ROJ HOZAN

Qamişlo –Hîlala Zêrin Hareketi, toplumların kültürlerini koruma noktasında büyük emekler veriyor. Halkların kültürlerini gelecek nesillerle tarihi bir miras olarak aktaran Hilala Zêrin’in 2021 yılında yaptığı çalışmalarını değerlendiren hareketin üyesi Ruken Mihemed, 2022 yılının planlamalarını anlattı.

Birçok yerde merkezler açıldı

Hîlala Zêrin’in kat ettiği gelişmeleri ve Arap bölgelerindeki varlığından söz eden Ruken Mihemed, şöyle konuştu:

“2021 yılındaki çalışmalarımız konferansımızın ardından başladı. Konferansta aldığımız önemli kararlarla çalışmalarımıza başladık. İlk olarak Qamişilo’da merkezimizi açtık. Daha sonra Kobanê, Halep ve Şehba gibi yerlerde merkezlerimizi açmaya karar verdik. Diplomasi, arşiv, iletişim ve eğitim komitelerimizi 2021 yılında faaliyete geçecek şekilde açtık. Bu kapsamda Qamişlo’daki merkezimiz sanat okulu haline geldi ve bütün yerlerdeki şubelerimizin merkezi oldu. Ayrıca Hesekê’de Kizwan Merkezi açıldı ve komiteleri oluşturuldu. Merkezlerimiz bulundukları yerlerde kendi kendilerini yönetiyorlar. Ancak perspektif Qamişlo’dan gönderiliyor.”

Arap bölgelerinde de merkezler kuruldu

Arap bölgeleri içinde çalışma yürüttüklerinden söz eden Ruken Mihemed, “Bu bölgelerdeki çalışmalarımızı ‘Hîlala El Zehebî’ adıyla yürüttük. Arap kadınları üzerinde yürütülen baskıların ortadan kalkması için, özellikle kadınlar için çalışma yürüttük. Eğitimlerle Arap kadınları kendilerini tanımaya başladılar ve daha sonra üye olarak kültür ve sanat çalışmalarına katıldılar. Qamişlo’ya bağlı Til Hemis ilçesinde Arap kadınları için özerk bir merkez kurduk. Arap bölgeleri olan Til Hemis, Til Koçer ve Til Birak gibi yerlerde sadece kadın üyeler genel içinde yer aldı. Bu olumlu bir adımdı. Halkların eşitliği ve demokratik ulus kültür ve sanatının kalıcılaşması için Hîlala Zêrin Hareketi olarak tüm halklara eğitimler veriyoruz” diye konuştu.

Çalışmalar duraksamadı

Eğitim komitesinin çok sayıda çalışma yürüttüğünü dile getiren Ruken Mihemed, şu şekilde devam etti:

“Kuzey ve Doğu Suriye genelinde 3 grubumuz eğitimlerini gördü ve onlarca kadın eğitildi. Til Hemis bölgesinde Arap kadınları için eğitim verildi. Bunun yanı sıra yaşı ileri olan annelerimiz için de özel eğitimlerimiz oldu. Sanatsal anlamda da müzik, tiyatro, folklor eğitimleri sürekli devam ediyor. Ses, solfej ve beden fiziği eğitimlerimiz de sürüyor. Çocuklara yönelik eğitimlerimiz iyi yürütülüyor. Biz çocukların Kürtçe eğitimlerinden de geri kalmasını istemiyoruz. Aynı zamandan kendi kültürlerinden de uzaklaşmalarını istemiyoruz.  Çünkü dil ve kültür birbiriyle bağlantılıdır. Bu yıl çocuk festivalini de gerçekleştirdik. Eskiden büyükler çocuklara gösteri yapıyordu ancak bu festival ile çocuklar büyüklere gösterilerini yaptılar. Bazen çocuklarının okul ihtiyaçlarını da sağlıyoruz. Masal anlatıcılığı, geleneksel yemekler, kültürel tarih ve eski oyunlar üzerine de büyük bir çalışma yaptık. Bölgedeki tüm milletlerin kültür ve kimliğini her yönüyle korumak istiyoruz.”

Hîlala Zêrin her yerde

Kongra Star ile birlikte “Dem dema azadiyê ye” hamlesi başlattıklarından söz eden Ruken Mihemed, “Başlatılan hamle kapsamında devrim şarkıları ile hamlede yer aldılar. Yine kadın şiddeti konusunda da Kongra Star ile birlikte çalışma yürüttük. Sokak tiyatrosu ve kadın özgürlüğüne ilişkin oyunlarımız oldu. Kadın katliamına ilişkin tiyatro oyunları tüm Arap bölgelerinde gösterildi. Hîlala Zêrin öncülüğünde kadın edebiyatı ve sanatı festivalini yaptık. 8 Mart, 4 Nisan, 15 Ağustos, 19 Temmuz ve Şehit Mizgin’in anma günü gibi özel günler de yerlerimizi aldık” ifadelerini kullandı. Kültürü koruma konusunda eleştiri sunan Ruken Mihemed, “İlk başta sanat çalışmalarına ağırlık verdik kültür çalışmalarına ağırlık vermedik. Ancak kısa bir sürede bunu da aştık. Ülkeye dönüş konusunda sanatçı Nesrin Botan ile birlikte ‘Welat’ adında bir parça çıkardık. Kültür ve sanat günlerimiz oldu” diye belirtti.

Arşiv çalışması yaptılar

Hem özerk hem de genel olarak bu yıl çok sayıda parça yaptıklarını aktaran Ruken Mihemed, “Jin Tv’de yayınlanan ‘Berçem’ programını biz yapıyoruz. Arşiv çalışması için köyleri dolaşarak bunları kayıt altına aldık. Arşiv ve belgeleme çalışmalarından ‘Hebû Tunebû’ programını yaptık. 50 bölüm yayınlandı. Burada gençler masalları anlatıyorlar. Bizim amacımızda annelerin gençlerin sesinden söyledikleri masalları dinlemeleridir. 27 Kasım Dünya Tiyatrolar Günü’nde her yıl festival düzenleniyor. Oraya katıldık. Yönetmen ve oyuncular olarak en iyi ödüle layık görüldük. Öncü kadınların fotoğraflarından oluşan birçok sergi gerçekleştirdik” dedi.

2022 yılını da dolu dolu geçirecekler

2022 yılına dair planlamalarından da söz eden Ruken Mihemed, son olarak şunları söyledi:

“Konferansımızda iki yıllık çalışmalar önümüze koymuştuk. Birçoğunu yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Kültür ve sanat günleri çalışmalarımız sürecek. Arşiv konusunda da annelerin sesine daha fazla yer vereceğiz ve köyleri dolaşacağız. Önümüzdeki süreçte annelerden oluşan folklor ve dengbêj grupları oluşturacağız. Şehit Berçem adına Kuzey ve Doğu Suriye’de kadın festivalini gerçekleştireceğiz. Düşünsel eğitimlerimiz devam edecek. Eski araçlara ulaşacağız. Özgün gruplarımız var. Genç erkekler müzik aletlerini çalıyor. Ancak artık kadınlar kendileri müzik aletlerini de çalacak. Folklar çalışmalarımızı daha da güçlendireceğiz. Ayrıca bir sanat bölümüne ilişkin materyal hazırlanacak ve her yere dağıtılacak. Daha sonra bunun üzerine eğitimler alınacak.”