Sara Örgütü davanın takipçisi: Nûra ölmedi katledildi

Sara Örgütü Yöneticilerinden Reşa Derwîş, Nûra Silêman Îbrahîm’in planlı bir şekilde katledildiğini yaptıkları soruşturmayla açığa çıkardıklarını açıklayarak failin en ağır cezayı alması için davanın takipçisi olacaklarını söyledi.

SORGUL ŞÊXO

Qamişlo- Kadın hareketleri, kadına yönelik şiddetle mücadeleyi dünyanın her yerinde çok yönlü bir şekilde yürütüyorlar. Buna rağmen kadına yönelik şiddet günümüzün en köklü ve en karmaşık sorunu olarak karşımızda duruyor. Hangi etnik kökenden, coğrafyadan, inanç ve sınıftan olursa olsun kadınlar her yerde farklı biçimlerde de olsa erkek şiddetine uğruyor. Kadın mücadelesinin sistemler, ideolojiler üstü olduğuna inanan kadınlar, ortak mücadele ağlarıyla, şiddetten beslenen erkek egemen zihniyete karşı ortak mücadeleyi benimsiyor ve şiddeti görünür kılıyor. Suriye’nin Kuzey ve Doğu kentlerinde 19 Temmuz 2012’de gerçekleşen ve tüm dünyada ‘Kadın Devrimi’ olarak bilinen süreç öncesi ve sonrası, kadınlar özgün örgütlülükleri ve sistemleriyle devrim içinde devrim yaptılar ve tüm saldırılara devrimlerini daha geliştirmeye devam ediyorlar.

Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınlar Kongra Star, Zennubya Kadın Topluluğu, Mala Jin, Sara Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Örgütü gibi hareket ve kurumlar bünyesinde örgütlenirken yine yerellerde oluşturulan komünlerde de yer alarak sorunlara çözüm geliştiriyorlar. Sosyal, askeri yaşamdan, siyasal ekonomik yaşama kadının her alana aktif katılması toplumda önemli bir farkındalık yaratırken yine ‘Jin jiyan azadi’ felsefesi etrafında örgütlenen ve gelişen kadının topluma verdiği eğitimlerle de önemli oranda zihniyet değişimi gerçekleştirildi. Erkek egemen zihniyeti parçalamanın kolay olmadığını her fırsatta belirten kadınlar, Rojava’da kadına yönelik şiddet olaylarının önemli ölçüde azaldığı ama tamamen bitene kadar da mücadeleyi büyütmeye devam edeceklerini belirtiyorlar.

Sara Örgütü’ne 5 ayda 44 başvuru yapıldı

Kadına yönelik şiddetle mücadele için kurulan Sara Örgütü’ne bu yıl 1 Ocak-1 Mayıs tarihleri arasında 44 başvuru yapıldı. Bu başvuruların dağılımı ise şöyleydi; 5 aile içi geçimsizlik, 7 çok eşlilik, 3 boşanma istemi, 4 cinsel taciz, 3 intihara teşebbüs, 14 darp ve şiddet, 4 şüpheli ölüm, 4 katletme.

Kadınlar katillerin cezalandırılmasını istiyor

Son olarak Kuzey ve Doğu Suriye’nin Cizirê Bölgesi Qamişlo Kantonu’na bağlı Til Hamis ilçesinde 24 Nisan’da Nûra Silêman Îbrahîm adlı kadın yaşamını yitirdi.  Araştırmalar kadının evli olduğu Wedah Ehmed Îbrahîm tarafından katledildiğini ama bunun gizlenmeye çalışıldığını gösterdi. Katliama tepki gösteren kadınlar birçok kentte sokağa çıkarak, katillerin cezalandırılması çağrısı yaptı. Nûra Silêman Îbrahîm’in katledilmesine tepki gösteren Sara Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Örgütü Yöneticilerinden Reşa Derwîş, faillerin cezasız kalmayacağını kaydederek, kadına yönelik şiddeti ve bu şiddete karşı mücadele yöntemlerini anlattı.

‘Nûra’nın katledildiği açığa çıktı’

Kadın (Jin) ve yaşam (Jiyan) benzetmesini yaparak sözlerine başlayan Reşa Derwîş, Sara Örgütü olarak, Nûra Silêman Îbrahîm’in yaşamını yitirmesine dönük bir soruşturma başlattıklarını ve yaptıkları çalışma sonucunda Nûra’nın katledildiğini açığa çıkardıklarını belirtti. Aşiret sisteminin hâkim olduğu Arap bölgelerinde diğer bölgelere nazaran kadına yönelik şiddetin daha fazla olduğunu sözlerine ekleyen Reşa Derwîş, Nûra’nın yaşamını yitirmesine ilişkin yaptıkları soruşturma sonucu elde ettikleri bilgileri şu sözlerle aktardı:

“Bu adamın ilk suçu değil. Nûra’ya 8 yaşındayken tecavüz etmiş bu ilk suçu. Nura daha 14 yaşındayken yani çocuk yaştayken O’nunla evlendi. Nûra ikinci eşi yani çok eşlilik bu da üçüncü suçu. Son olarak da katletdi. Nûra öğlen saat 14.00’da katledilmiş. Akşam 19.00’a kadar gizli tutulmuş. Evli olduğu adamın ilk eşi ve yakınları ona yardım etmiş. Nûra’nın cenazesini yıkamışlar ve kefenlemişler. Sonrasında ailesini arayarak, ‘Kızınız kalp krizi geçirdi, öldü’ demişler. Nûra’nın ailesi de olayın üstünü örtmek istedi. Sessiz kaldılar. Nûra’nın abisi kendisini İç Güvenlik güçlerine teslim ederek ‘namus’ için kardeşini öldürdüğünü söylemiş.”

‘Sonuna kadar Nûra’nın haklarını arayacağız’

Yaptıkları soruşturma sonucunda hazırladıkları dosya ile Til Hemis Adalet Divanı’na başvuru yaptıklarını söyleyen Reşa Derwîş, sonuna kadar Nûra’nın haklarını arayacaklarını belirtti. Reşa Derwîş, “Özerk Yönetim yasalarında ölüm cezası yok, fakat en ağır cezayı almasını sağlayacağız. Talebimiz bu. Acele davrandık ki fail yurtdışına kaçmasın” dedi.

Nûra’nın katledilmesinde her iki ailede rol oynadı

Nûra’nın katledilmesinin her iki aile tarafından planlı bir şekilde gerçekleştiğinin ortaya çıktığını vurgulayan Reşa Derwîş, şunları kaydetti: “Nûra’nın ailesi hak aramadı. Dava açmadı. Bunu normal bir ölüm olarak gördüler. Bizler katil cezasını alana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Bu tür olayların failleri asla affedilmemeli. Arap aşiretlerinin bu konuda olumlu bir rol oynaması gerekiyor. Ayrıca biz kadın örgütleri de daha fazla halkın içinde olup daha çok eğitim yapmalıyız. Şiddet ve öldürme olaylarının önüne geçmeliyiz.”