‘Sahne sanatları çalışmaları hafife alınmamalı’

Çalışanların çoğunun erkek olduğu sahne sanatları alanında yoğun çalışarak var olan kadınlar, sahne sanatları çalışmalarının hafife alınmaması gerektiğini belirtti.

RAJA KHAYRAT

Fas- Rabat'ta Jasad Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali kapsamında düzenlenen sempozyuma katılan kadın senaryo yazarları, sahne sanatlarında kadınların mücadele ederek var olduklarını anlattı. Tiyatro Sanatı ve Kültürel Yeniden Canlandırma Yüksek Enstitüsü'nden Senarist-Yönetmen Ulyana Bridot, kadınların sahne sanatları alanında çalışmalarına daha bağlı ve ilgili olduklarını söyleyerek, kadınların üstlendikleri görevi her zaman başarıyla tamamladıklarını belirtti. Romanya’dan Fas’a geldiğini dile getiren Ulyana Bridot, kendisi de dahil sahne sanatlarında yer alan kadınların çeşitli zorluklara ve ayrımcılıklara maruz kaldığına işaret etti.

‘Senografi çalışmaları hafife alınmamalı’

Senarist Rafiqa Ben Maimon, kadın yönetmenlerle çalışmanın erkek yönetmenlerle çalışmaya göre daha keyifli olduğunu anlatarak, “Çünkü, kadınlar bazı ortak hassasiyetler konusunda fikir ve anlayış geliştirebiliyor” dedi. Rafiqa Ben Maimon, şunları ifade etti:

“Daha önce yetenekli yönetmenlerle çalıştım ancak sunduğum fikirlerin ve önerilerin her zaman anlaşılmaz olduğunu hissettim. Bu durum bende çoğu zaman hayal kırıklığı yaşattı. Her şeyi bildiğini iddia eden, diziye uygun gördüklerini tasarlama özgürlüğü vermeden en ince ayrıntılara bile müdahale eden bazı yönetmenlerle uğraşmaktan her zaman rahatsızlık duydum. Senografi çalışmalar hafife alınmamalı. Bir tiyatro performansı sırasında gerekli bir çalışmadır. Yönetmen, senaryo yazarına elinden gelenin en iyisini yapması için bir özgürlük payı bırakmalıdır.”

‘Hak ettikleri ücretleri alamıyorlar’

Fas'ta yaşayan Yemen asıllı sahne yönetmeni Noura İsmail ise, sahne sanatlarında çalışan kadınların başlangıçta daha çok giyim tasarımına yöneldiğini ancak zamanla dekorasyon, ışıklandırma gibi alanlara da girmeye başladığını anlattı. Kıyafet tasarımında yaptığı birçok çalışmadan dolayı ödüller aldığını dile getiren Noura İsmail, “Edebiyat ve sanata meraklı, eğitimli bir ailede büyüdüm. Çizim ve giyim tarihine olan tutkum nedeniyle senografi dünyasına girdim. Ancak bu alanda kadınlar ve erkekler hak ettikleri ücretleri alamıyorlar. Belirli bir ücret sistemi olmasına rağmen üreticiler buna saygı duymuyor” diye konuştu.

‘Ekibin tamamının erkek olması beni hayal kırıklığına uğrattı’

Faslı olan Sahne Yönetmeni Sarah Al-Raghai de işinin başlangıcında dekorasyon ve ışıklandırma konusunda uzmanların bulunduğu gerekçesiyle kendisinden sadece kıyafetleri üstlenmesinin istendiğini anlattı. Tiyatro alanını hazırlayan bu ekibin tamamının erkek olduğunu vurgulayan Sarah Al-Raghai, “Bu durum beni hayal kırıklığına uğrattı. Çünkü tüm bu alanlara girmek istiyordum. Daha sonra senografi atölyesine girerek bir tiyatro gösterisi için gereken tüm detayları ayarlamaya başladım. Çalışma ekibini yönettim. İlk başta kolay olmadı tabi. Benden yaşça büyük erkeklere kendi tarzımı uygulatmak zor oldu. Her insanın kendine göre bir tarzı ve dokunuşu olduğuna inanıyorum. Yaratıcılar ve sanatçılar birbirine benzemez” dedi.