Yargılanan 11 Barış Annesi hakkında mütalaa hazırlanacak
Açlık grevinde olan tutuklu yakınlarıyla dayanışmak amacıyla yaptıkları eylem gerekçesiyle yargılanan 13 kişi hakkında mütalaa hazırlanacak. Bir sonraki duruşma 25 Ekim tarihine ertelendi.
Haber Merkezi – PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecride karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018’de açlık grevi başlatıldı. Açlık grevleri nedeniyle 10 Mayıs 2019 tarihinde Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde önünde dayanışma eylemi yapılırken, yaşanan polis müdahalesinde 11 Barış Annesi ile gazeteciler İrfan Tunççelik ve Ümit Turhan Coşkun gözaltına alındı. 13 kişi hakkında "Toplantı ve gösteri kanununa muhalefet etmek" ve "örgüte üye olmamak ile birlikte örgüt adına suç işlemek" iddiasıyla açılan davanın 2’nci duruşması, Çağlayan’da bulunan İstanbul 23’üncü Ağı Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
“Kimse ölmesin diye oradaydık”
Ğazyete Yıldırım ve avukatların katıldığı duruşmaya, Barış Annesi Asiye Seyhan ise Diyarbakır’dan Ses Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmada ilk olarak söz alan Ğazyete Yıldırım, Bayburt Cezaevi’nde açlık grevinde bulunan tutuklu kızı için Bakırköy Cezaevi önünde olduğunu söyledi. “Kimse ölmesin diye oradaydık” diyen Ğazyete Yıldırım, polisin şiddetine ve işkencesine maruz kaldıklarını dile getirdi. Ğazyete Yıldırım, protesto eylemi öncesi polisin saldırdığını ve kendilerini gözaltına aldığını belirtti.
“Suç teşkil edecek eylemde bulunmadık”
Asiye Seyhan ise, söz konusu iddiaların asılsız olduğunu ifade ederek, suçlamaları reddetti. Suç teşkil edecek herhangi bir eylemde bulunmadıklarını dile getiren Asiye Seyhan, “Öz kardeşim grevdeydi. Onu hakkını savunmak için oradaydım” dedi.
“Dijital materyaller teslim edilmedi”
Ğazyete Yıldırım ve Asiye Seyhan’ın beyanlarının ardından söz alan gazeteci İrfan Tuncçelik’in avukatı Hakim Peker, gazetecilere ait fotoğraf makinesi ve bilgisayarla ilgili mahkemenin önceki duruşmada verdiği kararı hatırlatarak, polisin kararı dikkate almadığını ve hala dijital materyallerin teslim edilmediğini söyledi. Söz konusu durumun 3 yıldır devam ettiğini ifade eden Hakim Peker, bu durumun hak gaspı olduğunun altını çizdi. Hakim Peker, dijital materyallerin imajlarının alınıp verilmesine dair tekrardan karar oluşturulmasını istedi.
Mütalaa hazırlanacak
İddia makamı, eksik hususların giderilmesinin yanı sıra gazetecilere ve diğer isimlere ait dijital materyallerin imajlarının alınıp geri verilmesine dair karar oluşturulmasını talep etti. Daha sonra ara karar oluşturan mahkeme, 13 kişinin verastesine, dijital materyallerin ivedilikle teslim edilmesi için müzakere yazılmasına, iddia makamının esas hakkında mütalaasını hazırlamasına karar vererek, duruşmayı 25 Ekim’e erteledi.