Eşitlik ve istikrardan yoksun bir kadının gözünden Fas

Faslı yazar ve romancı Hafida Al-Muras’ın “Balkonlu bir Randevu” isimli kitabı aştan, istikrardan ve eşitlikten yoksun bir kadının gözünden Fas’ı önümüze seriyor.

HANAN HARİT

Fas - Bilhassa kadın yazarlar kaleme aldıkları eserlerle edebi ürünler ortaya koymuyor aynı zamanda ülkelerinin kadın haritasını da çiziyorlar önümüze. İşte onlardan yalnızca bir tanesi Hafida Al-Muras. Sıkıştıkları dünyayı balkonundan izleyen ve balkonunda sıkışıp kalan bir kadından bakıyoruz bizler de yazar ile birlikte Fas’a.

Evlerimizi, iş yerlerimizi ve içerisine sıkışıp kaldığımız binalarda nefes alınabilen mekanları ifade eden balkon sembollerle dolu bir mekan halini alıyor romanda. Faslı yazar ve romancı Hafida Al-Muras, Fas gerçeğini somutlaştıran ve acı çeken bir kadının gözünden yeni romanı "Balkonlu Bir Randevu"yu bunun üzerinden kurguluyor.

Romanın örgüsünde balkon ‘durmak yeri’ değildir. Olayların ve çevremizde olup bitenlerin ardından baktığımız bir mekan da değildir. Bazen sıkışıp kalınan, bazen izleyici olunan bir yerdir. Romanın baş kahramanı Firdevs’in yaşadıklarının gözünden bakarız Fas’a. Firdevs bazen balkonda durur ne yapacağını bilmeden bazense farklı açılardan görerek eşitsizliği, acıyı, beklemeleri, sabırsızlığı yansıtıyor bize.

Roman yapısal olarak Fas manzarasını karakterize eden sosyo-kültürel, sosyo-politik konuları kadınların gözünden anlamaya ve anlatmaya eğiliyor.

“Sadece bir roman değildir”

Yazar ve romancı Hafida Al-Maras , “Balkonlu Bir Randevu ” adlı roman çalışmasında benimsediği, mesajlarını aktarmaya çalıştığı en önemli kişilikler hakkında ajansımıza şunları söylüyor: “Sanat genel olarak ve özel olarak edebiyat, ondan fikirler üreten bir gerçekliğin ürünüdür ve ‘Balkonlu bir Randevu’ bir roman değildir.” Hafida Al-Maras, romanın kadınların anlatının iç inşasında çok önemli bir rol oynadığını, romanın karakterleri tarafından somutlaştırılan insan sorunlarını ele alması açısından roman olma özelliğinden öte şeyler barındırdığını anlatıyor.

Tüketilen kadınları izliyoruz

Dünyayı bir kadının gözünden görmenin doğal olduğunu belirten yazar Hafida Al-Muras, burada somutlaşanın çelişkiler ve tiranlık batağına saplanan “güya çağdaş” ülkelerde ortaya çıkan kapitalizmin kadını tüketme, kar amacı olarak kullanma, ilkesizce hem bedenine hem ruhuna zarar vermesinin yanı sıra, ezilen kadınların fiziksel olarak her anlamda sömürüsü, aldatılma, ihanet gibi konuları “balkondan” görüyoruz. Özcesi kadınları yaşayan ölüler haline getirmeye çalışan kapitalizmin ve erkek egemen zihniyetin tüm yansımalarına bir seyir yeri oluyor balkon...

“Eşitliğin anlamını hala bilmiyorum”

Romanda yer alan balkonlu flörtün bir devrim ve Faslı kadınların eşitliğini sağlamak için gerçekliğini değiştirmeye yönelik bir mücadele biçimi olarak görülmesiyle ilgili olarak, "Eşitliğin anlamını hala bilmiyorum çünkü her zaman görüyorum ki, kadınlar erkeklerle eşitlik sorunundan daha büyüktür, çünkü bugün, kadınları, özellikle maddi biçiminde sosyal adaletin yokluğunda, hala geçerli olan teorik yasaların gerekçesine başvurmadan, bozulmaya karşı savunmasız bırakan çok sayıda kısıtlamayla karşı karşıyayız. Kadınların eşitliğe mi yoksa sosyal adalete mi ihtiyacı olduğu sorunu tartışırken, eşitlikle ilgilenenler, sunulması gerekeni sağlamayıp, talebi her iki cinsiyetin de ihtiyaç duyduğu bir ilke değil, kadın ve erkek arasındaki bir çatışma zeminine de dönüştürebiliyorlar” diyor yazar. Ayrıca ilkelerin sosyal adalete dayanan bir medeniyetin kadın ve erkeklerin ihtiyacı olduğunun da altını çiziyor.

Yazar son olarak ise Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da önemli anlatılara sahip, birbirinden değerli eserler veren kadın yazarların bulunduğunu ve kadın edebiyatının tanıtılması, kadınların maruz kaldığı tabuları yıkmak için sanat, edebiyat ürünlerinin daha çok okunması gerektiğini ve cesur yazarların tanıtılmasının da önemli olduğuna dikkat çekerek bitiriyor sohbetimizi.