“Kobanê gerçek Kürt kültürü izlerini taşıyor”

Kobanê’de yıllardır yaşayan ve Şemsê Mihemed Tahir, Kobanê’nin zengin bir kültürel zenginliğe sahip olduğunu ve Kobanê sınırlarına yaklaşıldığında özellikle gerçek Kürt kültürü izlerinin hissedildiğini dile getirdi.

BERÇEM CÛDÎ

Kobanê - Kobanê, Fırat nehrinin 30 km batısında ve Halep'e 150 km uzaklıkta bulunuyor. Kobanê doğudan Hesekê şehrine, batıdan ise Efrin Bölgesi’ne kadar ulaşıyor. Coğrafi olarak ovalardan oluşan Kobanê, esas olarak Pirsus Ova’sına bağlı bir yerleşim yeri. Ancak Kürdistan'ın bölünmesi ve sınırların oluşturulması sırasında Pirsus Ovası ikiye bölündü. Araştırmacılar ve tarihçiler Kobanê ismini birçok yönden değerlendiriyor ve bu ismin Kompani’den yani Fransız şirketinden gelmediğini doğruluyor. Çünkü Kobani'nin tarihi 1650 yılında doğumundan önce Hori ve Mitani dönemine kadar uzanmaktadır. Kobanê'de çok sayıda pınar olduğu söylendiği için buraya Kaniya Bani denilmiştir. Ayrıca bu coğrafya da Yüksek ve Aşağı Bani Grubu adlarına sahip iki büyük aşiretin olduğu söyleniyor, bu nedenle bu coğrafyanın isminin basitleştirilip Kobanê olduğu belirtiliyor. Suriye rejimi tarafından kullanılan Eyn El-Ereb ismi dayanağını yine su kaynaklarından almaktadır. O zaman Kobanê sakinleri Arap göçebelerin koyunlarını sulamalarına izin verdi. Bu yüzden o pınarın adı Arap pınarı olmuştu. Yüzlerce Kürt köy ve bölgesinin adını değiştiren Suriye rejimi, Kobanê'nin de adını değiştirdi.

Muhabirimiz Berçem Cudi, Kobanê tarihini, kültürünü tanımak amacıyla kamerasını Kobanê’nin en eski bölgesi Kaniya Kurdan bölgesine çevirerek, 64 yaşındaki Şemsê Mihemed Tahir ile konuştu.

“Kobanê gerçek bir Kürt şehridir”

Büyüklerinden Kobanê tarihini öğrenen Şemsê Mihemed Tahir, Kobanê’nin gerçek bir Kürt şehri olduğunu aktardı.

“Eskiden Kaniya Kurdan Bölgesi’nde her evin bir pınarı vardı bu yüzden de Arap göçebelere koyunlarının su ihtiyacını karşılamak için bir pınar verildi. Bu yüzden adını Kaniya Ereban ( Arapların Pınarı) olarak değiştirdiler, ama temelde bu pınar Kürtlerin Pınarı’dır. Bu bölge Kobanê’de sosyalleşmenin en eski olduğu yerdir. Kobanê'nin adı da birçok şeye bağlıyorlar ama büyüklerimiz bize o dönemde iki büyük aşiret olduğunu ve liderlerinin adının Kobi olduğunu söylüyordu. Bu nedenle şehre Kobanê adı verildi. Ancak İngilizler ve Almanlar Kobanê 'ye gelip demiryolu hatlarını yapınca adını da Qopani koydular. Araplarda Eyn El-Ereb ismini verdiler. Kobanê’nin ilk yerleşim yeri Kaniya Kurdan’dır. Geçmişte Arap aşiretlerinin (İnizan) Kobanê'ye saldırıları oldu, bu yüzden Kani tepesinden ayrılmadılar. Saldırılar sona erdikten sonra Kaniye çevresine evler inşa edildi ve alan genişletildi. Hatırladığım kadarıyla Miştenûr'da ve okulların çevresinde evler yoktu. O zamanlar Miştenûr'a kivar ve mantar toplamaya gider, koyunlarımızı orada otlatırdık. Gün geçtikçe Kobanê zenginleşti ve asıl sakinlerinin sayısı arttı."

