Ezgilerle dünyayı güzelleştiriyorlar

Ataması yapılmayan öğretmen, kat görevlisi işçisi ve kamu emekçisi gibi birçok farklı meslek ve statüdeki kadınların yan yana gelmesi ile oluşan İlmek Müzik Gurubu yaptıkları müziklerle birçok farklı renkteki kadına ulaşmayı amaçlıyor. Pandeminin başlaması ile birlikte 10’a yakın kadının bir araya gelmesiyle Ankara’da kurulan İlmek Kadın Dayanışması, sanatın her alanında eril tarihin dışında bırakılmış kadınlara odaklanıyor. İlmek Kadın Dayanışması üyesi kadınlar yaptıkları açıklamada, bir arada olmanın ve birbirine dokunmanın çok değerli olduğunu ifade ediyor.

EKİM YAĞMUR

Ankara- Anlık bakışmalarda birbirimize verdiğimiz o kısık sesli, kendi anlamlarından ve zamanlarından menkul sözler... Hemen hepsi hiç söylenmemiş olsa da, biz o sözlerin ne demek olduğunu galiba anladık. Söylenmemiş sözlerin söylenmemiş cümlelere dökülmesine tanıklık ettik. O sessiz, örtük cümlelerde hiç de yalnız olmadığımızı hissettik. Birbirimize baktık, usulca başımızı salladık, anlaştık ve hayata dair bir ortaklık sözü verdik. İşte İlmek Kadın Dayanışması üyesi kadınlar da kaygılarını, korkularını, arzularını, bir çemberin etrafında toplanıp birbirlerine fısıldıyorlar.

Pandeminin başlaması ile birlikte 10’a yakın kadının bir araya gelerek Ankara’da oluşturduğu İlmek Kadın Dayanışması sanat ve edebiyat alanında çalışmalar yapıyor.

Dayanışma grubu içerisinde yer alan Zarife Çamalan, eve kapanma dönemlerinde telefon üzerinden bir iletişim ağı kurduklarını belirterek, İlmek Kadın Dayanışması ağının kurulma sürecini şu sözlerle anlattı:

“İlmek Kadın Dayanışması’na üye kadınlardan bazıları ile daha önce iletişimimiz vardı. Pandeminin ilk dönemlerinde herkes gibi biz de çok panik olduk. Kapanma döneminde arkadaşlarımıza, dostlarımıza nasıl ulaşacağız diye epey kaygılandık. Evlere kapanma döneminde bir WhatsApp grubu kurup iletişimimizi bunun üzerinden kurmaya çalıştık.  Kurduğumuz grubun adını da ‘Dayanışma Yaşatır Ankara Grubu’ koyduk. Biz bu süreçte maruz kaldığımız sosyal mesafeyi bu grup üzerinden aşmaya ve hayata geçirmeye çalıştık. Asıl derdimiz bu süreçte birbirimize dokunmaktı.”

“Derdimiz birbirimizin hayatlarına dokunmak”

Kültür ve sanat çalışmalarının yanı sıra İlmek Kadın Dayanışması ağının 10 aileye maddi manevi destekte bulunduğunu belirten Zarife Çamalan şöyle konuştu:

“Bu süreçte yaşadıklarımızı hayata geçirmemiz gerektiğini düşünüp fanzin çıkarmaya karar verdik. ‘Fanzinin adı ne olsun?’ tartışmalarında ben hep, ‘Mücadeleyi ilmek ilmek öreceğiz’ diyordum. O zaman fanzinin ismi de ‘İlmek’ olsun denildi. İlmek Kadın Dayanışması’nın da hikâyesi böyle başladı. Arkadaşların kendilerini daha huzurlu ve iyi hissetmeleri için bir şey yapmak gerekiyordu. Çünkü bir taraftan çalışıyorlardı bir taraftan evdelerdi. O dönem hayat içerisinde başka sorunlar da yaşanıyordu. O sorunlarla müzik yaparak baş edebildik belki de. Birbirimize dokunarak, yan yana gelerek, bir şeyler üreterek dayanışmayı örüp birbirimize daha fazla faydalı olabileceğimizi düşündüğümüz için İlmek Müzik Grubu’nu oluşturduk. İlmek Müzik Grubu ve İlmek Kadın Dayanışması da böyle ortaya çıktı. Bir buçuk senelik bir geçmişi var müzik grubunun. Pandemi sürecinde ortaya çıktı da diyebiliriz.”

İlmek Fanzin’de de toplumsal yaşamda kadınlara dair ne varsa değinmeye çalıştıklarını kaydeden Zarife Çamalan, “Özellikle kadınların işte, evde, sokakta ve toplumda yaşadığı sıkıntıları dile getiriyoruz. Fanzini yaklaşık iki yıldır çıkarıyoruz. İki ayda bir çıkarıyoruz fanzini. Aslında bütün kadınların sesi bu fanzinde kendine yer bulabiliyor. Fanzin de İlmek Kadın Korosu kadar önemli.”

“Kendimizi dayanışma ile daha güçlü hissediyoruz”

Belediye işçisi olan Necla Vuranol da İlmek Kadın Dayanışması ile tanışma hikâyesini şöyle anlatıyor:

“Müziğe hep ilgim vardı. Bir arkadaş ‘Koro kuruyoruz, gelir misin?’ diye sorunca ‘Seve seve geleceğimi’ söyledim. Evde olsun, sokakta olsun müziksiz yapamıyorum. Mırıldanmayı seviyorum. İyi ki buradayım, çok güzel insanlarla tanıştım. Bu ülkede kadın olmak çok zor; sokakta, evde, işyerlerimizde, toplu taşıma araçlarında sürekli ötekileştirilip, eziliyoruz. Biz bunu dayanışma ile çözüyoruz, kendimizi dayanışma ile daha güçlü hissediyoruz. Her kadının gücü mutlaka var. Bunun farkına varmak önemli. Ben bunun farkına varmayı yıllar önce kendimde keşfettim. Kadın dayanışması ile kadınlar hep güçlü olur yeter ki biz güçlü olduğumuzun farkına varalım. İlmek ilmek örelim, birbirimize dokunalım, birbirimizle iletişimimizi kesmeyelim.”

“Bu ağ bana çok iyi geliyor”

Dayanışma grubu içerisinde yer alan Seher Erdoğan da, kızının bağlama çalmayı öğrenmek istediğini, kızına bağlama çalmayı öğretecek birine ulaşmaya çalıştığını ve bu esnada da müzik grubu ile ilişkisinin başladığını kaydetti.

Kat görevlisi olarak bir sitede çalıştığını belirten Seher Erdoğan, yaşadığı sıkıntıları ise şöyle anlatıyor: “Eziliyorsun orada. Sınıfsal olarak oradaki insanlar daha farklı bir konumda. Seni daha aşağıda görüyorlar. Bu ağ bana çok iyi geliyor. Türkü söylediğimde insanların sesimi beğenmesi hoşuma gidiyor onure oluyorum.”

Emekli kamu işçisi Hatice Yıldız da bağlama dersi aldığını, müziği çok sevdiğini belirterek, “Dünya kadınların sayesinde dönüyor, kadınlar olmazsa bu dünya zaten dönmez. Erkek hangi haklara sahipse kadında o hakka sahip olmalı” diyor.