve güçlü demokrasi inşasının adresi olduğumuzun kararlılığını bir kez daha gösterdik.
Konferansımızda, ‘Demokrasi İttifakını büyütme’, ‘Demokratik Cumhuriyeti inşa etme’ mücadelemiz ile ‘İmralı tecridini’ ve ‘cezaevlerindeki hak ihlallerini’ sonlandırma başta olmak üzere, ekonomik kriz, ekolojik talan, tarım, yerel yönetimler, gençlik, engelliler, mülteci ve göçmenler, çocuklar ve emekliler-yaşlılarla ilgili partimizin yol haritasını belirleyen ve Türkiye siyasetini doğrudan etkileyecek kararlar aldık. Ayrıca 4. Kadın Konferansı’nın aldığı kararları benimsedik.”
Dayanışmayı güçlendirme çağrısı
“4. Konferansımızda, farklı alanlarda mücadeleyi büyütme irademizi bir kez daha güçlü bir şekilde vurguladık. Türkiye, tarihsel bir kırılmadan geçerken, ezilenlerin ortak mücadele birliği ile Demokratik Cumhuriyeti inşa etme kararlılığındayız. Bu bağlamda; İkinci Yüzyılda Demokratik Cumhuriyeti inşa edeceğiz.
Cumhuriyet’in geride bıraktığı yüz yıllık zaman diliminde; farklı kimliklerin, kültürlerin, anadillerin ve inançların varlığını inkâr eden, evrensel temel hakların reddine dayalı demokrasiden yoksun mevcut rejim miadını doldurmuştur.
Konferansımız, önümüzdeki dönemde demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet zemininde bir araya gelme iradesini gösterenler olarak; Demokratik Cumhuriyeti inşa hedefine ulaşmak için ortak mücadeleyi ve dayanışmayı güçlendirmeye karar vermiştir. Konferansımız, bu kapsamda eşit, özgür ve demokratik bir ortak geleceği inşa etmek için herkese birleşik mücadele çağrısı yapmaktadır.”
3 yol siyaseti
“Konferansımız, Türkiye’de yaşanan çoklu krizin bir sebebi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni değiştirmeyi; bunun yerine demokratik, özgürlükçü ve eşitlikçi bir düzenin kurulması ile güçlü demokrasinin inşasını temel hedef olarak belirlemiştir. Türkiye halkları ne demokrasiyi ortadan kaldıran Cumhur İttifakı’na ne de vesayetçi geçmişi özleyen eskinin tekrarı muhalefete mecburdur. Bu sebeple, 3. Yol siyasetimizle Demokrasi İttifakı’nı büyütmek ve sokak sokak, mahalle mahalle toplumsallaştırmak temel hedef olarak belirlenmiştir.”
Kürt sorununda demokratik çözüm
“AKP-MHP iktidarı, Kürt düşmanlığını daha fazla arttırarak savaş ve çatışma politikalarında ısrar etmekte ve ülkenin içinde bulunduğu çoklu krizi derinleştirmektedir. Kürt sorunu, diyalog ve müzakere temelinde Meclis zemini dahil olmak üzere sorunun tüm muhatapları ile demokratik bir şekilde çözülmelidir. Aksi durumda Türkiye’nin ne demokratikleşmesi ne de toplumsal huzura kavuşması mümkün olacaktır. HDP, Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümü için üzerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye devam edecek ve bu konudaki tutumunda ısrarcı olacaktır.”
İmralı tecridi son bulmalı
“Sayın Öcalan’ın 23 yıldır mutlak tecrit koşullarında tutsak edilmesi Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözüm önündeki en büyük engeldir. Tecrit ile birlikte aynı
zamanda Türkiye halklarının da barış hakkı ve umudu gasp edilmektedir. İmralı’dan her daim yükselen barış çağrısına kulak verilmelidir. Diyalog ve müzakere odaklı bir çözüm ve bu toprakların on yıllardır ihtiyaç duyduğu barış için İmralı’nın kapıları açılmalı, kendisinin özgür yaşam koşulları sağlanmalıdır.”
Kadınlar vazgeçmeyecek
“Erkek egemenliğinin benzer biçimlerini farklı gibi sunan ‘iki yolun’ kadınlar açısından da özgürlük, demokrasi, barış ve eşitlik getirmeyeceğini biliyoruz. Kadın katliamlarına, tacize,
tecavüze, çocuk istismarına, ev içinde ve dışında emek sömürüsüne karşı kadın dayanışmasını ve mücadeleyi büyütmekte ısrarcıyız. Kadınların tarihsel kazanımları olan eşbaşkanlık ve eşit temsiliyetten de, İstanbul Sözleşmesi’nden de vazgeçmiyoruz.”
Seçim gündemi
“HDP olarak, parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dar ve kısa vadeli çıkar hesaplarıyla değil; Türkiye halklarının çıkarları temelinde yaklaşıyoruz. Parlamentoyu çoğulcu bir yapıya kavuşturma mücadelemize devam edeceğiz. Bu mücadelemizle ezilenlerin, emekçilerin, kadınların, halkların, kültürlerin, inançların, cinsiyet kimliklerinin, engellilerin ve gençlerin parlamentoda güçlü şekilde temsil edilmesini hedefliyoruz. Bu kapsamda, parlamento seçimlerinde, statükocu-restorasyoncu güçler ve iktidar bloğu karşısında HDP’nin çizgisi 3. Yol’dur, demokratik seçenektir.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bizler için esas olan adayın kim olacağı değil, yeni dönem politikalarının ve ilkelerinin ne olacağıdır.”