Nevzat Süer Sezgin ile “Haydi Tut Elimi”: Edebiyatın dönüştürücü gücüne inanırım
“Haydi Tut Elimi” isimli çocuk haklarını konu alan öykü kitabı, 18 kadın yazar tarafından oluşturuldu. Kitabı derleyen Nevzat Süer Sezgin, “Savaşlarda ölenler, açlık ve susuzluk içinde hayatlarını kaybedenler, hiçbir eğitimden geçmeyenler, tecavüze uğrayanlar her geçen gün daha da çoğalıyor. Bu mesele beni yıllardır çok üzüyordu. Edebiyatın dönüştürücü gücüne çok inanırım. Çünkü öykülerde, romanlarda hayatın kendisi vardır. Öykülerle çocukların haklarını anlatıp onların dikkatini çekmek istedim” dedi.
ZEYNEP PEHLİVAN
İzmir - Nevzat Süer Sezgin’i çoğumuz sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmaları, çocuk ve gençlik edebiyatı hakkındaki yazıları, ses getiren projeleri ve kolektif atölye çalışmalarıyla tanıdık. Türkiye’de ve yurt dışında; çocuk, şiddet, medya, oyuncak gibi tematik konularda pek çok söyleşi gerçekleştiren, öte yandan “Ezbersiz Eğitim” ve “Bütünsel Eğitim” gibi projelere öncülük eden Nevzat Süer Sezgin, bugünlerde çocuk haklarına vurgu yapan ortak bir kitabın derleyicisi olarak karşımıza çıkıyor.
Nevzat Süer Sezgin, sadece kadın yazarlardan oluşan “Haydi Tut Elimi” isimli öykü kitabıyla, edebiyatın dönüştürücü gücünü bir kez daha etkili bir biçimde ortaya koymak istiyor. Nevzat Süer Sezgin’le; her biri çocuk haklarına ilişkin farklı bir sorunun işlendiği 18 öykülük “Haydi Tut Elimi” kitabı üzerinden, Türkiye’de çocuk haklarının bugününü ve geleceğini konuştuk.
Nevzat Hanım, çocuk haklarını konu alan “Haydi Tut Elimi” öykü kitabının derleyenisiniz. Bu kitabı oluşturma fikri nasıl doğdu?
Dünyada ve ülkemizde ne yazık ki pek çok insan, haklarını ve sorumluluklarını bilmeden yaşıyor. Çocuk hakları, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edildi. Türkiye ise 14 Ekim 1990’da, 54 maddelik bu sözleşmeyi imzalayarak yürürlüğe koydu. Bu sözleşmeye göre; her birey 18 yaşına kadar çocuk olarak kabul edilir. Çocuk Hakları, bütün çocuklar içindir. Taraf devletler; her çocuğa kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler. Hiç kimse çocukların özel hayatına karışamaz.
“Çocuklar haklarını kullanamıyor”
Örneğin Madde 16’da “Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale yapılamayacağı gibi, onur ve itibarına da haksız olarak saldırılamaz. Çocuğun bu tür müdahale ve saldırılara karşı yasa tarafından korunmaya hakkı vardır.” İbaresi mevcuttur. Öte yandan Madde 29’da taraf devletlerin, çocuğun kişiliğinin ve yeteneklerinin geliştirilmesi konusunda sorumlu olduğu vurgulanır. “Her çocuğun boş zaman değerlendirme hakkı vardır” ve “Çocuklar yetişkinler gibi çalıştırılamazlar.” aynı şekilde taraf devletlerin uymakla yükümlü olduğu önemli maddelerdir. Ancak ne yazık ki çocuklar bu haklarını kullanamıyorlar.
“Çocuk işçilerin sayısı 160 milyona yükseldi”
Her yıl 20 Kasım tarihinde “Çocuk Hakları Günü” okullarda son derece didaktik bir biçimde kutlansa da UNICEF’in son raporuna göre dünyadaki çocuk işçilerin sayısı 160 milyona yükseldi. Savaşlarda ölenler, açlık ve susuzluk içinde hayatlarını kaybedenler, hiçbir eğitimden geçmeyenler, tecavüze uğrayanlar her geçen gün daha da çoğalıyor. Bu mesele beni yıllardır çok üzüyordu. Edebiyatın dönüştürücü gücüne çok inanırım. Çünkü öykülerde, romanlarda hayatın kendisi vardır. Öykülerle çocukların haklarını anlatıp onların dikkatini çekmek istedim. Benimle çocuk edebiyatı çalışan “Martı” isimli bir grubumuz var. Bu arkadaşlarıma projemi anlattım, onlar da bu fikirden çok hoşlandılar. Sevgili Hicabi Demirci de hiçbir karşılık beklemeden projemize katılarak kapak resmini çizdi. Nezih-Er Yayınları da kitabımızı yayınlayınca derlemenin okura ulaşması mümkün oldu. Hepsine buradan da bir kez daha teşekkür ederim.
Kitaptaki öykülerin tamamını kadın yazarlar kaleme almış. Çocuk hakları hakkındaki öyküleri özellikle mi kadınların yazmasını istediniz?
Hayır, Martı grubu, Egeli Kadın Yazarlar Platformunun içinde olan ve benimle çocuk edebiyatı üzerine çalışmak isteyen kadınlardan oluştuğu için öyle oldu diyebilirim.
