Dengbêjlik kültürü kadınlarla gelecek kuşaklara aktarılıyor

Kuzey ve Doğu Suriye'nin Dêrik kentinde orijinal Kürt stranlarını söyleyen göçer kadınlar, tiz ve gür sesleriyle kültürlerini koruyacaklarını ve bu kültürü gelecek kuşaklara aktaracaklarını belirtti.

EBÎR MUHEMED

Dêrik – Rojava’daki Kürt kadın stranbêjler özgün kılamlar söyleyerek, halkın gönlünü kazanmayı başarabiliyor. Özellikle Kuzey ve Doğu Suriye'nin Dêrik kentindeki göçebe kadınlar, tiz ve gür sesleriyle stranların orijinalliğini bozmadan sanatlarını dile getiriyor. Dêrik’te yaşayan ve yaşları ilerlemiş olan stranbêj Sûad Mustefa ve Fatima Sedûn, stranları nasıl orijinal bir şekilde söylediklerini ajansımıza anlattı. 

‘Her stran bir destandır’

Stranbêj Sûad Mustefa, özgün Kürt müziğinden ve dönemin Kürtçe stranlarından bahsederek, “Stranlar konusu değişebiliyor. Örneğin dayak sopası, çiftçiler, rençberlik, destar ve daha birçok farklı konuda stranlar söyleniyor. Stranların iyi zamanlarda veya hastalıklı dönemlerde söylendiğini söyleyebiliriz, yaşanılan olaylara bağlı olarak insanlar hem zevk hem de acılarını dillendirmek için ses çıkarırlar. Eskiden iki kabile arasında bir savaş olduğunda, savaşı kazanan taraf kendi kabilesi hakkında güzel şarkılar söyler ve onu överdi. Ayrıca o savaşta kaybeden taraf ise hüzünlü stranlar söylerdi. Kürt dili doğası gereği çok zengindir, dolayısıyla insanın ağzından çıkan her söz bir stran veya yazılan kutsal bir destan oluyor" diyor.

‘Stranlarımızda kadın emeği ön planda’

Genellikle söyledikleri stranlarda kadın emeğinin ön planda olduğunu sözlerine ekleyen Sûad Mustefa, “Tarihten bu yana Kürtçe stranlarımızın çoğu kadınlar için söylenmiştir. Söylenen her stranın mutlaka bir amacı vardır. Buna örnek verecek olursak ta Şahmaran stranı kadınlar için dillendirilmiş. Bu stranlar sayesinde kadınların geçmişte yaşadığı hikayeler, verdiği emekler de ortaya çıkıyor. Günümüzde de kadın emeği yadsınamaz bir gerçekliktir” diye belirtiyor.

‘Kültürümüzü yaşatalım’

Toplumun stranbêjlik kültürüne sahip çıkması gerektiğini dile getiren Sûad Mustefa, sözlerini şu şekilde sonlandırıyor: "Anne ve babalarımız bize özgün stranlar söylüyordu ve bu stranlar hafızamıza kazındı, aynı şekilde çocuklarımızın da bu kültürü yaşatmasını istiyoruz. Toplumumuz kültürümüzü yaşatmalıdır çünkü bu bizim kimliğimizdir. Kürt toplumu olarak evvelden beri kıyafetlerimiz, geleneklerimiz, sesimiz ve stranlarımızla tanındık. Kürt olarak dünyada her zaman bu kültürlerle tanınalım ve kültürümüzden vazgeçmeyelim.”

‘Göçer kadınlar stranlarıyla ünlüdür’

Dêrikli göçer ve stranbêj Fatima Sedûn ise, göçer kadınların tiz ve gür sesleriyle birçok stran dillendirdiklerini aktararak, “En eski stranları öncelikle çiftçiler söylerdi, çiftçiler buğday veya mercimek biçtiğinde stranlar söylerdi, ta ki işlerini sonlandırana kadar. Rojava Kürdistan'ın en ünlü tarafı orijinal sesli göçebelerin varlığıdır. Çocukluğumdan bu yaşa gelene kadar kalbime dokunan ve beni etkileyen stranlardan biri de Şahmaran stranıdır. Bu kilam kadınlar için yazılmış ve kalbe dokunan kılamlardandır” ifadelerinde bulunuyor.