‘Rakka Duvarı’ tahribatlara rağmen eşsiz mimarisiyle tarihe ışık tutuyor

Rakka kentinin en eski tarihi yapısı olan Rakka Duvarı, kazılar, doğal afetler, savaşlar ve işgallere karşı eşsiz mimarisini koruyarak günümüze kadar gelmeyi başardı.

YUSRA AL-EHMED

Rakka – Kuzey ve Doğu Suriye’nin Rakka kenti, Fırat ve Balikh nehirlerinin birleştiği ve önemli kervan yollarının kesiştiği noktada yer alıyor. Rakka kentinin doğusunda yer alan Rakka Duvarı, IŞİD’in yarattığı tahribata rağmen eşsiz mimarisiyle tarihe ışık tutmaya devam ediyor.  Abbasi Halifesi Ebu Cafer Al-Mansur döneminde M.S. 8’inci yüzyılda kentin oluşmasıyla beraber inşa edilen duvar, yaklaşık 5 kilometre uzunluğunda. Duvarın yanında, surlarla çevrili arkeolojik Bağdat Kapısı ve Qasr Al-Banat (Kızlar Sarayı) bulunuyor.

M.S. 11’inci yüzyılda inşa edilen Kızlar Sarayı olarak tanınan Qasr Al-Banat, kentin en önemli ve en eski arkeolojik eserlerinden biri. Kızlar Sarayı, Rakka’nın batısındaki "Bab Bağdat" arkeolojik sit alanının yaklaşık 400 metre kuzeyinde yer alıyor.

Rakka Duvarı’nın 3 kapısı bulunuyor

“At nalı” şeklini andıran Rakka Duvarı, ham çamurdan yapılmış ve her iki tarafı tuğlalarla kaplı bir taş temel üzerine kurulmuş.  Aralarında mesafe bırakılarak 83 adet kuleden oluşan duvarın, 3 girişi bulunuyor. Şehrin güneybatı tarafında ve Fırat Nehri'nin önündeki girişe “Al-Jinan” kapısı adı verilmiş.  Bu isim 19’uncu yüzyılın sonlarında “Bab Bağdat” kapısı olarak değiştirilmiş. Duvarın, kentin güneydoğu tarafında olan girişine ise “Bab Al-Sibal” kapısı ismi verilmiş. Bu iki kapı da pişmiş tuğladan yapılmış. En kuzeyde yer alan “Edessa” kapısı ise yapı malzemesi itibariyle diğer iki kapıdan farklı olarak iki katlı olarak kayadan yapılmış.

İki kısma bölünen duvarın alt kısmında kubbeyle örülü geniş bir koridor bulunurken, üst kısmı kemerlerle süslenmiş. İki bölümü de sütunlara dayanan duvar, benzersiz mimari yapısını hala koruyor. Rakka’nın yarı çöl olması nedeniyle, duvarda pişmiş tuğla gibi malzemeler kullanılmış.

Mimarisini koruyan tek şehir

Arap-İslam mimarisinin günümüze ulaşan en güzel, dairesel, simetrik mimari yapılarından biri olan duvar, Abbasi mimari tarzının ideal modeli olarak kabul ediliyor. UNESCO Ulusal Komitesi tarafından 1986 yılında, dünyada mimarisini koruyan şehir olarak görülen Rakka, "Melina Merkuri" ödülüne aday gösterildi.

Kazılar, doğal afetler ve savaşlar nedeniyle çatlakların oluştuğu duvarın bir kısmı, en son IŞİD tarafından Rakka’yı işgali sırasında üs olarak kullanılması ve mayın yerleştirilmesiyle tahrip edildi. Özerk Yönetim Eski Eserler ve Kültür Kurumu, duvarın korunması için başlattığı restorasyon sürüyor.