İlk kez tiyatroya uyarlanan Kürt destanı ‘Naze ile Haso’ Urmiye’de sergilendi

Ünlü Kürt destanı “Naze ile Haso” ilk kez Karatahta Tiyatro Grubu tarafından oyuna dönüştürüldü. Urmiye’de gösterime giren oyun, aşk kavramının yanı sıra kadınların direnişini, sınıfsal çelişkilerini ve Kürt halkının kültürüne dikkat çekiyor.

GİNO MEHBOOBİ

Urmiye- Sözlü edebiyat, halkların kültürünün ve tarihinin bir temsilidir. Nesilden nesle aktarılan destanlar, hikayeler halklar arasındaki sınırları da anlamsızlaştırarak, ortak bir kültür yaratıyor. Emperyalistler tarafından 4 parçaya bölünen Kürtlerde bu sözlü edebiyatı ile o birliği ortak değerleri yaratmayı ve bugüne kadar getirmeyi başarmış halklardandır. Kürt kültürü zengin destanlara, hikayelere, efsanelere sahip. Bunların önemli bir kısmı aşk destanı olarak bilinse de aşk ile toplumsal bağları, yaşamı ve Kürt halkının mücadelesini anlatır. Bunlardan biri de Rojhilat Kürdistan’da Kurmancî lehçesinde anlatılan ‘Naze ile Haso’ destanıdır.

Bu hikaye çoğunlukla Dengbêjler tarafından dile getirilirken, ilk kez Rojhilat Kürdistan’ın Urmiye kentinde Karatahta Tiyatro Grubu tarafından oyununa dönüştürülerek, sergilendi.

Fikirleri, tarihi ve deneyimleri ifade etme konusundaki eşsiz yeteneğiyle sınırları aşan Urmiye tiyatrosu, bu yaklaşımı sayesinde toplumsal farkındalık yaratıyor. Rojhilat Kürdistan’ın Urmiye şehrinde gösterime giren “Naze ve Haso” isimli tiyatro oyunu, aşk kavramının yanı sıra kadınların direnişini, sınıfsal çelişkilerini ve Kürt halkının kültürünün önemli bir parçası olan folklora odaklanıyor. 

‘Kültürümüzün yayılmasında etkili’

Karatahta Tiyatro grubunun "Naze ve Haso" oyunu, 29 Ocak ile 2 Şubat (Bahman ayının 7'sinden 12'sine kadar) Urmiye Kültür ve Sanat Kompleksi Şem Salonu’nda sahneleniyor. Tiyatronun oyuncuları arasında Zilan Mohammadi, Ainaz Chabek ve Zozan Pilleh de yer alıyor.

Urmiye'de yaşayan öğrenci Kanyaw M. tiyatro oyunu hakkında, "Kürt tiyatrosu Urmiye’de çok ilgi görüyor, ancak çok az sayıda Kürt tiyatrosu sahneleniyor. Kürt tiyatrosu kimi zamanlar ırkçı davranışlarla da karşı karşıya kalabiliyorlar. Tarihimizi anlatan tiyatro oyunları, ortak kültürel bağın, kolektif kimliğin yanı sıra ortak kültürümüzün dünyaya tanıtılmasında da etkili olabilir. Bugün Kürt tiyatrosu, merkezi hükümetin baskıcı politikalarına ve asimilasyona karşı savunma işlevi görebilecek bir kültürel direniş yoludur” sözlerine dikkat çekti.

Tiyatroya kadınlardan yoğun ilgi

İran’da 1979’dan sonra kadınların tiyatroda yer almasına dair birçok kısıtlamalar getirildi. Ancak yıllar içerisinde kadınların tiyatro sahnelerindeki varlıkları belirginleşti. Urmiye’de oyunculuk deneyimi olan Şadi N. “Son 10 yıla kadar Urmiye’de kadınların tiyatro sahnelerinde yer alması bir tabu olarak bakılıyordu. Tiyatrocu kadınlar yasal kısıtlamaların yanı sıra kültürel ve sosyal engellerle de karşılaştı. Sadece seçmelere katıldığı veya bu alana ilgi duyduğunu ifade ettiği için şiddete maruz kalan birçok kadın var. Hatta sokaklarda taciz ve alaycı sözlere maruz kalıyorlardı” ifadelerinde bulundu.

‘Tiyatro sahnesi daha güvenli hale gelmeli’

“Kürt tiyatrosunda kadınların yaygın varlığı, kamuoyunda bir değişimin başladığının olumlu işaretidir” diyen Şadi N. “Günümüz oyuncularının geçmişten gelen tacizlere daha az maruz kalması da bunu doğruluyor. Ancak bu sorunlar hâlâ fazlasıyla mevcut. Tabuların yıkılması ve kadınların çeşitli alanlardaki cesur varlığı sonucu ortaya çıkan bu değişimin sürekli ve kapsamlı bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Tiyatro sahneleri kadınların yeteneklerini ortaya çıkarması için daha güvenli bir alan haline gelmelidir” dedi.

Tiyatroyu izleyen kadınlardan Darya L. ise, "Ayrımcılık ve baskı hâlâ kadınların haklarını elinden alıyor ve bu konu onların yollarını, hatta yaşam fırsatlarını kısıtlayabiliyor. Antik çağlardan günümüze sadece baskının biçimi değişmiştir” ifadelerinde bulundu.