Dengbêjlik kültürünü torunlarına aktarıyor

Annesinden öğrendiği stranlarla göç ettiği şehirde dengbêjlik kültürünü devam ettiriyor Besna Hazer. Ezgilerin yaşam kaynağı haline geldiğini söylüyor Besna Hazer, Kürtçe stranlarını torunlarına söyleyerek bu kültürü devam ettirmeyi amaçlıyor.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Van - Geçmişi çok eskiye dayanan Kürt sözlü edebiyatının sözlü sanat geleneği Dengbêjlik, nesilden nesle aktarılarak günümüze kadar geldi. Köy yaşamında kadınların yayla ve berilerde (Berivan) söylediği stranlar şimdi sahnelerde yankılanıyor. Köyden göç ettikten sonra yayla ve dağlarından uzak kalan Serhatlı kadınlarda ana dillerinde söyledikleri şarkıları şehre taşıdı. Bu kadınlardan biri olan Besna Hazer, Erek Dağı (Çiyaye Reş) eteklerinde bulunan evinde günlerini Kürtçe stranlar geçirerek söylüyor. Ana dili dışında bir dil bilmediğini ifade eden Besna Hazer, söylediği stranlarla geçmişe yolculuk yapıyor.

“Tek sabır kaynağım”

Annesinden öğrendiği stranları küçük yaşından bu yana söylediğini belirten Besna Hazer, “Bu şarkıları köyde, yaylada, beriye gittiğimizde söylerdik. O zamanlar daha çok stran bilir, arkadaşlarımızla birbirimize söylerdik. Daha sonra köyden göç edip şehre geldik. Burada ne yayla ne de hayvanlarımız yok. Ben de yıllardır bahçemde evimde söylediğim stranlarla vakit geçiriyorum. Tek sabır kaynağım onlar. Karşımdaki dağa bakıp stranlarımı söylüyorum. Çocuklarım ve torunlarım da benim annemden öğrendiğim gibi benden öğreniyorlar” diyor.

“Anadilim her şeyden güzel”

Anadili dışında bir dilde şarkı söylemediğini ifade eden Besna Hazer, şunları söylüyor: “Ben Kürtçe dışında bir dil bilmiyorum. Ama bilseydim de yine kendi dilimde şarkılarımı söylerdim. Çünkü ana dilim bu, stranları da bu şekilde öğrendim. Kürtçe şarkılar söylemek beni her şeyden daha çok mutlu ediyor. Kendi dilimi konuşmayı da stranlarını da söylemeyi çok seviyorum. Türkçe ya da başka dilde söylemek ya da konuşmak beni mutlu etmiyor. Her şey insanın kendi diliyle anlam bulup güzelleşiyor.”