Tarihi Eski Şehir Gazze'deki kültürel soykırımı gözler önüne seriyor

Tarihi müze, camiler, kiliseler, hamamlar, pazar yerleri, kemerler ve eski evler gibi birçok yapıyı barındıran Gazze’nin Eski Şehir’i, İsrail saldırıları sonrası kültürel ve tarih kırımı en iyi şekilde gözler önüne seriyor.

RAFIF ESLEEM

Gazze- Savaşın başlangıcı olan 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri, Gazze Şeridi'ndeki birçok tarihi yapıyı yok etti; bu da Filistinlilerin Gazze'deki varlık haklarını ortadan kaldırma tehlikesi barındırıyor. Bazı yapılar tamamen yıkılırken, diğerlerinin sadece bir duvar veya pencere kalıntıları kaldı.

Beyt Al-Basha Müzesi Müdürü Nariman Khale, İsrail güçlerinin Eski Şehir’i hava saldırıları ve topçu ateşiyle vurduğunu, yanı sıra kara operasyonlarıyla da yok ettiğini belirtti. Bu durum, şehrin tarihini oluşturan dört art arda gelen medeniyetin izlerini silmiştir.

Müze çeşitli medeniyetlere ait yüzlerce eseri barındırıyordu

Nariman Khale, yıkılan yapılar arasında 60 dönümlük bir alan üzerinde, büyük ölçüde yeşil alanlardan oluşan Beyt Al-Basha Müzesi'nin de olduğunu ifade etti. 1948 sonrası Filistin’in bölünmesiyle birlikte, Gazze'nin Mısır yönetimine girmesiyle, Kral Faruk bu sarayı, eşinin adıyla anılan Prenses Feryal Okulu’na dönüştürdü. Daha sonra, Cemal Abdünnasır döneminde ismi Fadime Al-Zahra olarak değiştirildi. 2010 yılında ise müze olarak yeniden düzenlenerek, çeşitli medeniyetlere ait yüzlerce eseri barındırdı.

Beyt Al-Basha’nın inşa tarihi, Memlük devletinin sonlarına kadar uzanıyor. Yani yaklaşık 750 yıl öncesine. Saray, geçmişte yöneticilerin ülkeleri yönetmek için kullandıkları binalar olarak inşa edilmiştir. Yakınında ayrıca bir cami, hamam ve pazar gibi çeşitli yapılar bulunmaktaydı.

Pagan tapınağından kiliseye ve ardından camiye dönüştürüldü

Sarayın birkaç adım ilerisinde, Nariman Khale’ye göre; 4 bin 100 metrekarelik bir alana sahip olan Ümmü'l-Müminin Camii yer alıyordu. Camii, 1,800 metrekarelik bir yapıya sahip olup, 5 bin kişiyi alabilecek geniş bir avluya sahipti. Memlük döneminde yapılan yenileme ile günümüzdeki halini aldı ve kadınlar için özel bir bölüm de eklendi.

Nariman Khale, bu caminin, Roma döneminde bir pagan tapınağı olduğunu, daha sonra Hristiyanlığın resmi din olarak kabul edilmesiyle birlikte, Bizans döneminde kiliseye dönüştürüldüğünü ifade etti. İslam diniyle birlikte, sahabe Amr bin Al-As tarafından fethedilerek, camiye dönüştürüldüğünü ancak bugün yalnızca yarım bir minaresi ve bazı kalıntıları kaldığını belirtti.

Tarihi Pazar yeri yıkıldı

Cami ile Eski Şehir’in diğer yapıları arasında, geçmişte atların ahırı olarak kullanılan ve günümüzde dükkânlara dönüşen Al-Kaysariyye Pazarı yer alıyordu. Bu pazar, İsrail savaş uçakları tarafından birkaç kez hedef alındı ve birçok bölümü yıkıldı.

Gazze'deki en eski ikinci tarihi yapı yıkıldı

Pazarın karşısında yer alan Semere Hamamı, Gazze'deki en eski ikinci tarihi yapı olarak bilinir. Bu hamam, Memlük döneminde, yani yaklaşık 865 yıl önce restore edildi ve tarihi bin yılı aşmaktadır. Şehirdeki birçok tarihi dönüşümden geçerek günümüze ulaşmıştı, ancak şimdi tamamen yıkıldı ve yıkılan 38 tarihi hamamın arasına katıldı.

Nariman Khale, hamamın en belirgin özelliklerinden birinin, içeriye güneş ışığı girmesine olanak sağlayan camlı tavanı olduğunu, ayrıca ısınan mermer zeminini de vurguladı. Hamamda ayrıca eski müzik aletleri, radyo ve telefon gibi çeşitli tarihi eserler de vardı. Semere ismi, şehirde yaşayan Samerilerin topluluğundan gelmektedir; bu topluluk, hamamı diğerlerinden daha fazla kullanıyordu.

Tarihi kilise bombardımanda yerle bir oldu

Bir diğer yıkılan yapı ise Aziz Proferios Kilisesi'dir. Bu kilise, Bizans İmparatoru’nun eşinin emriyle 5. yüzyılda, deniz seviyesinin 3 metre altında, bir gemi biçiminde inşa edilmiştir. Kilise, birçok ikonla süslenmişti; her ikon, Hristiyanlığın bir hikayesini temsil ediyordu. Duvarları, bazı azizlerin hikayelerini anlatan küçük ve büyük ikonlarla doluydu.

‘Tarihi yerlerin güzelliğinin heyecanı hala üzerimizde’

Nariman Khale, Eski Şehir’de tamamen yok olan diğer yapılardan bazılarını da şöyle sıraladı: “Kısabi ve İlmi Kemerleri. Kemerler, geçmişte haneleri hırsızlıklardan korumak için inşa edilmişti. Bu yapılar, bir araya getirilen evleri kemerlerle bağlayarak, dar bir sokak oluşturarak ana girişler sağlıyordu.

Nariman Khale, bu evlerin Memlük döneminde yolcuları ağırlayan oteller olarak inşa edildiği ve zamanla sahipleri tarafından ikamet edilmeye başlandığını belirtti. Evlerin tarihi 700 yılı aşıyor ve bu konuda birçok söylenti bulunuyor.

Son olarak, Nariman Khale, bu daha önce bahsedilen yapılar dışında, zamanla kaybolan birçok eski evin ve koruma çabalarının etkisinin de silindiğini dile getirdi. Eski Şehir’in ziyaretçileri üzerindeki etkiyi ve heyecanı hatırlayarak, o anıların hala bazı insanların hafızalarında yer ettiğini vurguladı.