Naira Heshmat: Şiddeti önleyecek yasalara ihtiyacımız var

Aile içi şiddet ile mücadele eden ve gençlerin kurduğu BarahAamen İnisiyatifi, genç kadınların yaşadıkları sorunları çözmek için kampanyalar yürütürken, şiddeti önleyecek yasaların olması gerektiğini de belirtiyor.

ASMAA FATHÎ

Kahire – Kadınlar genellikle gelenek ve göreneklerden kaynaklı gördükleri aile içi şiddet karşısında sessiz kalıyor. Özellikle genç yaşta yaşadıkları şiddet, genç kadınların o süreçte atacağı adımları engellerken, bu durum bir grup genç kadının BarahAamen İnisiyatifi’ni kurmasına neden oldu. İnisiyatif aile içi şiddet ile toplumun kulak ardı ettiği sorunları çözmek amacıyla kuruldu. İnisiyatifin kurucularından Naira Heshmat, konuya ilişkin ajansımızın sorularını yanıtladı.

“Kadınlar için hashtag çalışması başlattık”

“Mısır’da aile içinde hapis edilen kadınlar için özgürlük” adımının amacı nedir ve nasıl başladı?

Aile içi şiddet, kadınların çok sık karşılaştıkları bir sorun. Ancak toplum tarafından bu şiddet kabul görüldüğü için de üstesinden gelinmesi zor bir krizdir. İnisiyatif kurucularından bir arkadaşımız aile içi şiddete maruz kaldı ve bu arkadaşımız eve hapis edildi. Bu ilk kez yaşanan bir durum değildi. Arkadaşım 911 telefon hattını aradı. Ancak ona yaşananın aile öfkesinden kaynaklandığını söylediler. Bu durum karşısında arkadaşım çok şaşırıyor. Bu olay ile birlikte 2015'ten itibaren bu konu üzerinde durmamız ve çalışmamız gerektiği konusunda bize bir uyarı oldu. Ve böylelikle bir kampanya başlatarak genç kadınların yaşadıklarına odaklandık. Çalışmamıza, “Mısır’da aile içinde hapis edilen kadınlar için özgürlük” adında hashtag başlattık.

“Çok sayıda rapor paylaştık”

İki yıl boyunca farklı kentlerdeki genç kadınların ile aile içi şiddet konusunda bilinçlendirme ve tanıklıkları toplama üzerine çalıştık. Ancak bu konu açıklığa kavuşmadı. Bu nedenle daha geniş çalışmaların yapılması için “BarahAamen” inisiyatifini başlatma kararı aldık. Şiddetin tekrarlanması konusunda yaptığımız kimi aylık, 6 aylık ve yıllık raporlarımızı Mısır’daki web sitelerinde yayınlıyoruz. 2018’den bu yana çok sayıda rapor paylaştık.

“Cinsel haklar üzerine çalıştık”

“BarahAamen” inisiyatifi kadınlar için ne gibi eylemler yapıyor, biraz bundan bahsedebilir misiniz?

Kadınların fiziksel ve cinsel tüm hakları üzerinde çalışma yürütüyoruz. Üzerinde çalıştığımız konulardan biri de kadın sünnetiydi. Bu yol ile tazminatın yüksek olması gerektiği fikrini gündeme getirdik. Toplumda rapor edilmeyen birçok konuda çalışma yürütüyoruz. Buna regl örnek verebilirim size. Bu kapsamda üzerine konuşulmadığı için ve bir utanç olarak görüldüğü için bizler “Kissasamra” adında bir kampanya başlattık. Tabi bununla birlikte kadınların hijyen malzemelerine ulaşması ve fiyatların artırılmasının doğru olmadığı üzerine durduk.

“Sivil Hak” kampanyası

Mevcut sorunlardan biri de genç kadın ve diğer kadınları aile içi şiddetten koruyan yasaların olmamasıdır. Sizler hukuki anlamda nasıl bir çalışma ve mücadele yürütüyorsunuz?

Tabii ki yasal anlamda da çalışma yürütüyoruz. Yasaların değiştirilmesi konusundaki tartışmaların yanı sıra diğer kurumlarla da ortaklıklar kurduk. Mart 2021'de Kişisel Durum Yasası hakkında bir bilinçlendirme kampanyası üzerine çalıştık. Ekim ve Aralık 2021'de zorla evlendirme, çocuk yaşta evlendirme, sözlü boşanma üzerine “Sivil Hak” adında bir kampanya başlattık. Yasaların kadınları görmediğini ve yaşadığı birçok krizi kulak ardı ettiğini biliyoruz. Bu yüzden de bu alana yöneldik. Yani şunu diyebilir ki; kadınları koruyan yasalara ihtiyaç var. Ancak yasa tek başına yeterli değil. Bizler istismarı koruyan bir toplumda yaşıyoruz. Kadına yönelik şiddeti artıran ve teşvik eden örnekleri var. Ayrıca kadını “namus” adı altında öldürülüyor. Birçok erkek bu ad altında birçok kadını katlederek kendi adını temize çıkarmıştır.

