Tunus’un 'zellige’ sanatını gelecek nesillere taşıyor

Tunus’a özgü “zellige” sanatından etkilenerek bu mozaik çini sanatını geliştirmek isteyen Naglaa Jebali, toplumda ‘erkek işi’ olarak görülen çini sanatını gelecek nesillere taşımayı hedefliyor.

NAZIHA BOUSSIDI

Tunus –  Seramik sanatçısı Tunuslu Naglaa Al-Jabali, ayrı ayrı elle yontularak karo parçalarından yapılan mozaik karo tarzı işlem olan Tunus’a özgü “zellige” sanatından çok etkilendiğini anlattı. Zellige ile yapılan eski evlerden etkilenerek bu sanatın tarihini araştırmaya başladığını belirten Naglaa Al-Jabali, “Zellige sanatını gelecek nesiller için korumanın benim görevim olduğunu düşündüm. Çünkü Tunus'a özgü bir özelliğin birbirini takip eden uygarlıkların geride bıraktığı bir miras” diye konuştu.

‘Eski çiniler üzerinde çalışmaya başladım’

Eski çinilerin yenilenebileceğini bazı İtalyanlardan öğrendiğini söyleyen Naglaa Al-Jabali, açtığı atölye ili eski Arap çinileri üzerinde çalışmaya başlayan tek kadın olduğunu söyledi. Kairouan şehrinde Bakım Derneği ile de ilgilendiğini söyleyen Naglaa Al-Jabali, “Tunus’un yaşadığı ekonomik kriz ve Covid-19 virüsünün yayılma sürecine rağmen çok sayıda teklif aldım” dedi.

‘Evlerin inşasında geleneksel mimari karaktere geri dönüldü’

Tunus’ta ve dışında sergilere katıldığını belirten Naglaa Al-Jabali, “Şu anda Tunus'taki evlere, özellikle de yabancıların yaşadığı evlere seramik hazırlamak ve döşemek için çalışıyorum. İnsanlar Tunus’un mimari karakterini koruyarak yaşamak istiyor. Ayrıca otel ve pansiyonlara da çini sanatını yaptım. Tunuslular, evlerini inşa ederken geleneksel mimari karakterine geri dönmüş durumda. Ancak uzman iş gücünden yoksunuz” diye kaydetti.

‘Fiyat artışlarından kaynaklı zorluklar yaşıyorum’

Hammaddeye erişememe ve yüksek fiyatlara işaret eden Naglaa Al-Jabali, “Mesela benim için kısa sürede fiyatı 25 dinardan 120 dinara çıkan bir temel malzeme var. Fiyat artışlarından kaynaklı zorluklar yaşıyorum. İspanya’dan büyük fabrikalar aracılığıyla getirilen malzemeler vardı. Covid-19 sonrası bu fabrikaların kapanması nedeniyle özellikle biz küçük esnaf bu malzemeleri temin edemez hale geldik” dedi. Nagla Al-Jabali, çini sanatının yapımı hakkında şu bilgileri aktardı:

“Kil pürüzsüz hale gelinceye kadar yoğrulur. Daha sonra dövülerek kesilir ve güneşte genişletilir. Çekiçle düzleştirildikten sonra ahşap bir tahta üzerinde bölünür ve bırakılır. Güneşte kurutularak fırına verilir. Bir sonraki aşamada ikinci kez fırına girmeden önce karenin ön tarafı hızlı bir şekilde boya karışımına batırılır. Kurşun ve kumdan oluşan boyanın rengi değişerek farklı bir renk verene kadar bu işleme devam edilir. Seramiklerin döşenmesi ve panellere montajı en önemli aşamalardan biri olarak kabul edilir. Çünkü usta eksen çizgilerini birbiri ardına çizer. Çekiç veya keski olarak bilinen bir şey kullanılarak kırma ve oyma işleminden sonra parçalar şekil ve boyutlara göre düzenlenir.”

Ürünleri ihraç ediliyor

Ürünlerinin Amerika'ya ihraç edildiğini anlatan Naglaa Al-Jabali, sözlerini şöyle sürdürdü: " Tamamen ‘erkek işi’ olarak görülen bir mesleğe girdim. Ancak çalışma, kendini gerçekleştirme, finansal bağımsızlığa ulaşma ve üç kızıma yardım etme konusundaki ısrarım temelinde erkek zihniyetiyle yüzleştim. Okumak her şeyden daha güçlüdür. Tunuslu kadınlar güçlüdür ve yeteneklerine inanırlarsa başarırlar. Sevdiğiniz işi yapıyorsanız hiçbir zorluk sizi durduramaz.”