Dokuduğu kilimler sınırları aştı

Dokuduğu kilimlerle birçok ülkede tanınan Nasreen, hayatın birçok derdi karşısında bu sanatıyla teselli bulduğunu ifade ederek dokumacılara ve el sanatları sanatçılarına daha fazla destek sağlanmasını istiyor.

Mahabad - El Sanatları, her bölgenin kültür, sanat ve inançlarını temsil ediyor. İran'da da el sanatları, bu ülkede yaşayan halkların uzun tarihi nedeniyle önemli bir konuma sahip. En ünlü el sanatlarından biri ise tarihi binlerce yıl öncesine dayanan kilim dokumacılığı.

Nasreen A. da, dokuduğu kilimlerle sadece Mahabad’da değil İran’ın genelinde ve komşu ülkelerde de tanınıyor. 15 yıldır kilim dokuyan ve birçok öğrenciye bu sanatı öğreten Nasreen A., kilim dokumacılığının hala yaşıyor olmasının bu mirası halen koruyanlar sayesinde olduğuna dikkat çekiyor. Nasreen A. kilim dokumacılığının tarihsel gelişimiyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Kilim dokumacılığının tarihçesi, kültürümüzdeki yeri nedir ve günümüzdeki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kilim dokumacılığının tarihi binlerce yıl öncesine dayanıyor. Bugün bu sanat insanlar arasında yaşıyorsa bunu miras koruyuculara borçluyuz. Çünkü onlar kendi aralarında bu sanatı koruyup aktaranlardandı ve hatta bu alandaki akademik eğitim onların bilgi ve birikimlerinden türemiştir. Ben de bu alanda kendimi geliştirmeye karar verdim ve zaman ilerledikçe profesyonel oldum ve birçok öğrenci de yetiştirdim.

‘Farklı türde haritalarımız var’

Kilim dokumada ne tür ekipmanlar kullanıyorsunuz?

Kilim dokumanın en önemli aleti dar ve kilimin dokunduğu dört çubuktur. Eskiden ahşap iken günümüzde çeşitli ebatlarda metalden de yapılmaktadır. Eskiden iplikler çok kaliteli değildi ama tasarımları çok güzeldi. Halıyı daha geleneksel hale getiren Runas ve Navy renklerini kullanıyorlardı ancak bugün geleneksel ve farklı renklerin kombinasyonunu kullanıyoruz. İplik olarak ise ipek ve yün olmak üzere iki çeşit merinos ipliği kullanıyoruz.

Dokuma tezgahında çeşitli iplik türleri kullanarak bir kilim oluşturabiliyoruz. Geleneksel haritalar gibi farklı türde haritalarımız var. Geleneksel desenler, çoğu dokumacının hakim olduğu modeldir. Hayvanat bahçesinin haritası geyik, kartal, ördek gibi hayvanların halı üzerine yerleştirilmiş ve çok güzel desenlere sahip haritalarımız var. Bazen yöreye göre, bazen de harita ve desene göre halı cinsi belirlenir. Örneğin en ünlü kilimlerden biri Kürt kilim ve Saneh kilimdir. Saneh kilimlerinin kullanılan tasarım onu diğer kilimlerden farklı kılıyor.

‘Bileklik, kolye, çanta olarak da kullanılabiliyor’

Günümüzde kilim dokuması nerelerde kullanılabilir?

Kilimler evi dekore etmek için ve hatta kişisel kullanım için kullanılabilir. Dokumalar duvar kaplaması, minder ya da masa örtüsü olarak kullanılabildiği gibi günümüzde bileklik, kolye ve hatta çanta olarak da kullanılabiliyor. Ancak asıl kullanımı, belirli bir bölgenin kültürünü ve özgünlüğünü tanıtmaktır ve kültürel bir miras olarak kültürün eskiliğinin bir kanıtı olabilir.

Dokumanın ekonomik ve sosyal konumunu nasıl görüyorsunuz ve hayatınızdaki yeri nedir?

Çalıştığım bu süre zarfında hem eğitim hem de satış alanında gelir elde edebildim hatta öğrencilerime girişimcilik yapıp eğitim sonrası onları dokumacı olarak işe aldım. Öğrendikten sonra dokumacı olarak çalışmak karşılığında eğitim masraflarını karşılayamayacak durumda olan bazı insanlara öğretmenlik yaptım ve bu sanatı başkalarına aktarmak için çevre köylere gittim.

Şehirde ve taşrada bir sanatçı olarak tanınıyorum. Müşterilerimin çoğu Irak, İngiltere, Norveç ve Avustralya gibi ülkelerden oluşuyor. Birçok fuara da katıldım. Sanatım sayesinde ekonomik olarak bağımsızım ve bir dokuma sanatçısı olarak iyi bir sosyal statü kazandım ama benim için en önemli şey bu sanatın ruhumu canlandırması ve dokuduğum her ipliğin ruhuma başka bir aşk katmasıdır. Ben bu sanatla yaşıyorum ve her eserimi çocuğum gibi görüyorum ve severek tamamlıyorum, hayatın birçok derdinde sanatım teselli oldu. Ekonomik açıdan dokumacılara ve el sanatları sanatçılarına daha fazla destek sağlanması gerekiyor. Satış pazarlarının oluşturulması ve sanatın korunması için çaba harcanmalıdır. 

Sanat ve zanaat alanında kadının konumunu nasıl görüyorsunuz?

Aslında kadınlar çok yetenekli. Günlük işlerle ilgilenmenin yanı sıra üç çocuğumu büyütüyorum ve tüm bu işlerin yanı sıra kendi sanatımı da geliştiriyorum. Kadınlar sanat eserlerini icra etmede kendilerine inanmalıdır. El sanatlarının korunmasında ve mirasın sürdürülmesinde toplumda en önemli rolü kadınlar oynamaktadır.

Bu konuma nasıl ulaştınız?

Şu anki konumuma ulaşmak için çok zorluklardan geçtim, birçok engelle karşılaştım ama pes etmedim ve hiçbir engelin yolumu kapatmasına izin vermedim. Bu yüzden hayatımda sahip olduğum her şeyi bu sanata borçluyum.