Acının içinden umut: Süveyda’da sanat ve müzik etkinliği

Süveydalı sanatçılar düzenledikleri sergi ve müzik dinletisiyle, katliamların açtığı yarayı sanatla onarmayı amaçlarken, aynı zamanda umut ve direniş mesajı veriyor.

ROCHELLE JUNİOR 

Süveyda – Süveyda kentinde, her zaman onur ve misafirperverliğin simgesi olmuş dağ konukevlerinde, iki ay önce onlarca masum sivilin hayatını kaybettiği katliam mekânlarından birinde sanat sergisi ve müzik dinletisi düzenlendi. Mekânın seçimi tesadüf değildi; kanlı hafızayı sanata ve yaşama direnç mesajına dönüştürmenin bilinçli bir tercihi oldu.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde Süveyda sanatçılarının yürüttüğü etkinlikler kapsamında, 27 Eylül günü Suriye’nin Süveyda kentinde bir sanat sergisi ve müzik dinletisi gerçekleştirildi. Amaç, kuşatma altındaki kentin sesini tablolar ve müzik aracılığıyla dünyaya ulaştırmaktı.

Eski konukevleri sanat kürsülerine dönüştü

Ressam Nesrin el-Hüseyin, sanatın hafızayı diri tutmanın en dürüst yolu olduğunu söyledi: “Katliamların yaşandığı mekânlarda düzenlenen bu etkinlikle dünyaya mesajımızı vermek, direnişimizi sürdürdüğümüzü göstermek istedik.” Nesrin el-Hüseyin, kaçırılanların ailelerine geri verilmesini talep ederek, her tablonun bu kayıpları resmettiğini belirtti. “Sanat sesi ulaştırır, çığlığımız sanatla duyulmalı. Bu, yapabileceğimiz en az şeydir” dedi.

Sanatçı Semah el-Atwani ise katliamların açtığı derin yarayı dile getirerek, “Süveyda’da yaşananları insan aklı hayal edemez. Tablolarımızla şehrimizin sesini ulaştırmaya çalıştık. Ölümün gölgesine rağmen varlığımızı ve direncimizi kanıtladık” diye belirtti.

‘Onların silahı şiddet, bizim silahımız fırça’

Sanatçı Abir Kiyvan için sanat bir direniş aracı. Şehrin yaşadığı derin krizi “çok sert bir sınav” olarak niteleyen Abir Kiyvan, “Onların silahı şiddet, bizim silahımız fırça” dedi. Katılımın, varlıklarını ve aidiyetlerini kanıtlama anlamı taşıdığını vurguladı. Çalışmasında bazalt taşından ve kemerli yapılardan esinlenerek, acının içinden doğan umudu dans eden bir figürle resmetti.

‘Süveyda’nın güzel yüzünü göstermek istedim’

Sanatçı Katia el-Atraş, karamsarlıktan uzaklaşıp olumlu bir mesaj vermeyi tercih ettiğini dile getirerek, şöyle konuştu: “Süveyda’nın direniş tarihini ve şarkılarında geçen atları resmettim. Şehrin güzellik ve sanat yönünü göstermek istedim.”

Sanat yenilmez bir sestir

Etkinlik katılımcılarından Semra Huyis, sanatın evrensel diline dikkat çekerek, “Sanat her duyguyu aktarır; acıyı, sevinci, ölümü ve yaşamı. Bugün sanatla Süveyda’nın yaşadığı acıyı ve yaşamı yeniden kurma gücümüzü ifade ettik” değerlendirmesinde bulundu.

Bir kurşundan çiçek, bir salkımdan umut

Sanatçı Hacer Garzeddin ise eserlerini umutla şekillendirerek şu sözleri söyledi: “Katliamı unutturmak yerine sanatla yaşatmayı seçtik.”  Sanatçı çizimlerinden birinde üzüm salkımıyla Süveyda halkının birliğini, diğerinde ise kurşundan filizlenen bir çiçekle ölümden doğan umudu resmetti.

Hacer Garzeddin, “Kararlarınızdan, kültürünüzden ve mirasınızdan uzaklaştırılmanıza izin vermeyin. Bizim kültürümüz sanat, barış ve yaşamdır. Tek şiarımız barıştır” diye mesaj verdi.