“Ermenilerle iç içe yaşıyorduk”

1915 Ermeni Soykırımı’ndan sonra birçok Ermeni’nin bu bölgeye göç ettiğini söyleyen Şemsê Mihemed Tahir, “O dönemde Kobanê'de çok Ermeni vardı. Kaniya Kurdan Bölgesi’nde biz kadınlar çamaşırlarımızı, yünümüzü, eşyalarımızı birlikte yıkardık. Ermeniler boya, elbise, kumaş, tabak ve her türlü tarım aletini yapardı. Ermenilerin dükkanı çarşıda biliniyordu ve dükkan isimleri gerebêt, serkîs, migir ve wenêsdi. Gerebêt kumaş dükkanıydı ve ninemle beraber kumaş almaya giderdik. Ermeniler kendi aralarında ikiye ayrılıyorlardı. Bazı kadınları bizim gibi giyiniyordu ve koyun sağmaya gidiyordu bazılarının da kültürleri bizimkinden çok farklıydı” diye konuştu.

Kobanê’nin aşiret sistemiyle bilinen bir yer olduğunu ve bu kültürün hala devam ettiğini sözlerine ekleyen Şemsê Mihemed Tahir, "Kobanê Bölgesi’nde Berazi ve Milan gibi büyük aşiretler hüküm sürdü. Berezan Konfederasyonu’nun 1730 yılında Pirsus ovası bölgesinde sınırdan Berazi aşiretinin göçmen ailelerinin katılımıyla kurulduğu söyleniyor. Kobanê’de, Kêtikî, Pîjî ve Şêxan olmak üzere üç ana aşiret vardır. Bu üç aşiret içerisinde onlarca aşiret barındırmaktadır. Bu üç aşiretin belirleyici bir önceliği vardı ve toplum ve hükümet onların görüş ve kararlarını ciddiye aldı. Ama sonuç olarak hepsi de Berzan Konfederasyonu çatısı altında örgütlendiler. Berazan adı aynı zamanda Siruç ovasında yaşayanların genel adı olarak da kullanılmaktadır. Berazan’ların iri, uzun, güçlü ve sert olduğunu söylüyorlar. Bu yüzden herkes bize korkuyla yaklaştı" diye anlattı.

“Kobanê kadınları cesur ve öncüdür”

Kobanê’de kadınların renginin, kimliğinin belli olduğunu söyleyen Şemsê Mihemed Tahir, “Kürt toplumunda kadın kutsal kabul edilir ve Neolitik dönemden bu yana özsaygı düzeylerini korumuştur. Dolayısıyla Kobanê kadınlarının rengi ve kimliği de bellidir. Kobanê kültür, sanat ve dil açısından zengindir. Kadınlar özgün kültür ve sanatlarından vazgeçmediler. Kobanê kadınları cesur ve lider kadınlardır. Kobanê kadınlarının kıyafetleri de farklı özelliklere sahiptir. Başa takmak için meles, kitan, şeir ve isqor kullanırlar. Ayrıca kiras, xeftan, bervanek, sixme, himêlî, kember ve rext gibi yöresel kıyafetler giyerler. Ayrıca Kobanê'de kadın ismiyle bilinen birçok köy ve bölge var. Örnek olarak;  Til Xezal, Xanmamed, Xanik, Etşane, şkefta Xecê” dedi.

“Kobanê’de birçok dengbêj kadın var”

Şemsê Mihemed Tahir, dengbêjliğin de asıl yaratıcılarının kadınlar olduğunu ve Kobanê’de de birçok dengbêj kadın olduğunu anlattı.

“Dengbêjlik Kürtlerin gerçek sanatıdır. Bu konuda da Kobanê bilinen bir yerdir. Kobanê’de birçok ünlü dengbêj var, kadınlar da bu dengbêjlik şarkılarını söylüyor. Ancak ataerkil sistemden dolayı kadınlar rahatlıkla bu şarkıları söyleyemiyordu. Ya düğünlerde ya ağıt yakarken ya da çocuklarını uyuturken bu klamları söylüyorlardı.”