RAPARİN BAKER

Şehba- Paralı askerlerin kontrolündeki Halep'in doğusundaki El Bab ilçesinde Şam Cephesi ya da diğer bir adıyla Levant Cephesi ile Hamza Tugayı arasında silahlı çatışma çıktı. Çatışma, diğer grupların da dahil olmasıyla büyüdü. Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) çatışmalarda yer aldı. Bu kapsamda HTŞ, Efrîn’de bulunan ilçe merkezi ile Cindires ilçesini kendi kontrolüne aldı. Bunun yanı sıra HTŞ ve diğer gruplar arasındaki çatışmalar devam ediyor. Suriye’de Türkiye ve başka güçlerin kontrolünde olan bölgelerde yaşanan çatışmalar yeni değil.

Efrîn Özerk Yönetim Yürütme Meclisi Eş Başkanı Şiraz Hemo, başka güçlerin kontrolünde olan bölgelerde yaşanan son gelişmeleri ve bunun kadınlar üzerindeki etkisini değerlendirdi.

“Kadın şahsında toplum hedef alınacak”

Şiraz Hemo, HTŞ’nin Efrin'e girmesiyle birlikte kadınların durumunun her yönüyle daha da kötüleşeceğini belirterek, “Heyet Tahrir Şam'ın gelmesiyle kadınların durumu daha da kötüye gidecek. Kadın şahsında toplumu hedef alan ihlaller ve uygulamalar değişmeyecek” dedi. Yaşanan çatışmalarda Türkiye istihbaratının parmağının olduğunu söyleyen Şiraz Hemo, “Suriye'nin içişlerine karışan ülkelerin çıkarları başta Rusya ve Türkiye olmak üzere örtüşmezse, Suriye arenasında herhangi bir değişikliğe tanık olmayacağız” diye belirtti.

“İsimler farklı ideolojiler aynı”

Suriye rejimi ile Türkiye arasındaki yakınlaşmaya ilişkin konuşan Şiraz Hemo, “Türk işgali ile Suriye rejimi arasındaki güvenlik koordinasyonu Suriye krizi yıllarında durmadı. Bu yüzden şu anda HTŞ'nin Efrin'e girmesiyle neler olup bittiğine bakılabilir. Yakınlaşmanın şartları arasında terör örgütlerinin hedef alınması, üzerinde baskı kurulması Suriye rejimi ile uzlaşmayı kabul etmesidir” ifadelerini kullandı. ‘HTŞ'nin kontrolü ele geçirdikten sonra Efrin'de ne değişecek?’ sorusuna Şiraz Hemo şu yanıtı verdi:

“İsimler farklı ama işgal altındaki bölgelerdeki tüm çetelerin ideolojisi aynı. Hiçbir değişiklik görmeyeceğiz. Hayat Tahrir El-Şam, düşünce ve ifade özgürlüğünün baskı altına alınmasından sosyal medyada aktivistlerin yargılanmasına, vatandaşlara saçlarını nasıl kestireceklerini ve giydireceklerini empoze etmeye kadar DAİŞ uygulamalarına çok benzeyen hayatın en küçük detaylarına müdahale ediyor.”