Kilim dokuyan ve sepet yapan kadınlar tarihi miraslarını koruyor

Kuzey ve Doğu Suriye’nin Minbic kentinde kilim dokuyan, sepet yapan kadınlar, geçmişin tarihi mirasını korumayı sürdürüyorlar.

SÎLVA Al-ÎBRAHÎM

Minbic- Geleneksel yöntemlerle yapılan kilim ve sepet imalatı, 21’inci yüzyılda modern sanayinin hakimiyetine rağmen kadınların elleriyle günümüze kadar kendini koruyan bir kültür. Kültürel mirası korumanın sorumlulukları olduğuna inanan kadınlar, yaşanan endüstriyel gelişime rağmen bu mirastan vazgeçmezken, el sanatları üzerinde çalışmaya devam ediyor.

Kuzey ve Doğu Suriye'nin Minbic kentinin doğusundaki El-Kack köyünden 75 yaşındaki Ammuna Al-Barhawi, halı yapımı konusunda usta bir isim. Buğday öğütme değirmeni gibi geçmiş yıllarda kullandığı bazı aletleri de onlarca yıldır hâlâ saklayan Ammuna Al-Barhawi, “Annem bana halı yapmayı öğrettiğinde 20 yaşındaydım. Önce koyun kırpma yapıyorduk ve ardından yünlerin içindeki düğümleri ince dişli bir tarakla temizliyorduk. Daha sonra bu yünleri ince ipliklere dönüşecek şekilde diziyorduk. İnce iplikleri daha kalın ve daha sertleştirerek halı dokumaya hazır hale getiriyorduk” dedi.

Bir halının dokunması 1 yılı buluyor

El dokuması halıların yapımının uzun zaman aldığını kaydeden Ammuna Al-Barhawi, “Tek kişinin çalışması durumunda bir halının yapımı yaklaşık olarak bir yıl alabiliyor. Takım çalışması her ne olursa olsun işi kolaylaştırıyor, dolayısıyla daha az zaman ve hassasiyet gerektiriyor. Kendi ellerimle yaptığım halılarımı kızlarıma ve birçok arkadaşıma dağıttım. Biri 35, diğeri 40 yıl önce dokuduğum iki halıyı ise hâlâ saklıyorum” sözlerine yer verdi. 

Değirmen taşları kullanıyorlar

Bugün hala yün eğirmeye devam eden Ammuna Al-Barhawi, günümüzde üretilen ipliklerin kalitesini eleştirerek, “Makinelerle yapılan iplikler çok ince ve kalitesiz olduğu için birçok kez el yapımı iplik kullanıyoruz. El yapımı halıları dokuyup muhafaza ediyoruz. Halıların yanı sıra tarihi 150 yıl öncesine dayanan değirmen taşlarıyla da kadınlar olarak buğday, arpa ve mercimeği öğütmek için kullanıyorduk. Geçmiş yıllarda buğdayı modern makine olmadığından el orağıyla hasat ederdik, sonra onu kaynatıp değirmende öğütürdük” şeklinde konuştu. 

Değirmen taşını kullanmanın da ekip çalışması gerektirdiğini vurgulayan Ammouna Al-Barhawi, "Örneğin buğday öğütmeye çalışırken iki kadın iş birliği yapıyor, geçmişte kadınlar değirmen taşının etrafında toplanıp iş alışverişinde bulunurlardı. Günümüzde hala kullanılan en eski araçlardan biridir” diye belirtti.

Sepet örüyor

Al-Bireh köyünden 70 Warda Al-Ibrahim ise, 10 yaşındayken kız kardeşlerinden ve teyzelerinden öğrendiği sepetleri yapıyor. Warda Al-Ibrahim, "Sepet yapımı geçmişte kadınların ustalaştığı el sanatlarından biridir. Ekmek, sebze, meyve ve benzeri eşyaların saklanması ve taşınmasında birçok kullanım alanı var. İlerleyen yaşıma rağmen sepet yapmayı bir hobi ve geçmişimi hatırlatan bir miras olarak görüyorum. Eski el sanatlarına hâlâ önem veriyorum. Ancak daha modern araçlar kullanıldığı için sepetlerin alım yüzdesinde azalma var” diye kaydetti.

Sepetleri sazlık otlardan yaptıklarını söyleyen Warda Al-Ibrahim, sepetlerin şekillerinin ve boyutlarının arzuya göre değiştiğini dile getirerek, “Nehirlerin ve akarsuların kenarlarında büyüyen sazlık otlardan yapıyoruz. Daha düz ve daire şeklinde yaptıklarım duvarlara süs olarak asılabiliyor” dedi.