Kadınlar kültürlerini yaşatarak direniyor

Kuzey ve Doğu Suriye’nin Şehba Kantonu Kültür Merkezi üyeleri, kültürlerini gelecek nesillere ezgilerle aktarıyor.

RAPARÎN BAKER

Şehba- Kuzey ve Doğu Suriye’nin Şehba Kantonu Kültür Merkezi üyeleri, stranlar söyleyerek yerinden edilen Efrin halkının yaşadıklarını ve direnişlerini dillendiriyor. Kadınlar ezgileri ile aynı zamanda kültürlerini gelecek nesillere aktarıyor.

Kuzey ve Doğu Suriye’nin Şehba Kantonu Kültür Merkezi üyesi Mifîde Hemdî, kendi deyimi ile ‘gençliğinden bu yana’ yüreğindekileri stranlarla dile getiriyor. "Gençliğimden beri stran söylemeyi severdim. Şarkı söylemeyi ailemin teşviki ve desteği ile öğrendim ve amacım düşman tarafından yok edilmeye ve asimilasyona uğrayan kültürümüzü yaşatmak” diyen Mifîde Hemdî, “Efrin’den Şehba’ya göç ettikten sonra Berhadan Kampı’nda yaşadık. Ama devrimin ilkelerini yaşatmak için kendimizi, merkezlerimizi ve kurumlarımızı örgütledik. Bu topluluğun dışında Hîlala Zêrîn Hareketi üyesiyim. Toplumlar kültürleriyle tanınıyor. Biz Kürt halkı kadim kültürümüzle tanınırız, bu yüzden ona sahip çıkmalıyız" şeklinde konuşuyor.

‘Mewal kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz’

Mifîde Hemdî, kültürlerinin bir parçası olan mewal'i göçün verdiği acıları dindirmek için söylediklerini belirtiyor. Mewal için “sanatın özel bir çeşidi” denilebilir. Tek başına “müzik” olarak tanımlanmıyor aynı zamanda mewal Kürt tiyatro ve kültüründe başlıca kaynak olarak görülüyor ve herkese göre farklı uygulanıyor. Mifîde Hemdî,  “Şehba’ya göç ettikten sonra kültürümüze olan sevgim ve bağlılığım arttı. Düşmanın Efrîn'deki hedefi o kültürü ortadan kaldırmaktı. Bu nedenle çadırlarda bu kültürü yaşatmaya çalışıyoruz. Kamplarda direnişimizi şarkı ve sanatla sürdürüyoruz. Kültürümüzü, dilimizi, davamızı baltalamaya çalışan politikalara karşı direniyoruz” diyor.

'Kültür bir toplumun ruhudur'

Kuzey ve Doğu Suriye’nin Şehba Kantonu Kültür Merkezi’nin bir diğer üyesi olan Zîlan Xelîl ustalaşan genç kadınlardan biri. Zîlan Xelîl, sanata olan ilgisini şöyle anlatıyor:  "11 yaşında annemin desteğiyle Kültür Merkezi'ne katıldım. O dönemde sanat ve kültürün ne olduğunu bilmiyordum. Şahba'ya göç ettikten sonra sanat hakkında daha çok şey öğrendim. Özellikle burada stranlar söyleyerek, acımızı dindirmeye çalışıyoruz. Çünkü kültür bir toplumun ruhudur. Düşmanın hedefi kültürleri yok etmektir. Biz de kendi kültürümüzü yaşatarak düşmana karşı mücadele veriyoruz.”

‘Kültürümüzü gelecek nesillere aktarmalıyız’

Rojava Devrimi sırasında ve inşasında kadınların rolüne değinen Zîlan Xelîl, "Devrim, kadının sanat ve kültür alanı dahil her alanda rolünü kanıtlamasının önünü açtı. Tarihten beri dedelerimiz ve ninelerimiz bu kültürü korumuş ve yaşatmıştır. Bu kültür bize miras kaldı, bu yüzden onu gelecek nesillere de yaymalıyız ki kültürümüz savaştığımız silah olsun. Şehba'da direniş destanlarını yazan kültürümüzü ve tarihsel direnişimizi, hiç kimse ortadan kaldıramayacak" diye konuştu.