Kadınlar Tunus’un mirasını geleneksel kıyafetlerle yaşatıyor
Tunuslu zanaatkar kadınlar, kültürel kimliğin korunmasında önemli görevler üstleniyor. Kadınlar geleneksel kıyafetleri modern dokunuşlarıyla günümüze uyarlıyor ve kendilerini mirasın koruyucusu olarak tanımlıyor.

İHLAS HAMRUNİ
Tunus- Tunuslu kadınlar geleneksel kıyafetleri, bölgenin ruhu ve kimliği olarak görüyorlar. Bu kadim mirası koruyan kadınlar, kıyafetlerin bölgenin özgünlüğünün bir kanıtı olarak kalmasını ve gelecek nesillerin ruhuyla yenilenmesini sağlıyorlar.
Tunus'un Kasserin kentinde tarih, kadınların ellerinde yeniden yaşatılıyor. Zanaatkar kadınlar, kolektif hafızanın koruyucuları olarak tarihe kök salmış yerel bir kültürün elçileri olarak tanımlanıyor. Kadınlar her bir dikişin hikayesini anlatırken her parçada geçmişi anıyor.
Kültürel kimliği somutlaştırıyor
Wahida Saadi, 35 yıldır hiç durmadan dikiş yapıyor. Zanaatkarlık unvanını yıllara dayanan deneyimiyle kazanan Wahida Saadi, bu mirasın "bölgenin ruhunu ve kimliğini temsil ettiğini" ve bu kadim mirasa olan derin bağlılığını ifade ediyor. Dikiş yolculuğuna bir eğitim merkezinde başlayan Wahida Saadi, burada geleneksel kıyafetler üzerine uzmanlık sertifikası almış. Eğitimin ardından ise işini daha da derinleştirmeye karar vermiş. Wahida Saadi, çalışmalarında bölgenin kültürel kimliğini somutlaştırdığına inanıyor. Bu inancı yersiz değil. Tarihi modern tasarımlarla bütünleştirdiğini anlatan Wahida Saadi, “Bu kombinasyon, yenilenen bir mirasın yaşayan bir örneğidir” diye ifade ediyor.
‘Kolektif bir sorumluluk’
Bölgede düzenlenen kimi yarışmalarda ödüllere de layık görülen Wahida Saadi, başka kadınlara da eğitimler veriyor. Ekibi genellikle kırsal kesimlerde yaşayan kadınlardan oluşuyor. Wahida Saadi, "Geleneksel kıyafet bir kostümden daha fazlasıdır. Bölgenin kimliğinin bir simgesidir ve korunması kolektif bir sorumluluktur" sözleriyle işini ekip olarak yapmanın önemine işaret ediyor.
Kırsal kesimlerdeki kadınların güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Wahida Saadi, bugüne kadar yaklaşık bin kadına eğitim verdiğini belirtiyor. Bu kadınlarında sonrasında kendi ekonomilerini oluşturduklarını anlatan Wahida Saadi, şu sıralar Tunus dışındaki pazarlara açılmak istediğini söylüyor.
Çabalarının asıl amacının kültürel mirası korumak olduğunu ancak bunun bir yandan da herkes tarafından bilinmesini istediğini ifade eden Wahida Saadi, nakışa olan kişisel ve duygusal bağını vurgulayarak, yeteneğini annesinden aldığını dile getiriyor.
Bir zincirin halkası
Bu alanda uzmanlaşmış kadınlardan biri de Malak Al-Saadi. İşlerinin sadece eski formları uygulamak ya da yeniden üretmek olmadığına işaret eden Malak Al-Saadi, çalışmalarına modern bir tarz kazandırmaya çalıştığını anlatıyor. Malak Al-Saadi, işlemeyi annesinden annesinin de büyükannesinden öğrendiğini belirterek aslında bir zincirin halkası olduğunu bunun da yaptığı işi daha anlamlı hale getirdiğini ifade ediyor. Malak Al-Saadi, "Geleneksel el sanatlarını işlemekle yetinmiyoruz; bunları geliştirmek, özel günler ve düğünler için basit giysiler olmaktan çıkarıp günlük kullanıma uygun modern tasarımlara dönüştürmek ve kadınların mirası çağdaş bir ruhla giymelerine olanak sağlamak için çalışıyoruz" şeklinde konuşuyor.
‘Aktarımı kendimize görev edindik’
Malak Al-Saadi, giysilerin gençlerin ilgisini daha fazla çektiğini söyleyerek işleri ile ilgili pazarlama konusunda sıkıntılar çektiklerini anlatıyor. "İster Kasserine'de ister Tunus'un çeşitli kentlerinde olsun, geleneksel miras onu daha çekici kılıyor. Zanaatkar kadınların çabaları sayesinde işlemeler hak ettiği değeri kazanıyor" diyen Malak Al-Saadi, konuşmasına şöyle devam ediyor:
"Bölgedeki zanaatkar kadınlar olarak, sadece ekonomik olarak güçlenmek ve geçimlerini sağlamak için değil, aynı zamanda bu zanaatı yok olmaktan korumak, modern ve sürdürülebilir bir yaklaşımla zamana ayak uyduracak geleneksel kıyafetler geliştirmek için zanaatı genç kadınlara aktarmayı kendimize görev edindik."
Gençler ilgi gösteriyor
Bushra Amri de kadınların, kültürel kimliklerini ve eski sembolizmini yansıtan geleneksel kıyafetleri korumaya istekli olduklarını vurguluyor. Kadınların hala vücuda sarılan, genellikle siyah veya renkli geniş bir kumaş parçası olan melhafa giydiklerini anlatan Bushra Amri, bunun geleneksel kıyafetlerin vazgeçilmez parçası olduğunu ifade ediyor. Zanaatkarların karşılaştığı zorluklarla ilgili olarak, en belirgin olanlarının hammaddelerin yüksek fiyatlarını gösteren Bushra Amri, zorluklara rağmen, bölge gençliğinin bölgesel mirastan ilham almaya ve ona modern dokunuşlar eklemeye istekli olduklarını ifade ediyor.