Ewaş Ana: Kültürel değerlerimize sahip çıkalım

Ewaş Ana’nın elinden her ‘iş’ geliyor. O toplumsal kültürün kadın eliyle aktarılacağını kendisi yaşayarak deneyimlemiş. Tüm kadınları kimliğine, kültürüne sahip çıkmaya çağırırken “Kültürümüzü yansıtacak el işlerimiz kendimizi korumanın yolu olduğu kadar görevimizdir de” diyor.

SARA ŞÊX HESEN

Halep- ‘Eski toprak’ diye bir deyim vardır. Dokunduğumuz toprağın kaç bin yaşında olduğunu değil ne kadar verimli ve bereketli olduğu ya da içerisinde ne kadar değerli mineral taşıdığı hesabı da değil; insanî birikim anlamında kullanılagelir günümüze kadar. Eski topraklardan öğreniriz kültürel, toplumsal değerlerimizi. Her dengbejde Heredot’u kanlı canlı görmüş gibi oluyorsak her gördüğümüz anada da bizden kuşaklar öncesine ait izler buluruz; sonra bir de bakmışız bu izleri bizler de bizden sonraki akranlara aktarmışızdır elde olmadan. İnsanlığın hafızasıdır her kadın biraz. Her kadın kendi toplumsallığının kültürel ataşesi gibidir. 50 yaşındaki 5 çocuk annesi Ewaş Mihemed de kendisini kültürel değerlerini aktaran-taşıyanlardan herhangi bir kadın olarak görüyor. Halep’in Şex Meqsud mahallesinde doğar, büyür ve yaş alır Ewaş Mihemed. Kendi mahallesinde yoksulluğa direndiği kadar işgale de direnmiştir ama en çok anasından öğrendiği kültürel mirası taşımak için direnmiştir.

Kürdistan toplumunda aslında kadınlar kültürün korunması ve günümüze kadar kazandırılmasında büyük rol sahibi olmuşlardır. Ewaş Mihemmed de aslında kültürel mirasına sahip çıkmak için annesinden öğrendiğini çocuklarına ve tüm çocuklara devretmek için çabalıyor.

Ewaş Ana 12 yaşından itibaren el işleri yapmaya başlıyor

Eskilerin de her zaman dile getirdiği bir söz vardır “bir insan çocukluğunda bir işi öğrenirse bu edindiği bilgi hafızasına beton gibi kazınır”. “Ağaç yaşken eğilir” diye boşuna demezler üstelik. Kuru dalı eğip bükmeye çalıştığınızda kırılır fakat ağaç henüz yaş iken şekil vermeye kalkarsanız ve bunda da maharetli iseniz istediğiniz şekli verebilirsiniz. Ewaş Mihemed’de el işleri yapmaya daha çocuk yaşta başladığını anlatıyor. Daha 12 yaşında el işlerine başladığını ve tam 38 yıldır da kesintisiz devam ettirdiğini söylüyor. Ewaş ana, “Çocukken büyük bir merak ile el işi yapanları izlerdim. Annemin ne zaman bana da öğreteceğini anlamak isterdim. Yavaş yavaş annem öğretmeye başladığında bazen şaşırırdım, yanlış yapardım. İşte o zaman elim korkardı ama annem bana moral verir tekrar tekrar anlatır, gösterirdi nasıl yapılacağını” diyor. Annesini kaybettiğinde çok üzüldüğünü ancak ölmeden önce kendisine önemli ve dolu dolu bir miras bıraktığını fark ettiğini söylüyor Ewaş Mihemed. Daha genç iken gelinlerin hazırlıklarına, yeni ev sahibi olacaklara, yeni çocuk sahibi olanlara, elbise diktirmek isteyen tüm mahalle sakinlerine büyük bir istekle el işleri yaptığını anlatıyor Ewaş Ana. Kendisi evlendikten sonra ise bildiği el işleri sayesinde ailesinin ekonomisine de katkı sağladığını söylüyor Ewaş Ana ve ekliyor; “El işi yapmayı çok seviyorum çünkü bu aynı zamanda benim kimliğim ve tarihim gibidir” diyor.

Kültürün korunmasında kadın birliği

Ewaş Ana, el işlerini kimsenin küçük görmemesini söylerken kültürel mirasın önemine işaret ediyor.  Aynı zamanda kültürü korumak için kadınların da birincil aktör olduğunu ve kadınların kültürü korumak için örgütlenmeleri gerektiğini aktarıyor. “Eskiden el işi yapan kadınlar birbirlerine bildiklerini aktarır, anlatırlardı. El işi gerekli olduğu zamanlarda nerede, hangi komşunun ihtiyacı varsa orada imce usulü toplanılırdı” diyerek kadınların birbirlerini doğal olarak örgütleyebildiklerini hatırlatıyor.

Kültürel gelenekleri yaşatmak kendini savunma görevidir

Ewaş Mihemed, tüm kadınlara seslenerek kültürel geleneklerine sahip çıkmalarını salık veriyor. dünyanın çok geliştiğini fakat her ne olursa olsun kültürü korumanın anlamına da vurgu yaparak, “Analarımızın emeklerini unutmamalıyız. İnsanın gelenek ve kültürüne sahip çıkması, koruması kadar kutsal bir görev yoktur. Bugün bizlere yapılan her türlü saldırı aslında kültürel değerlerimize yapılmıştır. Tüm kadınlar el ele vererek kültür savunmasını birlikte ve kendilerini sorumlu görerek yapmalı” diye konuşuyor.