ZOUHOUR MECHERGUI

Tunus- Tunus'ta kadına yönelik şiddet ve katliamlar artarken, ülkenin orta bölgesindeki Kayrevan vilayetinde yaklaşık bir ay önce de bir kadın eşi tarafından sokak ortasında katledildi. Avukat ve insan hakları savunucusu Aya Al-Madab, kadın katliamlarındaki artışın bir nedeninin şiddete maruz kalan kadınların sessizliği olduğunu belirterek, diğer nedenini ise yasaların uygulanmaması olarak açıkladı.

Aya Al-Madab, “Kadınlar şiddete maruz kaldıkları andan itibaren sessiz kalmayı tercih ediyor. Bu sessizlik genellikle ‘aileyi koruma’ anlayışıyla gelişiyor. Kadınlar maruz kaldıkları psikolojik ve fiziksel şiddetin ardından ya intihara sürükleniyor ya da katlediliyor. Dava süreçlerinin uzunluğu ve maliyetin yüksekliği şiddete uğrayan kadınların yasal mercilere şikayetini engelliyor. Şiddet Tunus'ta kadınları öldüren bir belaya dönüştü. Mahkemelere şikayet edilmesi durumunda yargılamanın çok uzun sürmesi, failin hesap vermemesi ve serbest bırakılması durumu şikayette bulunan kadının katledilmesine yol açabiliyor” ifadelerinde bulundu.

‘Cezasızlık erkekleri cesaretlendiriyor’

Kadına yönelik şiddetin artış nedenlerinden birinin dini metinler ve cinsiyet ayrımcılığı olduğunu kaydeden Aya Al-Madab, bunun kadim çağlardan gelen ataerkil zihniyete dayandığını anlattı. Aya Al-Madab, “Kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmak için dini yanlış yorumluyorlar. Veriler, 58 sayılı kanunun varlığına rağmen kadın katliamlarının 2018-2023 yılları arasında artış gösterdiğini ortaya koyuyor. 2017 yılında kadınlara yönelik şiddetle mücadele etmek için yayınlanan 58 sayılı kanunun ardından kadın katliamlarındaki artış dört katına çıkarken, kadına yönelik şiddeti azaltmadı. Yasaların uygulanmamasından cesaret alan failler, kadınları katletmeye devam ediyor” sözlerine dikkat çekti. 

‘Kadınlar korunmalı’

Şiddet ve kadın katliamlarına karşı hükümetin üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi konusunda çağrıda bulunan Aya Al-Madab, “Hükümet, eğitime dayalı bir politikayı hayata geçirmeli. Ayrıca şiddete maruz bırakılan kadınlara yönelik sığınma evlerinde ciddi bir eksiklik olduğunu görüyoruz. Devletin şiddete maruz kalan kadınlara sığınma evleri sağlaması gerekiyor. Şiddete maruz kalan kadınların ‘ölü listesine’ alınmaması için gerekli korumanın sağlanması çok önemli” dedi. 

Şiddete maruz bırakılan kadınların maddi geliri veya ekonomik açıdan bağımsız olmadığı için çoğu zaman şiddet gördüğü eve geri dönmek zorunda kaldığını da söyleyen Aya Al-Madab, konuşmasının sonunda sivil toplumun da burada önemli bir role sahip olduğunu kaydetti.