Atra Grubu Süryani kültürünü yarınlara taşıyor
Talîta Şemûn Kako, ‘Atra Grubu’ ile Süryanilere ait folklorik oyunları yeniden canlandırdıklarını ve kültürlerini koruduklarını söyledi.
SORGÜL ŞÊXO
Hasake- Mezopotamya'nın eski medeniyetlerinden biri olan Süryaniler defalarca saldırı ve katliamla karşı karşıya kaldılar. Katliamlardan sağ kurtulanlar deyim yerindeyse küllerinden yeniden doğdular ve sanat, sosyal, kültür, tarih, bilimsel alanlarda gelişerek yeni yaşama adım attılar. Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê ili Til Temir ilçesi ve 33 köye dağılan Süryanilerin büyük bir kısmı, Suriye krizinin başlaması ve IŞİD'in bölgeye yönelik saldırıları sonrasında farklı ülkelere göç etti.
Atra Süryani Folklor Grubu, 1 Nisan 2019'da Kuzey ve Doğu Suriye'nin Hesekê Kantonu Til Temir'de kuruldu. 'Atra' kelimesi aynı zamanda ülke anlamına da geliyor. Süryaniler, katledildikleri ve kaçırıldıkları ülkede, folklorla hayatı yeniden canlandırmak istiyorlar. Süryani folklorlarından oluşan Atra grubu, katılım sağladıkları festival, kutlama, yeni yıl gibi etkinliklerde performansları ile büyük ilgi görüyor. Atra Grubu'na mensup 18 yaşındaki Talîta Şemûn Kako, grubun oluşumunu, amaçlarını, yaşadıkları baskıları ve zorlukları anlattı.
Her oyunun bir hikayesi var
Talîta Şemûn Kako, Atra Grubu aracılığıyla Süryani folklorunu ve kültürünü korumayı hedeflediklerini söyleyerek, "Toplamda 16 Süryani folklor çeşidimiz var. Ancak biz 5’ini daha çok öne çıkıyoruz. Bunlar şêxanî, bêriyo, gubarê, ezînletema ve dimdimê. Elbette her folklorik oyunun bir hikayesi var ve hikayesi halkımızın tarihine dayanmaktadır. Ezînletema oyunu kişinin amaç ve hedeflerine ulaşması için azim ve kararlılık anlamına gelir. Şêxanî oyununda ise kollar, bacaklar, eller sürekli hareket halinde olur ve bu şekilde beden hızla ısınır” dedi.
‘Kültürün kaybolmasını engellemek görevimiz’
Katliamlarda canlarını veren dede ve nenelerinin torunları olarak tarihi bir görev üstlendiklerini kaydeden Talîta Şemûn Kako, şu sözlere vurgu yaptı: "Bugün üzerimize çok ağır bir görev ve yük düşüyor, toplumun yeniden dirilmesinden sorumluyuz. Dedelerimizin, nenelerimizin Seyfo, Semel ve Xabur katliamlarını yaşadığını biliyoruz ama bu orada durmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Durmak ölüm ve kayıp getirir. Süryanilerin yeni nesilleri olarak, folklorik oyunları oynayarak, şarkı söyleyerek bu kültürü kaybolmaktan korumaya çalışmak bizim görevimiz. Yarın yeni nesillere yol gösterici olmak için bugün bu rolü oynuyoruz."
‘O ilk anları hiç unutmayacağım’
Talîta Şemûn Kako, bir Süryani olarak yaşadığını ifade ederek, "Şarkı söyleme ve folklor oynama konusunda çok zorlandım ancak annem ve babamın kültür sanat alanında yer alması ve bana yardım etmeleri gelişmemde çok önemli rolleri oldu. Sadece annem ve babam değil arkadaşlarımda bana çok yardımcı oldu. Arkadaşlar arasında birbirimize hep destek olduk ve böylece sanat dünyasında yolculuğa çıkmaya başladık. İnsanların karşısına çıkmak ve folklor oynamak benim için önemli bir deneyimdi. Korku, sevinç, heyecan, tüm duyguları bir arada yaşıyorsunuz. O ilk anları hiç unutmayacağım. Tüm bu duygular Süryani bir kadın olarak folklor alanında gelişmemi sağladı” şeklinde konuştu.
Kültürün korunmasına vurgu yapan Talîta Şemûn Kako, konuşmasını şu mesajla noktaladı: "Süryani köylerimize yapılan saldırılar, temelde Süryanilerin kültür ve medeniyetine, bölgenin genel nüfusuna, Kürtlere v yönelik soykırım saldırısı. Kültürümüzü korumak bizim görevimizdir, özellikle yurt dışına göç eden Süryanilerin geri dönmesini umuyoruz."