Kemik ölçümlerinizi ihmal etmeyin!
Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz, yaşlılığın doğal bir sonucu olarak görülse de aslında önlenebiliyor ve tedavi de ediliyor. Doğru beslenerek kemik erimesinin önüne geçebilirsiniz.
Haber Merkezi- Dünyada her üç saniyede bir, kemik erimesine bağlı bir kırık oluşuyor. 50 yaşından sonra her üç kadından biri osteoporozdan kaynaklı kırık yaşıyor. Türkiye’ de yine 50 yaş üstü her 3 kadından 1’inde kemik erimesine bağlı kırık olduğu gözlemleniyor. Evet kemik erimesi ciddi bir hastalık ancak tedavisi mümkün; hatta önlenmesi de.
Genç ve sağlıklı kemiklerde güçlü kollajen liflerine bağlı mineraller ve çoğunlukla da kalsiyum tuzlarından meydana gelen bir yapılanma söz konusu. Yaşlanmayla birlikte bu gücünü kaybederek dayanıksızlaşması ve zayıflaması normal. Ancak osteoporoz kemik yoğunluğundaki aşırı düşüş sebebiyle kemiklerin çok daha kırılgan bir yapıya dönüşmesi anlamına geliyor. Kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz, süngerimsi ( gözenekli ) kemik olarak tanımlanır. Yani kemiklerin içlerinde boşluklar oluşarak yoğunlukları azalır. Buna bağlı olarak kırılmaya ve çatlamaya yatkın hale gelir. Genellikle bir kırık ya da çatlak geliştikten sonra kemiklerin görüntülenmesi sonucunda tespit edilir. Kemik erimesine bağlı kırık oluşumunun en yaygın görüldüğü kemikler ise el bilekleri, kalçada bulunan kemikler ve omurgadır.
Peki belirtiler nelerdir?
Kemik erimesinin, erken dönemde bir brlirtisi yok. Kemik yoğunluğunun azalmasına bağlı olarak kemikte herhangi bir kırılma ya da çatlama ortaya çıkmadığı veya kemik yoğunluğu testleri yapılmadığı sürece hastalığın fark edilmesi oldukça zor. İleri aşamada belirtiler ise şöyle:
• Çökmüş bir omurun sebep olduğu bel ağrıları ve omurga içerisinde kırık
• Zamanla kemiklerin eğrilmesinden kaynaklı olarak boyun kısalması
• Çarpık duruş ve kamburlaşma
• Basit hareketlerde dahi meydana gelebilen çatlamalar ve kırılmalar
Engelleyebilir ve tedavi olabilirsiniz
Dünyada 200 milyondan fazla insanı etkileyen kemik erimesi engellenebilir ve doğru ilaçlarla tedavi edilebilir. Kemik erimesine bağlı olarak oluşan kemik kaybı kırık yaşanmayana kadar anlaşılamayabiliyor. Oluşan kırıklar şiddetli ağrıya yol açıyor. Pek çok hastalıkta olduğu gibi kemik erimesinde de erken tanı ve tedavi büyük önem taşıyor. 50 yaşında kemik erimesi teşhisi konmuş bir kişi erken tanı sayesinde, yaşam biçimine dikkat ederek ve doğru ilaç tedavileriyle kırıksız bir yaşam sürdürebilir.
Kemiklerinizi korumak için spor ve beslenme şart
Sağlıklı kemikler için doğru bir beslenme ve spor çok önemli. Gençler ve çocuklar genetik olarak ulaşabilecekleri en yüksek kemik yoğunluğunu elde etmek için peynir ve süt gibi kalsiyumlu gıdalar tüketmeli, ip atlama gibi sportif aktivitelere yoğunlaşmalı. Olgunlukta erken yaşanabilecek kemik kaybını önlemek ve sağlıklı bir iskelete sahip olmak için sağlıklı beslenmeyi ve aktif bir yaşam tarzı esas alınmalı. Yaşlılık döneminde ise herhangi bir sağlık sorunu yaşanmasa da 65 yaş üstü tüm kadınlara ve 70 yaş üstü tüm erkeklere, yine riskli grubu oluşturan 50 yaş üstü kişilere kemik yoğunluğu ölçümü yapılması gerekiyor. Risk grubundaki kişilerde herhangi bir sağlık sorunu söz konusu değilse bile çekim için muhakkak doktora gitmeleri gerekli. Kemik ölçümlerinizi ihmal etmeyin! Mevcut olan kemik kitlesinin korunmasını sağlamak ya da artırılması oluşabilecek kırıkların önüne geçilebilir. Bu noktada tüketilecek olan gıdaların önemi oldukça büyük. Düzenli olarak tüketildiğinde kemik erimesine iyi gelen gıdalar; soğan, kayısı, kuru erik, marul, brokoli, elma, üzüm çekirdeği, portakal, badem, balık ve ıspanak. Elbette yeterli miktarda protein ve D vitaminini çok önemli.