Direnişin bir parçası: FilmAmed

FilmAmed festivalinin asimilasyon politikalarına karşı bir direniş olduğunu ifade eden yönetmen Dilan Toftik, “Halkın ana dil çalışmalarına dair özlemini gördük. Bu noktada çalışmalarımız durmayacak” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed- Kürt dili ve sanatına yönelik yürütülen asimilasyon politikalarına karşı çalışmalar yürüten Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği (OSAD) FilmAmed Belgesel Festivali bu sene halktan yoğun bir ilgi gördü. 3 yıl aradan sonra 8’incisi düzenlenen film festivali 27 Eylül ve 1 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirildi. 31 filmin gösterildiği festivalde Kürt dili ve sansür karşısında özgür sinemaya dikkat çekilirken, birden çok mekânda gösterimi yapılan belgesellere yoğun katılım oldu.

 Asimilasyon ve sansüre karşı bir araya geldiler

1 Ekim’de sona eren festivale yüzlerce yurttaş katılırken, festivalde gösterilen filmlerin çoğu anadil temalıydı. Farklı dillerde çekilen filmlerin alt yazıları da Kürtçe olurken, festivalde Kürt halkının uzun yıllardır yaşadığı baskı ve sindirme politikalarına dikkat çeken filmler yer aldı. Özellikle 2016’da yaşanan özyönetim direnişlerinin ardından Kürdistan’da yoğun bir özel savaş politikası yürütüldü. En çok da kültür- sanat ve anadil hedef alındı. Tüm baskılara karşın, Kürt sanatçılar ana dillerine dönük bu sansüre karşı alanlarda olmaya devam ediyor.

Bölgede yaşananları izleyici ile buluşturmak isteyen FilmAmed ekibi, Amedli sinemaseverlere keyifli bir hafta yaşattı. Festivale dair konuştuğumuz yönetmen Dilan Toftik, halkın festivale olan ilgisini ajansımıza değerlendirirken, çalışmalarının bununla sınırlı kalmayacağını ifade etti.

‘Halkın ana dil çalışmalarına olan özlemini gördük’

Halkın perdede anadilinde kendi hikayesini gördüğünü aktaran Dilan Toftik, bu hakikatin insanları olduğundan daha fazla etkilediğini söyledi. Dilan Toftik, festivale dair şunları söyledi: “Bu festivali üç yılın ardından gerçekleştirdik. Bu durum hem bize hem de sinemaseverlere büyük moral verdi. Halk bu festivale çok yoğun bir ilgi gösterdi. Gelip filmi izleyip, soru soruyorlar, yönetmenler ile görüşüyorlar ve yine diğer filmler hakkında araştırma yapıyorlar. Filmler Kürtçe filmler ve ana dilde gösteriliyor. Böyle olunca haliyle izleyenleri de etkiliyor. İnsanlar kendi ana dillerinde filmleri izliyorlar. Bu da önüne büyük bir rol ve misyon yüklüyor. Toplum yıllardır ana dili için direniyor. Bu festivalde o direnişe hizmet ediyor. Ana dil ve sanatını da bu yönüyle halka ulaştırmaya çalışıyoruz. Ana dilde film izlemek, film çekmek insanlara daha çok dokunuyor. Bunun yanı sıra filmlerin hikâyesi bu halkın, Kürdistan’ın kendi hikâyesidir.”

‘Halkın dilini korumak için mücadele ediyor’

Halkın festivale olan ilgisiyle Kürt diline karşı yürütülen asimilasyon ve sansür politikalarına yanıt olduğunu belirten Dilan Toftik, “Kürt halkı üzerinde yılladır yürütülen bir asimilasyon politikası var. Bu politika da devlet eliyle yapılıyor. Toplumda buna karşı ana dilini korumak ve yaşatmak için direnip, kendine alan açmak istiyor. Bu festival de halkın talep ettiği o alanı açıyor. Sanatla ana dil ve hikâyeler seyirciye ulaşıyor. Asimilasyonun yanı sıra Kürt sanatına ciddi bir sansür de uygulanıyor.  Konserler iptal edilip, tiyatrolar yasaklanıyor. Yönetmenler bile çekimler yaparken sansüre maruz kalıyor. Tam bu noktada bu festival kolektif bir ruhla bu sansüre karşı başladı. Bir yerden destek almasak bile kendi inancımızın farkında olup bu inançla yola çıkıyoruz” şeklinde konuştu.

‘Çalışmalarımız devam edecek’

Halktan aldıkları moral ve inançla çalışmalarını sürdüreceklerini ifade eden Dilan Toftik, son olarak şu sözlere yer verdi: “Ortadoğu Sinema Akademisi film ve sanata dair çalışmalar yürütüyor. Kısa filmlerden tutalım, belge ve uzun metraj filmlere dair çekimler yapıyor. Buna dair çalışma yürüten sinemacıları da destekliyor. Çalışmalarımız sadece bu festival ile sınırlı kalmayacak. Bu festivalde bu inancımızı daha da tazeledik. Bu inançla yeni çalışmalarımız için alanda olacağız. Halkın özlem duyduğu çalışmalarımız sansür ve asimilasyon politikalarına rağmen her daim sürecek.”