CHP’li Sera Kadıgil: Samimi olsaydınız KADES’e Kürtçe’yi de eklerdiniz
CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, AKP’nin kadına yönelik şiddetin araştırılması için verdiği önergeye ilişkin, “Eğer gerçekten kadına yönelik şiddetle mücadele etmek niyetinde olsaydınız, gerçekten eksiksiz bir şekilde bu ülkenin tüm kadınları için adalet istiyor olsaydınız 6 dil koyduğunuz KADES uygulamasına Kürtçeyi de eklemeyi akıl ederdiniz ve bu ülkede Kürtçenin kullanılabileceği tek yer Sayın Erdoğan'a aşkınızı itiraf ettiğiniz tabelalar olmazdı” dedi.
Haber Merkezi - Dün TBMM Genel Kurulu’nda AKP’nin kadına yönelik şiddetin araştırılması ve önlenmesi için verdiği Araştırma Komisyonu önergesi görüşmelerinde sert tartışmalar yaşandı. CHP İstanbul Milletvekili ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Sözcüsü Sera Kadıgil, kurulda yaptığı konuşmada, AKP’nin sadece kamuoyunun baskısına dayanamayarak yeni bir hamle yaptığını ve samimi olmadığını ifade etti. Kadıgil, “Eğer gerçekten kadına yönelik şiddetle mücadele etmek niyetinde olsaydınız, gerçekten eksiksiz bir şekilde bu ülkenin tüm kadınları için adalet istiyor olsaydınız 6 dil koyduğunuz KADES uygulamasına Kürtçeyi de eklemeyi akıl ederdiniz ve bu ülkede Kürtçenin kullanılabileceği tek yer Sayın Erdoğan'a aşkınızı itiraf ettiğiniz tabelalar olmazdı” dedi.
“Önergeyi kabul edeceğiz ancak AKP samimi değil”
Muhalefet partilerinin verdiği onlarca önergenin AKP ve MHP oylarıyla reddedilmesine rağmen AKP’nin kadına yönelik şiddetin araştırılması için verdiği önergeye kabul oyu vereceklerini söyleyen Kadıgil, “Elbette biz halka faydası dokunacağını düşündüğümüz bir öneriyi kimden gelirse gelsin kabul etmekle mükellefiz. O nedenle kadına yönelik şiddetin neden olduğunu ve nasıl çözüleceğini aslında çok net bilsek de bu araştırma teklifine evet diyeceğiz” diyerek, AKP’nin mücadele konusunda samimi olmadığının da altını çizdi.
Sera Kadıgil konuşmasının devamında şunlara yer verdi:
“Peki, gerçekten kadına yönelik şiddetle mücadele etmek istiyor olsaydınız ne yapardınız ya da ne yaptınız geçtiğimiz on sekiz yılda? Özetleyeceğim: Mesela bu Meclisin emeklerine, bu Meclisin yasamasına bir parça saygı duyardınız, imzaladığımız uluslararası sözleşmeleri tartışmaya açmak yerine nasıl uygulayacağımızı tartışırdınız.
Mesela, toplumsal cinsiyet eşitliği programlarını üç beş gerici yobaz saldırdı diye liselerin, üniversitelerin müfredatlarından çıkarmaya tenezzül etmezdiniz.
Mesela, erkek yargının katil erkeklere mavi boncuk dağıtır gibi dağıttığı haksız tahrik ve iyi hâl indirimlerini kaldırır, bizim sadece 3 tane önergemiz var, tenezzül edip bunları bir görüşürdünüz.
Mesela, analar başınızın tacı ya!, gerçekten analar sizin başınızın tacı olsaydı eğer, analık ödeneğine göz dikmezdiniz patronların sesini dinleyip, anaların sesini dinlerdiniz. "Kadınlar iş aradığı için işsizlik artıyor." diyebilen Bakanınızı aynı gün kapının önüne koyardınız arkadaşlar.
Çocuk bakımı tek başına kadının sırtında olmasın, ekonomik bir eşitlik olsun istiyor olsaydınız tarikat yurtları açmak yerine ücretsiz ve güvenilir kreşler açardınız arkadaşlar. İş yerlerinde kanuni yükümlülük var ya hani "Kreşler açılması lazım." diyor, 1-2 müfettiş gönderirdiniz, patronlar 3 kuruş az kazanırdı ama kadınlar güven içinde çocuklarını bırakacak bir yer bulurdu mesela.
Köy ilkokullarını kapatmazdınız mesela. 4+4+4 diye bir garabet getirip kız çocuklarını eğitimden hepten uzaklaştırmazdınız mesela.
Elektronik kelepçeler var ya, Boğaziçili öğrencilerin bileğine değil de belki Ayşe Tuba Arslan'ın şikâyet ettiği, 23 kez şikâyet etmesine rağmen öldüren o katilin bileğine takardınız mesela.
Ve son olarak, bilin ki sevgili arkadaşlar, cinsiyetçilik her daim sömürüyle olduğu kadar ırkçılıkla da kol kola yürümüştür. Siz gerçekten eksiksiz bir şekilde bu ülkenin tüm kadınları için adalet istiyor olsaydınız 6 dil koyduğunuz KADES uygulamasına Kürtçeyi de eklemeyi akıl ederdiniz ve bu ülkede Kürtçenin kullanılabileceği tek yer Sayın Erdoğan'a aşkınızı itiraf ettiğiniz tabelalar olmazdı diye düşünüyorum.
Eğer siz gerçekten de mutlak bir eşitlik istiyor olsaydınız bu ülkenin bir kısım yurttaşına sırf cinsel yöneliminden ötürü bu kadar saldırmazdınız, bu kadar zulmetmezdiniz. Kendi Anayasanıza, kendi yargı içtihatlarınıza bir parça saygı gösterir, LGBTİ+ arkadaşlarımızı şeytanlaştırmaz, varoluşlarına saygı göstermeyi bilirdiniz!”