CAROLİNE BAZZİ

Beyrut– Dr. Azza Charara Baydoun, araştırmacı ve aynı zamanda üniversitede öğretim görevlisi. Lübnan’daki kadınlar ile ilgili derinlikli çalışan Dr. Azza Charara Baydoun, ataerkil sistemin özgür düşüncelerini elinden almasına izin vermeyen bir isim.

“Cinsiyet Sen Ne Diyorsun?”, “Kadın Değil Bir Vatandaşlık” ve “Ev İçi Şiddet: Erkekler konuşuyor.54”  başlıklarıyla çalışmaları bulunan Dr. Azza Charara Baydoun’un kadınlar üzerine çokça makalesi de bulunuyor. Makalelerini bir araya getirdiği “Kadın Gözüyle: Lübnan’daki Kadınların İş Güçleri ve Sorunları” adlı kitabı yeniden yayımlandı.  Azza Charara Baydoun ile bu çalışmasına ilişkin konuştuk.

Kadınların yaşamlarını yazdı

Azza Charara Baydoun, makalelerini topladığı kitabını pandemiden önce yazdı. Makalelerin kadınların yaşamlarına odaklandığını anlatan Azza Charara Baydoun, “Bu konularda makalelerde örneğin; kadınların ev işçiliği de var. Koşullarını değiştirmeleri de.  Aynı zamanda kitapta ele alınan konularda örneğin kadın ve erkek arasındaki farklılıklar, kadınlara yönelik şiddetin görülmesi, yargılanmaları aldıkları cezalarda yer alıyor” dedi.

Azza Charara Baydoun, “Kitapta ele aldığım konular feministlerimiz tarafından imzalanıyor ve toplumun onlar hakkındaki düşüncelerini yükseltmek için mücadele ediyorlar. Hükümete ve meclislere pratik siyasetin içine sokmak için baskı uyguluyorlar” diye konuştu.

“Okumak için yazıyorum”

Kitapta yer alan seçim konusunda da değinen Azza Charara Baydoun konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Bu konulardan bazılarını feminist araştırma olarak adlandırmam gerekiyor. Belirli bir seminerde bir konuda görüşlerimi söylemeye hazırım. Ancak imkanım yok. Bu nedenle onun üzerine makale yazıyorum ve günlük gazetede yayınlıyorum. Başlığın okuyucu için ilgi çekici olması için çalışıyorum. Okumak için yazıyorum.”

Acil olan eylemler

Kadın sorunlarının her zaman önemsiz görüldüğünü ve ikinci plana itildiğinden söz eden Azza Charara Beydoun, “Kişisel konumumun ötesinde, genel ve özel krizlerin ışığında pratik eylem arayışını görmek psikolojik bir meseledir. Bu izlemenin ‘siyasi’ dönem için gerekli olduğunu tahmin ediyorum. Ülkemiz toplumsal ve kültürel yolları yavaşlatan krizlerle dolu. Bu prensipler arasında kadın işleri ve sorunlarıyla ilgilenenler var. Ancak feministler olarak bunu artık kabul etmiyoruz. Lübnan savaşının feminist eylemleri 15 yıl geriye götürdüğünü biliyor musunuz? Sorunlarımızın temelde olduğunu ve gerçekte gizli olduğunu söylüyoruz. Bu kapsamda yapılacak olan eylemler bizim için acil olanlardır”  diye konuştu.

“Pandemi sürecinde durmadık”

Karantina sürecinde ev içi şiddetin arttığına işaret eden Azza Charara Baydoun, “Bunun ilk mağdurları kadınlardır. Kadınlar şiddete karşı sessiz kalsaydı ve feministler etrafındaki sessizliği kırma çalışmalarından vazgeçseydi ‘Senin zamanın değil’ bahanesiyle kazanımlarımız boşa çıkarılacaktı. Feminist araştırmaların olması, yayınlanması ve ilgili seminer ile kampanyaların gerçekleştirilmesi mücadele araçlarıdır. Bu nedenle pandemi sürecinde durmadık. Kadınlar hiçbir dönem çalışmalarından vazgeçmemeli” ifadelerini kullandı.

Yargıç kararları farklı

“Kadınların Gözü ile: Lübnan’daki Kadınların İş Ve Sorunlar” kitabının ilk bölümde yazar “Cinsel şiddet vakalarında yargıçların kararları hakimlerin kararından farklı mıdır?” sorusunu soruyor. Azza Sharara Baydoun, buna ilişkin ise şunları söylüyor:

“Kitabımdaki bir ön çalışma, cinsel şiddet vakalarında yargıçların kararları arasındaki farklılıkları görmek mümkün. Bu sorunun yanıtı verebilmemiz için geniş bir çalışmaya ihtiyacımız var. Birkaç yargı kararı vakasının araştırılmasıyla teyit edilen şey şudur;  ne hakim mağdur olan kadın konusunda ne de failin cezalandırılması konusunda net değil.  Hakim kadın olsun erkek olsun mağduru savunmaya çalışıyor.”

Azza Charara Baydoun, kitabındaki feminist araştırmayla ilgili olan “Bütün Düşünceler İçin Bir Alan” başlığındaki bölüme ilişkin de değerlendirme yaptı. Azza Sharara Baydoun, “Bu gözlemin kadınlar arasındaki politik ve feminist aktivizm veya toplumsal cinsiyet çalışmaları alanındaki araştırmacılar için önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.