ŞABNAM TAVAKOLİ

Tahran- Sanatçı Gülnar Qasimi, tablo ve ciltlerinden oluşan sergisini Tahran Valiliği Galerisi'nde açtı. Sergi 29 Kasım'a kadar sanat severlerle buluşacak. Gülnar Qasimi ile sanata başlama serüvenini ve sergisini konuştuk.

Emirkabir Üniversitesi'nden mezun olan Gülnar Qasimi, ikinci çocuğunu dünyaya getirdikten sonra bir şeylere başlaması gerektiği hissine kapıldığını söyleyerek, “Altın takı ve gümüş tasarlamaya başladım ancak bir süre sonra bu eserlerin izleyiciye kendi ifademi yansıtamayacağını fark ettim. Bu yüzden görsel sanatlar bölümünü geçtim. Bu alanda çalışmaya başladım ve derslere katıldım. Bu sayede izleyici ile daha kolay iletişim kurabildim. Eserlerimin çoğunlukla psikolojik, sosyal ve felsefi bir arka planı var” dedi.

Eserlerinde çelişkileri vurguluyor

Yeni çalışmasının daha çok toplumsal çelişkileri anlattığını kaydeden Gülnar Qasimi, sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin gelenek ve modernlik arasındaki çelişki, tek çatı altından, toplumun en küçük yerinden başlayıp yavaş yavaş kent toplumuna giren ve daha geniş bir alana yayılan kültürel çelişkiler ilgimi çekiyor. Çalışmalarımı beyaz ve siyah renkler arasında yansıttım. Bu hem kişiliğimizi yansıtıyor hem de güzelliği yansıtan farklı bir çalışma tarzı.  Sonuçta güzel bir topluma sahip olabilmek için kendimizi, zayıf noktalarımızı ve başkalarını kabul etmeliyiz.”

Çalışmalarının kolajlarla başladığını aktaran Gülnar Qasimi, “Korona döneminde karton atıklarıyla su ve akrilik kullanarak bu çalışmaları yapmaya başladım, sonra bazı şekiller yapmayı sevdiğimi gördüm. Üç boyutlu çalışmalarımda siyah, beyaz ve gri renkler kullandım. Zihinsel ve biyolojik kirlilikle dolu büyük bir metropolü temsil eden çevre, teknoloji ile birlikte çok hızlı ilerleyen, hepimizi birbirine çivileyen, bir karanlığa, gri bir spektruma gömülmüş durumdayız” ifadelerinde bulundu.

‘Kadınların sorunlarını dile getirmek istedim’

Ortadoğu'da doğan her kadın ve kız çocuğunun ne yazık ki ikinci sınıf vatandaşı olarak görüldüğüne dikkat çeken Gülnar Qasimi, sözlerini şöyle tamamladı: “Kadınlar ve kız çocukları, toplumsal olarak birçok sorunla karşı karşıya kalıyorlar. Özellikle evlendikten ve anne olduktan sonra sorunlar daha da ağırlaşıyor. Ne yazık ki bazı kadınların da kendi hemcinslerine destek olmak yerine karşı çıktığını görüyoruz. Görsel sanatlara ilgim, içimdeki duyguları ifade etmek istememle başladı. Bir kızım olduğu için benim ve bir kadının toplumdaki sorunlarını dile getirmek istedim. Dünyanın gidişatından umutluyum, her ne kadar bazı kadınlar yorulsa da, çocuklarına bakmakta bile zorluk çekse de, bu direnişin geleceğinin parlak ve güzel olduğunu biliyorum. O yüzden kadınlar zafer bayraklarını kaldırmalı ve direnişi büyütmelidir.”