CHP’den istifa eden Sera Kadıgil TİP’e geçti
Partisinden istifa ederek TİP’e geçen CHP’nin İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, “Siyasette olacaksam, olduğum gibi olmak istiyorum. İsteyen varsın imkansız desin, ben sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyada inat ediyorum! Ali İsmail’in düşlerindeki özgür dünyada inat ediyorum!” dedi.
Haber Merkezi – Meclis’te basın toplantısı gerçekleştiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, partisinden istifa ettiğini duyurdu. “Bugün itibariyle çok sevdiğim evimden, beni eğitip bugünlere getiren partimden istifa etmiş bulunuyorum” diyen Sera Kadıgil, CHP çatısı altında olmasa da CHP’lilerle Türkiye’yi AKP karanlığından kurtarmak için her daim yan yana ve omuz omuza olacağını belirtti.
“Tertemiz bir ideolojik ayrılıkla karşınızdayım”
Sera Kadıgil, sözlerinin devamında şu ifadelerde bulundu: “Ben bu adımı bu mücadeleye köstek olmak için değil bilakis biraz daha solunuzdan destek olabilmek için atıyorum. Hem önümüzdeki tarihi seçim sürecinde, hem de elbirliğiyle yaralarımızı sarma aşamasına geçtiğimizde, hepimizin iyiliğine olduğunu düşündüğüm bir yola çıkıyorum. Bilin ki ülkem için doğru olduğuna inandığım şeyi yapıyorum. Fikrim hür, vicdanım rahat. Gerçekten tanıyanların, beni anlayacağını biliyorum. Evet, bu ayrılığın sebebi ne bir kavga ne de bir tartışma. Tertemiz bir ideolojik ayrılıkla karşınızdayım.”
Sera Kadıgil konuşmasının devamında şu ifadelerde bulundu:
“Hayata mevcut yapıların çok daha solundan bakan, insan uydurması sıfatların, mülkiyet aşkının insanlığı ve gezegenimizi felakete sürüklediğini görenler. Sadece AKP’den değil, bugün AKP’nin temsil ettiği bu kokuşmuş düzenin bizzat kendisinden de kurtulmak isteyenler. Ben de kişisel olarak bu insanlardan biriyim. Oysa siyasetin başka kuralları var. Ana hat olarak ortak bir yola karar verildiğinde o yoldan sapmadan disiplinle yürümek yol arkadaşlarına karşı gerekli ve yerinde bir sorumluluk. İşte ben de tam bu noktada artık bir yol ayrımına geldiğimi hissettim. Ben, tüm gücümle siyaset yapmaya Gezi Direnişi'nden sonra, orada gördüklerimden, öğrendiklerimden, orada bozulan ezberlerimden sonra başladım ve kendime bir söz verdim, asla profesyonel bir siyasetçiye dönüşmeyecektim. Aktivisttim ve böyle kalmakta inat edecektim.
“Türkiye İşçi Partisi’ne katılıyorum”
Örgütlü kadın hareketinin hepimize öğrettikleri sayesinde yüzleştiğim toplumsal cinsiyet eşitsizliği üzerine yaptığım okumalar, gururla söylemeliyim ki beni azılı bir feminist haline getirdi. Ve yine geç kalarak da olsa nitelikli bir sosyal demokrat olmak üzere çıktığım yol ise beni bir kez daha ne mutlu ki Denizlerin yoluna çıkarttı… İşte o yol, o ruh bugün bu Meclis'te temsil ediliyor. Ve artık Türkiye’nin ilk kadın genel başkanının, Behice Boran’ın partisinin Meclis grubunu, ikisi bıyıklı üç erkeğe terk etmeye gönlüm razı gelmiyor. İşte ben bugün itibariyle, inandığım değerleri açıkça ve yüksek sesle savunmak için, bu düzeni biraz düzeltmeye değil, tümden değiştirmeye çalışmak için, dünya görüşüme daha yakın gördüğüm bir partiye, Türkiye İşçi Partisi’ne katılıyorum.
“Ali İsmail’in düşlerindeki özgür dünyada inat ediyorum”
Ben hiç yürekten inanmadığım bir şeyi size anlatmadım, bundan sonra da yapmak istemiyorum. Ne düşünüyorsam, ne hissediyorsam açıkça onu konuşmak istiyorum. Siyasette olacaksam, olduğum gibi olmak istiyorum. İsteyen varsın imkansız desin, ben sınıfsız ve sömürüsüz bir dünyada inat ediyorum! Ali İsmail’in düşlerindeki özgür dünyada inat ediyorum!”