MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - Diyarbakır’da Hediye Yazıcı, 10 Ağustos 2015 tarihinde köy korucusu olan ve hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığı Ömer Yazıcı tarafından sokak ortasında katledildi. Son sözleri, “Adım Hediye, beni vuran eşimdir” olan Hediye Yazıcı’nın faili Ömer Yazıcı’nın ağırlaştırılmış müebbet ile yargılandığı dava 7 yılda 3’üncü kez karara bağlandı. Daha önce mahkeme tarafından verilen kararlar iki kez Yargıtay tarafından cezai ehliyet raporundaki çelişkilerin giderilmesi gerekçesiyle bozulurken, ATK’nin son gönderdiği, “cezai ehliyeti tam” raporuyla yargılanan Ömer Yazıcı’ya Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. 

17 yıl sistematik şiddete maruz bırakıldı

Korucu eşi Ömer Yazıcı tarafından 17 yıl boyunca sistematik şiddete maruz kalan Hediye Yazıcı, daha sonra ailesinin yanına yerleşerek Ömer Yazıcı hakkında uzaklaştırma kararı aldırdı. Boşanma davası da açan Hediye Yazıcı, 10 Ağustos günü sokak ortasında Ömer Yazıcı tarafından kesici aletle katledildi. Çevredeki yurttaşlar tarafından yakalanarak polise teslim edilen Ömer Yazıcı, sorgudaki ifadesinde katliamı kabul ederken, savcılık ifadesinde ise olayı üstlenmeyerek psikolojik haplar kullandığını ileri sürdü.

Yargıtay ‘cezai ehliyeti tam’ raporuna ikna olamadı!

Olayın ardından “eşi kasten öldürme” suçlamasıyla başlatılan davada Ömer Yazıcı’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Verilen ceza bir üst mahkemeye taşınırken, Yargıtay dosya hakkında aynı hastaneden alınan raporlarda çelişki olduğunu belirtti. Yargıtay, sanığın İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek Gözlem İhtisas Dairesi mütalaasıyla birlikte 4'üncü İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Kurulu’ndan çelişkiyi giderecek şekilde yeniden rapor aldırılmasını isteyerek yeniden yargılama kararı verdi. Yargıtay kararıyla birlikte sanık Ömer Yazıcı 2017’nin Ocak ayında yeniden yargılanırken, İstanbul ATK’den gelen raporda da fail hakkında ‘cezai ehliyeti tam’ kararına varıldı. Alınan raporun ardından sanığa yeniden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

Dosya iki kez bozuldu

Raporlar sonucunda alınan karara da ikna olmayan Yargıtay, 2021 yılında ikinci kez sanığın akıl sağlığına dikkat çekerek cezayı yeniden bozdu. Fail hakkında Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden alınan iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesini isteyen Yargıtay, sanığı ikinci kez İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevk ederek rapor alınmasını istedi. Yargıtay kararında, “Raporda akıl ve ruh sağlığının yerinde olduğu belirtilmiş olsa da bu raporun Gözlem İhtisas Dairesince alındığı, oysa bir önceki bozma kararında İstanbul Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan çelişki giderecek şekilde rapor aldırılması gerektiği belirtilmiş olsa da sadece Gözlem İhtisas Dairesi raporunca yetinilerek

mahkûmiyet hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırıdır” dedi.  Yargıtay bu kararla sanığın yeniden yargılanmasını isteyerek dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.

ATK son raporunda da ‘cezai ehliyeti tam’ dedi

Yeniden yargılama kararı ile İstanbul ATK’den istenen rapor geçtiğimiz Kasım ayında hazırlandı. Hazırlanan raporda sanık hakkında; “cezai sorumluluğunu müessir ve kişide şuur ve harekât serbestisini ortadan kaldıracak veya azaltacak mahiyet ve derecede herhangi bir akıl hastalığı ve zeka geriliği saptanmadığı, adli dosya tetkikinde sanığın mezkur suçu işlediği sırada fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını idrak etme ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini ortadan kaldıracak veya azaltacak boyutta bir akli arızanın içinde olduğuna delalet edecek herhangi bir tıbbi bulgu ve belgeye de rastlanmadığı; bu duruma göre Ömer Yazıcı’nın bulunduğu suça karşı cezai sorumluluğunun tam olduğu oy birliği ile mütalaa olunur” ifadelerine yer verildi. ATK sanık hakkında “cezai ehliyeti tam” raporu verdi.

Sanığa üçüncü kez ağırlaştırılmış müebbet verildi

Dosyaya eklenen raporun ardından dün Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanık Ömer Yazıcı’nın duruşması görüldü. Duruşmaya bulunduğu cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katılan Ömer Yazısı savunmasında, “Adaleti Türkiye Cumhuriyeti Devleti bayrağına bıraktım. Bir Allah’ım, bir büyük devletim, bir de çocuklarım var” ifadelerine yer verdi. Alınan savunmaların ardından 7 yıllık yargılama sonunda sanığa 3’üncü kez “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezası verildi.