ASMAA FATHI

Kahire– Bölgede artan karmaşıklığa bağlı olarak özellikle Ortadoğu'da uygulanan toplumsal cinsiyetçi politikaların yanı sıra ayrımcılık giderek yaşamın her alanında artıyor. Bu nedenle erk zihniyetin yürüttüğü ayrımcılık, devlet sistemleri tarafından daha da derinleştiriliyor. Bundan ise en çok kadınlar nasibini alıyor.

“Bize verilmeyen imkanlar erkek kardeşime verildi”

Bir erkek kardeşi ile iki kız kardeşinin olduğunu ifade eden Muna Ebd El-Elim, “Annem 3 kızın ardından bir erkek dünyaya getirdi. Babam erkek kardeşimi çok seviyordu. Bize verilmeyen imkanların hepsi erkek kardeşime verildi. Bizim üzerimizde tutuyordu onu. Bizler okumadan mahrum bırakıldık ama o okudu. Erkek kardeşim bana şiddet uyguluyordu. Sevdiğim erkekle evlenmeme izin vermedi. Beni başka biriyle evlendirdiler. Erkek kardeşimden nefret ettiğimi hissediyordum. Her şey onun çıkarları doğrultusunda yapıldı. Hatta mirastan mahrum bırakıldım. Neden biz varız. Sadece onların ihtiyaçlarını karşılamak için mi varız. Keşke erkek olsaydım diyordum sürekli. Evli olduğum erkekte babam ve erkek kardeşimden farklı değildi. Hepsi hayallerimize ulaşmayalım diye çabalıyorlar” dedi.

“Kız çocukları eğitimden mahrum bırakılıyor”

Mısır’ın Qena vilayetindeki Eğitim Departmanı Teknoloji Gelişimi Merkezi’nde çalışan mühendis Ebir Ebd El-Rehman, “Cinsel ayrımcılık çok yaygınlaşmış. Bu ayrımcılık merkezlerden çok köylerde yaşanıyor. Çok sayıda köyde kız çocukların okumasına ya da çalışmasına izin verilmiyor. Kız çocukları tüm haklarından mahrum bırakılıyor. Kız çocukları ve kadınlar eğitim haklarından mahrum bırakılarak miras hakları hakkında bilgi sahibi olmalarının önüne geçiliyor. Kadınların karar alma mekanizmalarda yer almaları onların düşüncelerini dile getirmelerine imkan sağlıyor” şeklinde konuştu.

Hayallerinin peşinden gitti

Yaşadığı zorluklarda bahseden İman Receb ise, “Ailem okula gitmeme izin vermedi ve beni evlendirmeyi tercih ettiler. Evlendim ve iki çocuğum oldu. Kitapevinde çalışıyordum. Eşim bana şiddet uyguluyordu. Bir gün kitapevinde çalışırken 55 yaşında bir kadın yanıma geldi. Benden büyük olacağını hiç düşünmedim. Ondan 20 yaş küçük olmama rağmen eğitim üzerine konuştuk. Sohbeti beni etkilemişti ve her gün onu görmek istiyordum. Eve döndüğümde eşim beni dövdü ve hakaret etti. O zaman neden o evde olduğumu kendime sordum. Çocuklarım dışında bir neden bulamadım. Çocuklarımda büyümüştü. Bu yüzden boşanma kararı aldım. Kütüphanede çalışmaya başladım. Eğitime başladım ve bugün kendi küçük projemde çalışıyorum.  Şimdi sevdiğim şeyi yapıyorum ve yarın çocuklarım başardıklarım karşısında onurlanacaklar” diye ifade etti.