Faslı sanatçı tuvallerine kadınların dünyasını yansıtıyor

Faslı ressam Hana Miko, sanatını, doğanın güzelliğini, insanın derin duygusunu ifade eden şiirsel renk dünyası olarak tanımlarken “Duygu olmadan yaşayamayız. Resimlerimde olumlu duyguları aktarmaya çalışıyorum” diyerek tuvallere kadın dünyasını taşıyor.

HANAN HARITE

Fas – Sanatını toplum için ve toplumdaki sorunlara ışık tutmak için kullanan kadınlar ülkelerinde bu alanda öncülük misyonu yükleniyor. Plastik sanatçısı Hana Miko, tuvalin karşısına geçtiğinde fırçaları ve boyalarıyla kadınların sorunlarına dokunmaya ve sanatı aracılığıyla Faslı kadınları zincirleyen engelleri kırmaya çalışıyor. Öğrencileriyle birlikte düzenlediği eğitici ve pedagojik atölye çalışmalarında, özellikle kadınlara odaklanan sanatçı, kimi sorunları da topluma renklerle yansıtıyor.

Hana Miko, sohbetimize güzel sanatlara ilgisinin nasıl geliştiğini anlatarak başlıyor. “Çocukluğumdan beri resim yapmaya meyilliydim” diyen Hana Miko’nun yeteneğini ailesi fark ediyor ve bu yönde gelişmesini sağlıyor. Hana Miko “Ailem yeteneğimi gördü ve bu yeteneğimi doğru ve sistemli bir şekilde geliştirmem için beni teşvik etti. Arap Edebiyatı Bölümü’nden mezun olduktan sonra Kazablanka'da Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'ndan diplomamı aldım ve ardından ‘özel sektörde’ sanat öğretmenliği yapmaya başladım” şeklinde konuşuyor.

‘Sanat çevreden ve kültürden ilham alır’

Hana Miko, plastik sanatını, doğanın güzelliğini ve insanın derin duygusunu ifade eden şiirsel bir renk dünyası olarak tanımlıyor ve konuşmasına şöyle devam ediyor: “Plastik sanatın duyusal ve işitsel bir zevk olduğunu belirterek tüm teknikleri kullanarak öğrencilerime öğretmeye çalışıyorum. Kendilerini ve duygularını ifade edebilmelerini istiyorum. Bu sanat, hayata özel bir estetik kazandıran, birçok duygu ve hislerin olduğu yaratıcı bir durumdur. Böylece sanat estetik bir yaşam biçimi haline geliyor. Sanat yüzeysel ya da eğlence ya da vakit geçirmek için değil, daha çok doğal olan duyusal ve işitsel bir zevk. Sanat çevreden ve kültürden ilham alır.”

‘Çelişkili olan her şeyi önemsiyorum’

Resimleriyle olan ilişkisini de değerlendiren Hana Miko, "Manipülasyonu ve karakterlerin detaylarıyla uğraşmayı seviyorum çünkü çelişkili olan her şeyi önemsiyorum. Gölge ve ışık dünyalarını vurgulayan estetik bulduğum renkleri bir araya getirmeye çalışıyorum. Ayrıca gerçekçi görüntüyü kurgusal bir kompozisyonda karıştırmaya çalışıyorum” diyor.

‘Daha çok kadın sorunlarına değiniyorum’

Kadın temasına daha çok değindiğini sözlerine ekleyen Hana Miko, bu durumu da kendince ‘takıntı’ olarak ifade ediyor. Hana Miko, “Daha çok kadın sorunlarıyla ilgileniyorum. Onların duygularını aktarma takıntım var. Duygu olmadan yaşayamayız. Resimlerimde olumlu duyguları aktarmaya çalışıyorum. Sadece bedenleri değil aynı zamanda ruhları da olan kadınlar hakkında farklı çağrışımlar ve semboller içeren mesajlar veriyorum. Plastik sanatçısı, kadını daha çok hissediyor ve bu nedenle kadınların duygularını ve sorunlarını daha yakın ve daha iyi ifade edebiliyor. Kadın olduğum için kadını en çok ben hissedebiliyorum. Kadınların da kaygılarını dile getiriyorum. Kadınları ilgilendiren çeşitli insani meselelere değiniyorum. Onlar hakkındaki gerçek resmi aktarmakta ısrar ediyorum. Bir tablom 'Bir Kadının Derinliği' adını taşıyor bu tablo aracılıyla kadının derinliğini ele alıyorum.

‘Kaynak ve İlham Arasındaki Kadın’ adını verdiğim tabloda ise, kadınların duygu ve düşünce yönünden zengin, cömert, yaratıcı ve bereketli olduklarını vurguluyorum. Köhne geleneklere inanan toplumlarda kadınları zincire vuran kısıtlamaları da ‘Kısırları Aşmanın Ötesinde’ tablosuyla ifade etmeye çalıştım” diye konuşuyor.

‘Kadınların onurlu bir varlığı var’

Ülkedeki kadın plastik sanatçılarının durumuna da değinen Hana Miko, "Önceden, gerici zihniyetler de dahil olmak üzere çeşitli faktörler nedeniyle Fas kültür sahnesinde kadın sanatçıların varlığı sönüktü. Bugün, kadın plastik sanatçılarının onurlu bir varlığı var. Bugün Fas’ta Plastik sanatçısına ilgi var ve toplum genel olarak sanatın rolünün ve nesillerin korunmasına katkısının farkına varmaya başladı. Sanat toplumu geliştirmenin en iyi yoludur. Bunun yanı sıra benzeri görülmemiş bir şekilde sanat forumları ve festivaller arttı" diye ifade ediyor.

‘Kız çocukları sanata teşvik edilmeli’

Bu alana ilgi duyan genç kadınlara seslenen Hana Miko, konuşmasını "Kadınlar hangi koşullarda yaşarlarsa yaşasınlar kendilerini mümkün olan tüm sanatsal ve diğer araçlarla ifade etmeli. Ebeveynler de kız çocuklarını sanata teşvik etmeli ve desteklemelidir” sözleri ile sonlandırıyor.