Helin Şen’in annesinden tüm vekillere çağrı: Kızımın dosyasına sahip çıkın
Cezasızlık politikasına tepki gösteren Helin Hasret Şen’in annesi Nazmiye Şen, “Çocuklarımızı öldüren polis olunca hesabı da sorulmuyor” diyerek, tüm vekillere, “Kızımın dosyasına sahip çıkın” çağrısında bulundu.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Amed - Türkiye’de cezasızlık politikası hem kadın hem de çocuk katliamlarında kendini göstermeye devam ediyor. Bölgede birçok örneği yaşanan bu politikaya karşı aileler tepkili. Diyarbakır Sur’da ilan edilen sokağa çıkma yasağında 12 Ekim 2015 tarihinde polis Abdullah Ercan tarafından katledilen 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in ikinci duruşması 5 Nisan tarihinde görülecek. Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşma için anne Nazmiye Şen adalet çağrısında bulundu.
Şubat ayında görülen ilk duruşmada sanığın yaptığı savunmalar iddianame ve bilirkişi raporları ile çelişirken, katledilen kızı için 7 yıldır adalet arayan Nazmiye Şen, yıllardır sonuca ulaşamayan dava için, “Yapan polis oldu mu öldürülen çocuklarımızın hesabı sorulmuyor” sözlerini kullandı.
Sanık savunması, iddianame ve raporlar uyuşmuyor!
Geçtiğimiz sene sanık polis hakkında valiliğin verdiği soruşturma izni sonrası yeniden başlayan yargılamanın ilk duruşması geçtiğimiz Şubat ayında görüldü. Görülen duruşmada sanık polis Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Sanık savunmasında olay günü çatışma yaşandığını ve ateş ettiği yerde kimseyi görmediğini iddia etti. Sanık polis, savunmasında olay anında kendisi dışında da polis araçlarının olduğunu söyledi. Yapılan savunmaya dair görüştüğümüz dosyanın avukatları, sanığın savunmasının, hazırlanan iddianamenin, bilirkişi raporları ve görüntü kayıtları ile uyuşmadığına yer verdi. Görüntü kayıtları ve iddianamede olay anında herhangi bir çatışma yaşanmadığına yer verilirken, kayıtlarda sanığın insan hareketliliğin olduğu yere ateş ettiği de gelen bilgiler arasında bulunuyor.
“Öldürülen çocuklarımızın hesabını soramıyoruz”
Dosyada yer alan bilgilere rağmen avukatların sanık polis için yaptığı tutuklama talebi reddedildi. Önümüzdeki günlerde görülecek duruşma için anne Nazmiye Şen ise adalet çağrısını yeniledi. Cezasızlık ile sonuçlanan Efe Tektekin ve Kemal Korkut davalarını hatırlatan Nazmiye Şen, failin polis olduğu davalarda sürecin bu şekilde bitirildiğine dikkat çekti. Cezasızlık politikası devam ettiği sürece çocukların öldürülmeye devam edeceğine yer veren Nazmiye Şen, şunları söyledi:
“Gençlerimiz, çocuklarımız hepsi öldürülüyor ama ceza yok. Hiçbir şekilde kimseye ceza vermiyorlar. Bu vicdan değildir onu da geçtim adalet değildir. Nerede adalet? Kızım bir maganda kurşunuyla bile öldürülseydi şuan o fail en ağır ceza ile yargılanmıştı. Ama nedense polis olduğunda öldürülen çocuklarımızın hesabını soramıyoruz. Ben buradan bütün yetkililere sesleniyorum. Parti fark etmeksizin bütün vekillerine sesleniyorum; kızımın dosyasına sahip çıkın. Yeter artık!”
“Son nefesime kadar mücadeleme devam edeceğim”
Ülkede adalet adına bir şey kalmadığını dile getiren Nazmiye Şen, “Kızım yaşıyor olsaydı şuanda 19 yaşında olacaktı” sözleriyle 7 yıldır yaşadığı acıyı özetledi. Adalet çağrısını yenileyen Nazmiye Şen, “Adalet yerini bulmayacaksa da hükmün temelini o tabeladan kaldırın, çünkü adalet diye bir şey yok. Yüreği yanan bir anne olarak 7 yıldır ben adalet arıyorum. Bana bunları yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yok. Eğer bir suç işlendiyse bunun cezasının en ağır şekilde verilmesi gerekiyor. Son nefesime kadar da kızımın adalet mücadelesini vermeye devam edeceğim. Çocuklarımız öldürülmesin artık yeter” dedi.
Ne olmuştu?
Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesinde, sokağa çıkma yasağının devam ettiği 12 Ekim 2015 tarihinde annesiyle birlikte fırına ekmek almaya giden 12 yasındaki Helin Hasret Şen, zırhlı araçtan sıkılan kurşunların hedefi olup hayatını kaybetti. Helin Hasret Şen’in bedeni, yaklaşık bir saat sonra bulunduğu yerden alınıp hastaneye kaldırılabildi. Olayla ilgili Diyarbakır Valiliği tarafından “örgüt üyeleri tarafından kolluk güçlerine saldırı olduğu, saldırı esnasında 12 yaşında bir çocuğun yaralandığı ve tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdiği” açıklaması yapıldı.
Helin Hasret Şen’in ölümüyle ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma, olaydan 3 yılı aşkın süre sonra tamamlanıp, sanık polis hakkında 12 Aralık 2018’de “olası kastla öldürme” suçundan iddianame hazırlandı. Fakat “sevk maddelerindeki hata” olduğu gerekçesiyle iade edilen iddianame, 14 Ekim 2019 tarihinde bu kez “taksirle öldürme” suçundan hazırlandı. İddianamenin gönderildiği Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın eyleminin “olası kastla öldürme suçu” oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Görevsizlik kararının ardından, sanık polis memuru Abdullah E. “taksirle öldürme suçu”ndan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı.
İlk duruşmasına katılmadığı davanın 3 Mart 2020’de görülen ikinci duruşmasına Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanıp, savunma yapan sanık polis, Helin Hasret Şen’i kendisinin vurmadığını, olay günü çatışma olduğunu, “herhangi bir sivil bulunmayan betonarme yapılara üç el kontrollü şekilde” ateş ettiğini iddia etti. 24 Eylül 2020’de görülen son duruşmada ise sanık avukatı, kamu görevlisi olan müvekkili hakkında soruşturma izni verilmeden dava açıldığını belirterek, yargılamanın durdurulmasını talep etti.
Yargılamayı durdurma kararı veren mahkeme, Diyarbakır Valiliği’nden soruşturma izni istedi. Katılan vekillerinin yargılamanın durdurulmasına ilişkin itirazda bulunduğu Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, kararda isabetsizlik bulunmadığını savundu. Diyarbakır Valiliği ise 6 Nisan 2021 tarihinde sanık polis hakkında soruşturma izni verdi. Bu kararla birlikte sanık polisin Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamasına 2021/444 esas sayısı ile kaldığı yerden devam edildi.
v