FİDAN ABDULLAH

Şehba – Kuzey ve Doğu Suriye’nin Şehba kentindeki kamplarda yaşayan zorla yerinden edilen Efrin halkı, karşılaştığı engeller ve zorluklar karşısında, sahip oldukları tüm güç, irade ve yeteneklerle kültürlerini korumaya devam ediyorlar. Üç kütüphane açarak yeteneklerini ve yaratıcılıklarını harekete geçiren Efrin halkı edebiyatla da ilgileniyorlar.

İlk kütüphane Serdem Kampı’nda açıldı

Türk işgalinin saldırıları nedeniyle topraklarını terk etmek zorunda kalan Efrin halkı, Aydınlar Birliği’nin desteğiyle Şehba’nın Serdem Kampı’nda ilk kütüphanelerini 22 Eylül 2018'de açtı. Savaştan kalma mevcut demirlerle rafları yeniden yapan Efrin halkı, topladıkları sandalyeleri. Kitap, dergi ve gazeteleri de kütüphaneye yerleştirdi. Göçe maruz kalan Efrin halkının açtıkları bu kütüphane yerel ve uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı. Zorla yerinden edilenler genellikle en temel ihtiyaçlarına erişim konusunda çabalar içerisine girerken, Efrin halkının bilim, kültür ve bilgi arayışı insanlarda olumlu etki yarattı. Açılan ilk kütüphaneye kamp ve çevre köylerden ziyaret edildi. İlk kütüphanenin ardından Şehba’ya bağlı Til Rıfat ilçesi ve Fafin ilçesindeki Berxwedan Kampı’nda da ikinci ve üçüncü kütüphanenin açılışları yapıldı. Kütüphanelere farklı konu ve dillerde çeşitli kitaplar yerleştirildi. 

‘Özel savaş politikalarına karşı farkındalık yaratmayı amaçladık’

Efrin-Şehba Aydınlar Birliği Üyesi Media Abdo, ilk kütüphanenin açılışı hakkında şunları söyledi: “İlk kütüphanenin açılış şartları zor bir dönemde gerçekleşti. Efrin halkı kütüphanenin açılışından birkaç ay önce yerlerinden edilmişti. Savaş politikalarından kaynaklı bölgede zor günler yaşanıyordu. Kütüphanelerdeki kitaplar enkazların altından zorlukla çıkarıldı. Özel savaş politikalarına karşı gençlerin ve çocuklarda farkındalık yaratmayı ve onlara bir koruma sağlamayı amaçladık. Gelecek nesillerin bilgili olmasını, hedeflerine ulaşmalarını sağlamak amacıyla açılan kütüphane önemli bir adım oldu” dedi. 

Kütüphanenin açılışından 7 yıl sonra birçok başarıya imza atıldığına dikkat çeken Media Abdo, Şahba'da zorla yerinden edilen Efrin halkının sahip olduğu birçok yeteneği ortaya çıkardığını kaydetti. Aydınlar Birliği olarak hikâye, şiir, çizim ve benzeri konularda eğitici eğitim kursları açtıklarını sözlerine ekleyen Media Abdo, Efrin halkının okuma-yazma becerisini ve tutkusunu geliştirmeye çalıştıklarını anlattı. Media Abdo, “Bu eğitimler sayesinde pek çok yeteneği keşfedebildik, geliştirebildik, kitap yayınlamak gibi birçok konuda ilham verebildik” şeklinde konuştu.

Şehba- Efrin kantonu da dahil olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerini hedef alan savaş ve saldırıların amacı hakkında değerlendirmelerde de bulunan Media Abdo, “Savaş politikalarıyla bölgede bir arada yaşayan toplulukların varlıklarını ve kültürlerini yok etmeyi amaçlıyorlar. Amacımız bu toplulukların kültür ve varlığını korumaktır. Bugün yaşananların gelecek nesillere aktarılması için yazılması gerekiyor. Gençlere çağrım; açılan kütüphanelere daha fazla yönelmeleridir. Toplumun daha da ileriye gitmesi için yazılı yaratıcılığın korunması gerekmektedir. Gençlerimizin daha fazla kitap okuyarak, bilgi sahibi olarak kendi yeteneklerini de açığa çıkarmasını istiyoruz” dedi.

‘Aydınlar Birliği medyanın etkileri üzerine ders verdi’

Serdem Kampı’ndaki kütüphaneye giden Kadriye İsmail, "Efrin halkının topraklarına dönme, zafere ve özgürlüğe kavuşma umudu şu ana kadar devam ediyor. Kütüphane sayesinde daha fazla okuyor ve yazıyoruz. Teknoloji dünyası insanları bir robot haline getirdi. Bu nedenle yeni nesiller arasında kitap okuma kültürünün geliştirilmesi çok önemli. Aydınlar Birliği, dijital medyanın toplum üzerindeki olumlu ve olumsuz yönleri hakkında bilinçlendirme dersi verdi. Maruz kaldığımız tüm zorlu koşullara rağmen kütüphanede düzenlenen etkinliklere katılıyorum” ifadelerinde bulundu. 

Kütüphane ve içindeki çeşitli ve farklı kitaplar sayesinde “Gelecek, Bugün ve Özgünlük Arasında Efrin Ailesi” başlıklı bir araştırma hazırladığına dikkat çeken Kadriye İsmail, “Ayrıca Efrin halkının maruz kaldığı saldırıları, Şehba’ya göçlerini, kamplardaki yaşam tarzlarını, bölgelerinin kültür ve mirasını korumak için neler yapabilecekleri konularını da ele aldım” diye belirtti.