Kitapta çocuk haklarına yönelik ne gibi konular işleniyor?
Derlememizde 18 farklı yazarın öyküsü var. Zihinsel ve bedensel engelli çocukların hakları, çocukların mahremiyet hakları, barınma, beslenme ve eğitim hakları, anadilini kullanma hakları, her türlü istismara ve saldırıya karşı korunma hakları, sağlıklı yaşama, tıbbi bakım ve rehabilitasyon hakkı, boş zamanlarını değerlendirme, oyun oynama ve yaşına uygun eğlencelere katılma hakları, ırk ayrımcılığından korunma hakları, iletişim hakları, vatandaşlık ve insanca yaşama hakları, ev içi ya da dışı alanda her türlü sömürüye karşı korunma hakları, kitabımızın temel konularını oluşturuyor.
Siz böyle bir kitap derleyerek çocuk haklarını korumaya yönelik bir farkındalık oluşturmaya çalıştınız. Türkiye’de kurum veya bu alanda yetki sahibi kişilerin sizce ne gibi çalışmalar yürütmesi gerekiyor?
“Ülkemizde, çocukluk ve gençlik nasıl süreçlerdir? Çocuk gelişimi nedir? Nasıl oluşur? Hangi süreçlerden geçer? Çocuklukta ve gençlikte alınan travmalar, yetişkin olunca nelere dönüşür? Çocuklukta kazanılan doğru davranışlar nasıl yetişkinler oluşturur?” v.b. bir dizi soru ve yanıtları, yaklaşık 50 yıldır önemsenmemektedir. Bu nedenle birbirinin hakkını gasp etmek için fırsat kollayan, yaptığı işi sürekli savsaklayan, paranın veya silahın gücüyle kendi doğrularını başkalarına kabul ettirmeye çalışan yetişkinlerle dolu bir dünyada yaşamaktayız. En başta anne ve babalar olmak üzere tüm yetişkin dünyasının çocukların da hakları olduğunu kabul etmeleri gerekir. Bence ağaç yaşken eğilmemeli, yaşken gelişmeli. Eğer aileler, öğretmenler, yerel yönetimler ve sözleşmeye imza atan devlet kurumları bu bilinçle davranırlarsa çocuklar haklarını öğrenirken sorumluluklarını da kavrayacaklardır. Demokrasi ancak haklarının farkında olan ve sorumluluklarını yerine getiren bireyler tarafından kurulabilir. Unutmayalım ki bugünün çocukları yarının doktoru, öğretmeni, sanatçısı, iletişimcisi, politikacısı, çöpçüsü, şoförü gibi pek çok iş alanında çalışan yetişkinler olacaklar.
Bundan sonra çocuklar ve kadın hakları ile ilgili farklı çalışmalarınız olacak mı?
37 yıl boyunca çalıştığım okullarda ve sivil toplum kurumlarında ebeveynlere ve öğretmenlere çocukluk kültürünü tanımaları ve onların haklarının farkında olarak davranmaları için eğitimler verdim. Her çeşit ayrımcılığa karşı çıktım ve emekli olduğumdan beri de çocuk edebiyatı atölyelerimde benimle çalışanların kalemlerini barıştan yana, adil bir dünya için sevgiyle donatmalarını istiyorum. Sanıyorum gücüm yettiğince böyle çalışmaya devam edeceğim.
“Haydi Tut Elimi” kitabı üzerinden son olarak kadınlar ve çocuklara neler söylemek istersiniz?
“Haklarınızın farkında olun ve korumak için direnin!” demek isterim. Bana sayfalarınızı ayırdığınız için de sizlere çok teşekkür ederim.
Nevzat Süer Sezgin Kimdir?
1947 yılında Konya Ereğli’de doğdu. İvriz Öğretmen Okulu ve Ankara Fen Fakültesi mezunudur. Devletin çeşitli kademelerinde öğretmenlik ve yöneticilik yaptıktan sonra 1986'da Özel Koru Anaokulu ve Etüt Merkezi'ni kurdu. Özel Ekin Lisesi'nin kurucuları arasına katıldı ve eğitim danışmanlığı yaptı. 2009'da emekli oldu.
Anne, babalara, öğretmenlere çocuk gelişimi, iletişim, insan gelişiminde medyanın etkileri, demokratik yaratıcı kişilik gelişimi, çocuk edebiyatı ve kadın sorunları üzerine pek çok çalışması bulunmaktadır. Çeşitli dergilere, kadın sorunları, eğitim ve çocuk edebiyatı hakkında yazılar yazdı. "Bilgi Toplumunda Okul ve Eğitim" isimli baskısı tükenmiş bir kitabı bulunur. Pek çok sivil toplum kuruluşunun ortak yapıtları arasında öyküleri ve yazıları var.
Çocuk edebiyatı ile ilgili olarak çeşitli yayınevlerinin ön seçici kurullarında çalıştı. "Yetişkinler İçin Çocuk ve Gençlik Edebiyatı" atölyeleri düzenlemektedir. Bu atölyelerden mezun olanlardan oluşan Eksi 18 Edebiyat Topluluğunda pek çok projede çalışmaktadır. 2020 yılında ”Ah Korona, Vah Korona” ile 2021’de “Haydi Tut Elimi” derlemelerini hazırlamıştır.