Ahîn Siwêd: Sessizliği Türk devletinin suçlarıyla işbirliği olarak görüyoruz

Cizîr Bölgesi Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi Eşbaşkan Yardımcısı Ahîn Siwêd, uluslararası güçlerin Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırısına sessiz kalmasını, “işbirliği” olarak değerlendirdi.

EBÎR MUHEMED

Qamişlo - Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 5 Ekim’den bu yana sürdürdüğü saldırılarda 2'si çocuk olmak üzere 48 kişi hayatını kaybetti. Ayrıca Türk devleti, 17 petrol kaynağına, 11 enerji istasyonuna, 2 sağlık ocağına, bir ekmek fırını, 48 okula, ondan fazla sanayi tesisine, fabrika ve şirketlere saldırdı. Cizîr Bölgesi Özerk Yönetimi Yürütme Konseyi Eşbaşkan Yardımcısı Ahîn Siwêd, Türk devletinin son dönemde Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları değerlendirdi.

19 Temmuz Devrimi’nin başlangıcından ve Özerk Yönetim'in kurulmasından bu yana Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerinin Türk devletinin işgal saldırılarına maruz kaldığını belirten Ahîn Siwêd, “Ancak son dönemde 4 Ekim'den bu yana çok ciddi saldırılar yaşanıyor. Bu saldırıların ana hedefi Suriye'nin Kuzey ve Doğu bölgelerindeki alt yapılar, kurum ve kuruluşlar, hizmet binaları, halkın temel yaşam kaynakları oldu” dedi.

‘Yeni göç dalgaları yaratmak istiyorlar’ 

Türk devletinin savaş politikalarıyla bölgedeki birlik ve barışı bozmak istediğini, halkı göçe zorladığını söyleyen Ahîn Siwêd, "Zaten saldırıların amacı çok net. Türk devletinin birinci amacı Suriye'nin Kuzey ve Doğu bölgelerindeki güvenlik ve huzur ortamını ortadan kaldırmaktır. Yeni bir göç dalgası yaratmak istiyor o yüzden halkın yaşam kaynaklarına saldırıyor. Çünkü tüm yaşam kaynakları yok olduğunda insanlar bölgelerinden göç etmek zorunda kalacak. Türk devletinin planı aynı zamanda demokratik çatı altında toplanmış tüm birimlerin sistemini yıkmak, yok etmektir” sözlerine dikkat çekti.

‘Yaşamsal ihtiyaçlar yok edildi’

Halkın büyük bir mücadeleyle elde ettiği kazanımların hedef alındığını kaydeden Ahîn Siwêd, şöyle devam etti: "Bilindiği gibi Rojava Devrimi halkla başladı. Rojava Kürdistanı halkı ekonomisini yoktan var etti. Türk devleti halkın 12 yıllık başarılarını hedef alıyor. Her açıdan ve her planında başarısız olan Türk devleti, şimdi de halkın yaşamsal ihtiyaçlarına saldırıyor. Bu ağır saldırılar sonucunda çok sayıda hasar meydana geldi. 17 petrol kuyusu, 11 enerji istasyonu, 2 sağlık ocağı, bir fırın, 48 okul, fabrika ve şirketlere ait ondan fazla sanayi tesisi hedef alındı. Bütün zararı Kuzey ve Doğu Suriye halkı gördü ama en çok zarar petrol kuyuları da dahil olmak üzere elektrik üretiminin ana kaynağına iki kez saldırıldığı için Cizîr Bölgesi oldu. İnsanlar elektriksiz ve susuz kaldı. Yaşamsal ihtiyaçların birçok temel kaynağı yok edildi ve hizmet dışı kaldı."

Uyuşturucuya karşı mücadele

Özerk Yönetim olarak kendileri için en büyük acının İç Güvenlik Güçleri Cizîr Bölgesi Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü'nün bombalanması olduğunu söyleyen Ahîn Siwêd, “Saldırı sonucunda 29 güvenlik görevlisi şehit oldu, 28 kişi de yaralandı. Kuzey ve Doğu Suriye genelinden katılımlarla uyuşturucunun yayılmasını önlemek ve halkı uyuşturucu kullanımına karşı korumak için yoğun çalışmalar yürütülüyordu. Bizler Özerk Yönetim olarak uyuşturucuya karşı çalışmalarımızı sürdürüyoruz” ifadelerinde bulundu.

‘Sessizliği iş birliği olarak görüyoruz’

Koalisyon güçlerinin ve uluslararası tarafların Türk devletinin eylem ve suçlarına yanıt vermediğine dikkat çeken Ahîn Siwêd, bu sessizliği iş birliği olarak gördüklerinin altını çizdi. Ahîn Siwêd, değerlendirmesini şu sözlerle tamamladı: “Demokratik Suriye Güçleri QSD, IŞİD’e karşı yıllarca savaştı ve direndi. Koalisyon da bu konuda ortak ama ne onlar ne de uluslararası taraflar Türk devletinin suçlarına yanıt vermedi. Biz bu sessizliği Türk devletinin suçlarıyla işbirliği olarak görüyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye'de insani durumun daha da kötüleşmemesi için bölge halkına sahip çıkmak ve Türk devletinin suçlarının önünde durmayı istiyoruz."