Savaşın zaptedemediği devrim hikayeleri: Pencere Yüzüğü okuyucularıyla buluştu

Yılların hafızasını son zamanların yaşanmışlıkları ile birleştiren Şair- Yazar Nergiz İsmayil’in yeni kitabı “Pencere Yüzüğü” çıktı. Devrim hikayelerini anlatan kitap, zaptedilmeye çalışılan bir dil, kültür ve kahramanlıkların özeti.

 

ROJ HOZAN
Qamişlo- Şair- yazar Nergiz İsmayil’in “Pencere Yüzüğü” adını verdiği son kitabı okuyucularıyla buluştu. 16 ayrı hikayenin yer aldığı kitap devrim edebiyatı hikayelerini konu ediniyor. 
Nergiz İsmayil, büyüklerinin yaşanmışlıklarını anlattığı hikayelerle hafızasının şekillendiğine dikkat çekerken bu hafıza sayesinde yazmaya başladığını anlattı. “Yanıtını bilmediğim soruların cevabını kalemim kendisi veriyordu” diyen Nergiz İsmayil ile yazma serüvenini ve son kitabını konuştuk.
*Birçok eseriniz bulunuyor. Öncelikle yazma aşkı nereden geliyor, sizi yazmaya teşvik eden şeyler neler? 
Her Kürt genci gibi Kürdistan’da yaşıyorum. Yurtsever bir aile içinde büyüdüm. Kürdistan’a sınırlar konuldu. Bu durum kafamda çok sayıda soru işareti bıraktı. Çocukluğumu Qamişlo’da geçirmiş olmam benim için büyük bir şans. Gözlerinizi açtığınızda yasaklar, asker ve sınırları görüyordunuz bu durum çelişkiler uyandırdı bende. Ailem aslen Mardinli. Nene ve dedelerimin konuştukları lehçe beni çok etkiledi. Nusaybin ile Qamişlo arasına örülen sınırlar kafamda çok soru işareti oluşturuyordu. Dedem her akşam stranlar söylüyordu. Nenem çok güzeldi. Dedem seslendirdiği stranlarda onu çok övüyordu.  Bu durumda beni etkileyen durumlardan. Nenem her akşam saçlarını bize ördürür ve bize masallar anlatırdı. Nenem yaşadıklarından söz ediyordu. Bunlar bende bir hafıza oluşturdu ve yazamaya başladım. Okulda Arapça konusunda çok zorlandım. Bu durum dilimin Kürtçe olduğu ve neden Arapça öğrendiğim çelişkisini yarattı bende. Yanıtını bilmediğim bu soruların cevabını kalemim kendisi veriyordu. Bu konuda çok iyi olduğumu söyleyemem ama yazmanın kapısı açılmıştı bana. 
*Son yıllarda hikaye yazımına yöneldiniz. Hikaye sizin için nedir ve hikayeleri yazarken neler hissediyorsunuz? 
Hikayeleri yazdığımda çok derin duygular hissediyorum. Yaşanan anıları yazarak o kişilerin anılarını canlı tutmak istiyorum. Her hikayeyi kendi duygularımla yaşatıyorum. “Kadın sayfaları” adlı kitabım uzun süren bir projedir. Yeni kitabımda da devrim hikayelerini ele almak istedim. 
*Yazdıklarınızdan anladığımız kadarıyla her zaman yaşanmış olan hikayeleri yazmışsınız. Bundan biraz bahsedebilir misiniz? 
Edebiyat alanı geniş bir alandır. Gerçek yaşanmış hikayeleri gördüğümde onu yaşıyorum. Bu nedenle gerçek yaşanmış hikayeleri yazmayı tercih ediyorum. Yaşanmış olan hikayeleri yazmak beni mutlu ediyor. 
*Son kitabınız “Pencere Yüzüğü”nü ne zaman yazmaya başladınız? Neden devrim hikayeleri biraz bundan bahsedebilir misiniz? 
Kürdistan’da her an devrim ve direniş yaşanıyor. Kürtler dünyanın neresinde olursa olsun zorluklarla karşı karşıya kalıyorlar. Bu kitabımın çalışmalarının da bir yıldır sürdürüyordum. 16 hikayeyi içinde barındırıyor. Kitapta Efrin halkının anılarından söz ettim. Hikayelerini yazdığım kişilerle oturup paylaşımda bulunmuşum. Onları dinledim. Aynı zamanda Serêkaniyê halkının da hikayelerine yer verdim. Bu hikayelerin bir kısmı üzücü. Aynı zamanda YPG savaşçılarının da komik anlarını ele aldım. Her bir hikayeye bir resim çizdim. Kitabımı devrim kahramanlarının annelerine adadım. Kitabımın dili Kürtçe’dir. Devrim hikayelerini korumaya ihtiyacımız vardı. Bu nedenle onları yazmak istedim. Devrim hikayelerinin kalıcılaştırmak istedim. 
*Son kitabınızla kadınlara ne gibi bir mesaj vermek istediniz? 
Gözlerimizin önünde birçok kahramanlık hikayesi yaşandı. Bunları neden yazmayalım. Kendimizi iyi bilmemiz gerekiyor. Düşman rüyalarımıza kadar el attı. Anılarımızı çalıyor. Dilimizi yok etmek istiyor. Kültürel soykırımdan geçiriyorlar bizi. Bu nedenle dilimize sahip çıkmalıyız. Gerçekliğimize sahip çıkmalıyız. Devrimi her anlamıyla yazmak gerekir. 
*Son olarak mesajınız nedir?
Çok sayıda kişi Kürtçe yazıyor. Kadınlar kendi durumlarından haberdarlar. Yazım alanını geliştirmek istiyorlar. Genç kadınların çalışmaları var. Genç yaşlarında eser vermişler. Kuşkusuz bu devrimin bize kazandırdığı bir şeydir. Kadınlar yaşadıkları her şeyi kitaba dönüştürmeliler. Kadınların her anının yazılmaya ihtiyacı var. Kadınların kendilerine sahip çıkması gerekir. Kürt kadınları kendi hikayelerini kendi yazmalı. Yabancı kadınlar Kürt kadınlarının hikayelerini yazıyor. Ancak bunları bizim yazmamız gerekir.