Bingazi’de hemşire Aziza tüm zorluklara rağmen hastalara şifa dağıtıyor

Bingazi’de pandeminin zor koşullarında enfekte olan hastalara tüm zorluklara rağmen şifa dağıtmaya çalışan hemşire Aziza Al Safrani, “23 yıldır hemşireyim, en zor yıllarım pandemi süreci boyunca yaşadığım zaman dilimi oldu. İç savaş bile bizi bu kadar yıpratmadı” sözleri ile yaşanan sürecin ağırlığına dikkat çekerek, sağlık alanındaki eksikliklerin giderilmesini dört gözle beklediklerini belirtiyor.

Bingazi’de pandeminin zor koşullarında enfekte olan hastalara tüm zorluklara rağmen şifa dağıtmaya çalışan hemşire Aziza Al Safrani, “23 yıldır hemşireyim, en zor yıllarım pandemi süreci boyunca yaşadığım zaman dilimi oldu. İç savaş bile bizi bu kadar yıpratmadı” sözleri ile yaşanan sürecin ağırlığına dikkat çekerek, sağlık alanındaki eksikliklerin giderilmesini dört gözle beklediklerini belirtiyor.

ÎBTÎSAM AXFÎR

Bingazi – Covid-19 nedeniyle son tabloya göre virüs taşıyan insan sayısının 204 bin 090 olan Libya’da 3 bin 240 kişi ise yaşamını yitirdi. Virüs kapan ve tamamen iyileşen hasta sayısı ise 180 bin 860 kişi. Pandemi ile birlikte rakamlar, rakamların getirdiği infografiler çarpıyor gözümüze, bir de bu işin deyim yerindeyse mutfağı olan hastaneler var. Covid-19 yaygınlaşmaya başladığı sırada Bingazi’deki hastanede görev yeri değişen hemşire Aziza Al Safrani, mesleğinin tüm zor koşullarına rağmen şifa dağıtmak için işine dört elle sarıldığını söylüyor. Bingazi’de bulunan özel bir hastanede çalışan hemşire Aziza, Ağustos 2020 tarihinden bu yana yalnızca Covid 19 testi pozitif olanların kaldığı bölümde sağlık hizmeti verdiğini belirtiyor. Pandemiden bu yana hiç izin kullanmayan hemşire Aziza, üstelik enfekte olan hastaların ve yakınlarının da çoğu kez fiziki yönelimine maruz kalmış.

“İşimi sevdiğim için tüm zorluklarına katlanıyorum”

Meselenin bununla bitmediğini belirten hemşire Aziza Al Safrani, “Hastaya tedavi uygulanmasında en baş öğelerin başında gelen hemşireler olarak çoğu kez tacize maruz kalıyoruz. İstismara uğruyoruz. Zaten zor bir süreç ve çalışma ortamı, bir de üstelik enfeksiyonlu hastalarla fiziki anlamda sürekli burun buruna çalışıyorsunuz, yıpratıcı oluyor, fakat işimi severek yaptığım için tüm zorluklarına da katlanıyorum” diyor. Hemşirelerin yaşadığı zorlukların anlaşılmadığına dikkat çeken hemşire Aziza, “Bizim işimiz şifa dağıtmak ancak bozulmuş bir psikoloji ile nasıl şifa dağıtabilirsiniz ki? 23 yıldır hemşireyim, en zor yıllarım pandemi süreci boyunca yaşadığım zaman dilimi oldu. İç savaş bile bizi bu kadar yıpratmadı” diyerek, sağlık çalışanlarının yaşadığı buhranlı hali anlatıyor adeta.