Kimi genç kadınlar yardım ve destek talebinde bulunuyor. Ancak daha sonra ise geri adım atabiliyor. Bu tür durumlarla hiç karşılaştınız mı?

Kadınların içinde bulundukları koşullar nedeniyle korkularından dolayı onları suçlayamayız. Mirasından zorla vazgeçirilen ve eve hapis edilen bir kadının hikayesi de olmak üzere elimize ulaşan çok sayıda hikaye var. Bir üyemiz bir avukat ile ona yardıma gitti ve üyemiz ailenin şiddetine maruz kaldı. Bir de sosyal medyada bir video aracılığıyla yardım isteyen ancak daha sonra haklarından vazgeçen ve tacizci eşiyle yeniden barışmayı kabul eden bir kadın da vardı.

“Kadın Mirası Nerelerde” anketi 

Son zamanlarda miras nedeniyle katledilen çok sayıda kadın var ve sizler en son yaptığınız kampanyanızda bu konuyla ilgili nasıl çalışmalar yaptınız?

Ataerkil bir toplumda miras hakkında konuşmak çok zor bir konudur. Aylarca bu konu üzerinde neler yapılabilir diye düşünüldü ve sonunda “Kadın Mirası Nerelerde” adında bir anket yapıldı. Yine miras eşitliği üzerine ne yapacağımız konusunda birçok fikir ortaya çıktı ve bu fikirler sonucunda yaşanan sorunları dinleme ve bunun üzerinde durma kararı aldık. Kadınların yaşadığı krizler unutulmuyor. Babaları öldükten sonra kendi evlerinden zorla dışarı çıkarılan iki kız kardeş olayı vardı. Ne yazık ki miras son zamanlarda suçların artmasına neden oldu.  Miras için öldürülen, katledilen kadınlar var. Ayrıca miras hakkından vazgeçmesi için ilaç ve yemek verilmeyen bir genç kadın vardı. Bir erkek kardeş de kız kardeşinin miras hakkından vazgeçmesi için onu çıplak bir şekilde videosunu çekip şantaj yapmak istedi. Eğer genç kadın sesini komşulara duyuramasaydı bu yaşanabilirdi. Bir diğeri, miras için kız kardeşini eşinin gözleri önünde yaktı.

“Şiddeti önleyecek bir yasaya ihtiyacımız var”

Mısır'da şiddetle mücadele için bir takım önlemler alındı. Sizler bu önlemlerin pratikte etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hukukun yokluğunda prosedürlerin uygulanmasını sağlamak mümkün değildir. Çünkü kadınları aile içi şiddetten fiilen koruyan bir yasa yok. Bu nedenle kurumların başvurusu sadece bir şikayettir ve gerçekten çok etkili olmayabilir. Aile içi şiddeti tedavi etmek, kadınların şikayetlerini alacak bir yere sahip olmaktan daha karmaşıktır. Ailedeki her erkek kadına şiddet ve taciz uygular. Bu yüzleşilmesi ve değiştirilmesi gereken bir şeydir. Şiddeti önleyecek bir yasaya ihtiyacımız var.

Son olarak çalışmalarınızda karşılaştığınız zorluklar nelerdir, kısaca bunlardan da bahsedebilir misiniz?

Birçok zorluk ile karşı karşıya kalıyoruz ve zorluklar genellikle farklı boyutlarda gelişiyor. Kimi yerlerde kadınlara ulaşmak çok zor ve bazı kadınların konuşmaya bile hakkı yok. Erkekler onlar adına konuşuyor. Kimisi yüzünü göstermiyor ve kimisi ise ataerkil zihniyetinin etkisi altında. Ayrıca, gündeme getirilen sorunların çoğu şüphelidir ve sıklıkla bu şüpheyle ilgili yorumlar alıyoruz. Sanki bu yaşanan topluma yabancı bir şeymiş gibi ve kadına yapılan tacizler hayal ürünüymüş gibi yansıtılıyor.

Çoğu zaman kendimizi çaresiz hissettiren bir yaş grubu var ve bu grup da 18-21 yaşları arasındadır. Bir yaş arasındaki bir genç kadın istismara uğradığında, avukat tayin etmesi için bir vasi olmalıdır. Burada genellikle istismarı yapan kişim istismara uğrayan kişinin vasisi oluyor. Bu yüzden de hukuki yola başvurulmuyor.