Endar Tepesi’ndeki tarihi eserler Türkiye üzerinden farklı ülkelere mi taşındı?

Mezopotamya’ya 8 bin yıldır beşiklik eden Endar Tepesi’ne yönelik tarihteki saldırılar günümüzde de devam ediyor. Tepede bulunan aslan figürleri, heykeller başta olmak üzere tüm tarihi kalıntılar bir bir yok edilirken, eserlerin Türkiye üzerinden farklı ülkelere taşındığı belirtiliyor.

HESNA MIHEMED

Şehba - Her bölgenin karakterize tarihini kültürel, sanatsal ve eserleri ile bilebiliriz. Bugün, “bu tarih Ortadoğu’da talan ediliyor” dediğimizde pek gerçekliğin dışında söylenmiş bir cümle olarak kalmaz, durmaz sanıyoruz. 2018 tarihinden bu yana Afrin, Afrinlilerden arındırılmaya çalışıyor. Coğrafyasının bizzat kendisi “ben buradayım” diye haykırırken, taşınamaz tarihi eserler dahi yerlerinden sökülüp götürülüyor. Afrin’de bulunan Endar Tepesi bu tarihe tanıklık eden nadir mekanlardan biri, ancak şimdi Endar Tepesi’nin yerinde yeller esiyor. Çünkü tarihi birçok kalıntının Türkiye üzerinden farklı ülkelere taşındığı ifade ediliyor.

Tarihi kalıntılar bir bir yok ediliyor

Nebi Hori Kalesi, Seman, Kilut, Endar Tepesi ve Cindirês gibi onlarca saymakla bitiremeyeceğimiz tarihi mekana ait kalıntılar bir bir yok oluyor. Öyle bakımsızlıktan, vahşi turizmden de değil üstelik. Tarih göz göre göre yer değiştiriliyor. Endar Tepesi bunlara en çarpıcı örneklerden biri olma konumunda. Halep kentine 50 kilometre, Afrin kent merkezine ise yalnızca 3 kilometre uzaklıktaki Endar Tepesi yaklaşık olarak 270 metre uzunluğa ve 170 metre genişliğe sahip olarak biliniyor. Tepenin toplam yüksekliği 30 metreyi aşmıyor. Afrin nehrinden başlayıp 300 metreye kadar uzanan bir duvar ile çevrili bir tepe Endar. Tepe’nin yanında koridoru andıran doğal yol Bêlan, Alsalhiye ve Sencilrî gibi köyleri doğal bir şekilde birbirine bağlıyor.

Tarihteki saldırılar günümüzde sürüyor

Endar Tepesi’nin güneyinde 100 metre uzaklıktaki küçük tepeciklerde binlerce yıllık tarım izlerini gün yüzüne çıkaran bilim insanları, bu bölgenin 1086 yılına kadar da uzun soluklu yerleşim, tarım ve inanç mekanlarından biri olduğunu kanıtlamıştı. Huri, Mitani, Asur, Med başta olmak üzere bölgedeki bir çok uygarlığın yerleşim alanlarından oldu burası. İlk olarak Selçuklu saldıraları sırasında yıkıldı, burayı çevreleyen köyler ardından ise yine gelen birçok devlet tarafından bir dizi saldırıya uğramaya günümüze kadar da devam etti. Ender Tepesi’nin kuzeyinde Bazalt taşlarından yapılan türbeyi andıran binlerce yıllık taşlar bulunmaktaydı. Duvarlarında sepetli aslanlar, kadın figürleri binlerce yıla dayanmış, günümüze kadar gelmiş, ancak şimdi bu taşların yerinde yeller esiyor.

Tepe 1965 yılında keşfedildi

Araştırmacılara göre, Endar Tepesi bölgesinde 1965 yılında birçok tarihi döneme ait altın ve gümüş sikkeler bulundu. Hori, Mitani, Med uygarlıklarının tanrı-tanrıçalarına ait heykeller keşfedildi. 1965'te Fransızca yayın yapan Suriye dergisi Al-Holiyet, Endar Tepesi’nde güneş tanrıları olduğunu ve "Tanrıça Tishop" olarak bilindiğini bildirmişti. Endar'ın duvarlarında bulunan aslan deseni Malatya bölgesinde bulunan aslan deseni ile büyük benzerlikler gösteriyor.

20 Ocak 2018’de Afrin’e yönelik başlatılan saldıralardan elbette Endar Tepesi de nasibini aldı. Mart 2018 tarihinden bu yana  Endar Tepesi’nde bulunan heykel, taş ve tarihi kalıntılar bir bir yok oldu.