“Hastalara kendi ailemden biriymiş gibi davranıyorum”

Gelen tüm vakaları ailesinden biriymiş gibi davrandığını söyleyen hemşire Aziza Al Safrani, sözlerine şöyle devam ediyor: “Hemşirelik biraz böyle. Profesyonelliğin yanı sıra güven altında yaklaşım görmek istiyorlar ve bu ortamı sağlamaya çalışıyoruz. Ancak virüs kapmaktan da korkuyorum aslında. Bu korku bir çok sağlık çalışanında var, yaşadığımız kaygıyı saklayacak değiliz. Fakat hastalığın bana bulaşmasını kendimden kaynaklı değil, sorumluluklarımdan geri kalmaktan kaynaklı korktuğumu da söylemek isterim. Başta işimi aksatmak istemediğim için bir diğer neden ise evime virüsü taşımak istemediğim için. Sağlık çalışanlarında bu zincir böyle işliyor. Siz enfekte olursanız sizin yakın çevrenizdekiler de tehlikededir demektir.”

“Virüs taşıyanlar tedbiri elden bırakmamalı”

Pandemiden bu yana belirli yaş gurubu ile ilişkilerini azalttığıını, ailesi ile çok az temas kurduğunu ve sınırlı tuttuğunu anlatıyor hemşire Aziza. Aldığı bu tedbirlerin ise yakınlarını korumak için olduğunu ifade eden hemşire Aziza, virüs taşıyanlarla teması olanların da belirli sürelerde bu tedbirleri elden bırakmaması gerektiğini hatırlatıyor. Hemşire Aziza Al Safrani, ölümle kalım arasında olduğunu hisseden vakalarla olan ilişkisi hakkında, "Ailelerini arayıp onları görmelerini istiyorum. Evet bu işlem yasak. Hastanın ailesini görünce durumu daha da kötüleşebilir. Fakat çok insani bir durum da ortada. Bir camın ardından da olsa bu istemin yerine getirilmesi gerektiğini düşünüyorum ve savunuyorum. Bu hem ölüm sınırındaki hasta hem de ailesi için bir görev gibi” diyerek, aile mensupları ölüm sınırındaki Covid 19 hastası ile fiziki temas kurmalarına da izin vermediğini de ekliyor sözlerine.

“Yorucu, çok yorucu bir süreç”

Tecrit edilmiş bir hastanede uzun süre görev yapmış olmanın psikolojik olarak çok fazla etkilediğini belirten hemrişe Aziza Al Safrani, “Ölüm sınırındaki hastaları getirin gözünüzün önüne ve günümüzün 24 saatini bu hastalarla geçirmek zorundayız. Psikolojik olarak bir kadını, hemşireyi, insanı çok etkiliyor. Sadece nefes alabilmesine yardımcı olabiliyor, ilaçlarının, tedavisinin aksamamsına yardımcı olabiliyorsunuz, fakat bundan gerisi sizin elinizde değil... Yorucu, çok yorucu bir süreç” sözleri ile yaşadığı travmaya dikkat çekiyor.

“Eksikliklerin giderilmesini dört gözle bekliyoruz”

Hemrişe Aziza Al Safrani, pandemi ve pandeminin kendisiyle getirdiği en büyük toplumsal sorunların başında ölüm vakaları değil, psikolojik vakaların olacağını da şu sözlerle dikkat çekiyor: “Bunu yalnızca kendimden ya da hastalardan veya hasta yakınlarından değil, toplumsal anlamda söylüyorum. Kapanmaların kendisiyle getirdikleri, hastalığın kendisiyle getirdikleri var, bunlar görmezden gelinmemeli ve acil tedbirler alınmalı. Çok sayıda insan işsiz, çalışan sağlık görevlilerinin yüksek maaş aldıkları yönünde söylemler var; bu doğru değil. Maaşımızın üstünde bir rakam bugüne kadar asla almadık. Tek bir kereye mahsus olarak bin dinar aldık ve bu fazla mesai olarak bile hesaplasak çok altında bir rakam. Hatta aşının getirebileceği reaksiyonlardan ötürü henüz aşı bile yaptıramadım. Hastalara düşen sağlık personeli sayısı az olduğu için canla başla çalışarak şifa bekleyen insanlara yaşanan eksikliği yansıtmamaya çalışıyoruz. Sağlık alanındaki eksikliklerin giderilmesini dört gözle bekliyoruz.”