Arap kadınlar kültürlerini koruyor

Cemila Hatim, gittiği her yerde yöresel kıyafetlerinden vazgeçmeyerek, kültürünü korumayı amaçlıyor.

SORGUL ŞÊXO

Hesekê– Arap kadınlar, yöresel kıyafetlerini inatla giyerek bu kültürü yok olmaktan koruyabilirdi. Eskiden beri Arap kadınları, acı ve yas günlerinde fistan ve desenli yazmadan (hebarî) oluşan kara elbise giyerlerdi. Kimi anneler ise yaşadıkları acı nedeniyle ömürlerinin sonuna kadar kara elbise giyecekleri konusunda söz veriyorlardı. Arapların elbiseleri de fistan ve habarîden oluşuyor.

Kuzey ve Doğu Suriye’nin Hesekê kentine bağlı Til Temir ilçesinde bulunan 65 yaşındaki Cemila Hatim, hala yöresel kıyafetlere sahip çıkıyor. Aynı zamanda dengbêj olan Cemila Hatim, sesi ile dinleyenleri mest ediyor.

Ortak kültür ve tarih

Arap kadınlarının yerel elbiselerine değinen Cemila Hatim, “Her ulus dünyada kendi yöresel kıyafetleriyle tanınıyor. Arap kadınları da fistan ve başlarına örtükleri örtü ile tanınıyor. Bu kültür bugüne kadar gelmiş ancak yeni nesil bu kültüre çok fazla sahip çıkmıyor. Kapitalizmin oluşturduğu moda kültüründen etkileniyor. Eskiden yerel kıyafetler giymeden dışarı çıkmak utanılacak bir durumdu. Bu sadece bizim değil aynı zamanda Kürt kadınların da kültürüdür ve birlikte sahip çıkıyoruz. Eskiden beri birlikte yaşadığımız için bu durum elbiselerimize de yansıyor. Bölgede elbiselerden tutun birçok şeye kadar ortak bir kültür ve tarih var” diyor.

Kıyafetlerinden vazgeçmedi

Lübnan, Humus ve Tartus’a gittiğini ve buralarda 10 yıldan fazla kaldığını belirten Cemila Hatim, buralarda da yerel elbiselerini giydiğini ve bunlardan vazgeçmediğini ifade ediyor. Bir bölgenin elbiseleriyle tanındığını söyleyen Cemila Hatim, “Nasıl ki ben onların elbiselerine saygı duyuyorsam onlar da benim elbiselerime saygı duymalı” diye konuşuyor.

Aynı zamanda dengbêj olan Cemila Hatim, “Arap toplumunda dengbêjlik çok gelişkin. Çocuklardan tutun yaşlılara kadar bu böyle. Hepsi güzel bir sese sahip. 20 yaşında hayvan otlatmaya gittiğim zaman doğa ve dağlardan ilham alıyordum ve flüt (bilûr) çalıyordum. Flütün sesi dağlarda yankılanıyor ve kulağa çok hoş geliyordu” diye belirtiyor.

“Kültürümüze sahip çıkacağız”

Yürütülen savaşlar karşısında direneceklerini dile getiren Cemila Hatim, “Her ne kadar kapitalizm bizi değiştirmek için çabalasa da başarılı olamayacaktır. Çünkü ruh sahibiyiz ve ruhumuz toprağımızla bir olmuştur. Kültür ve dilimize sahip çıkacağız” diyerek konuşmasını sonlandırıyor.