Gülseren Yoleri: Artık mahpus cinayetleri söz konusu

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Aysel Tuğluk ve hasta mahpusların durumunu değerlendirdi, “Artık mahpus cinayetleri söz konusu” dedi.

ELİF AKGÜL
İstanbul- Aralık 2016’dan bu yana Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde bulunan ve demans tanısı konulan Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un tutukluluğu devam ediyor.
68 sivil toplum örgütünün “Aysel Tuğluk’un sağlığıyla ilgili gelişebilecek tüm olumsuz sonuçlardan, ‘cezaevinde kalamaz’ raporunu görmezden gelen idari ve adli makamlar sorumlu olacaktır…Ona yaşatılan bu hukuksuz süreçte imzası olan tüm yetkilileri bir kez daha hukuka, bilime ve vicdana uygun davranmaya çağırıyor; Tuğluk’un tedavisinin olması gereken ortamda sürdürülebilmesi için bir an önce özgürlüğüne kavuşması gerektiğini hatırlatıyor, dayanışma çağrımızı yineliyoruz” açıklamasına rağmen tahliye kararı verilmedi.
Ajansımıza konuşan İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Aysel Tuğluk için “derhal tahliye” çağrısını yineledi. 
Koşullar hastalıkları tetikliyor
Aysel Tuğluk’un içinde bulunduğu durumun hasta mahpusların durumuyla yakın ilişkisi olduğunu belirten Gülseren Yoleri, “Hapishanelerin hem hastalık oluşturmaya uygun koşulları hem de bir hastalığın ortaya çıkmasından sonra tedaviye erişim, sağlığa erişim konusunda çok ciddi sorunların olması, hem daha fazla insanların hastalanmasına imkan yaratıyor, aynı zamanda kolaylıkla tedavi edilebilir hastalıkların hızla ilerlemesine, hatta ölümcül hale gelebilmesine sebep oluyor” dedi.
“Derhal sebest bırakılmalılar”
“Basit nedenlerle insanların ölüme gittiğini, zaman içerisinde o hastalıkların nasıl artık tedavi edilemez ya da ölümcül hale geldiğini görüyoruz” diyen Gülseren Yoleri şöyle konuştu:
“Aysel de diğer pek çok hasta mahpus gibi hapishanede kalması durumunda hızla sağlığı kötüleşecek ve hapishanede yaşamını sürdürmesi zorlaşmış bir mahpus. Dolayısıyla da serbest bırakılması gerekir. Bu üç açıdan önemli. Bütün diğer hasta mahpuslar gibi tedaviye erişimlerinin sağlanması, yaşam haklarının korunması, insan onuruna yaraşır bir yaşamın sürüdürülmesinin sağlanması gerekli.”
“Hapishanede olduğunu bilemeyecek durumda olan mahpuslar var” diyen Gülseren Yoleri, bu mahpusların nerede, neden tutulduklarını bilmediklerini, günlük kişisel ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını ifade etti. Gülseren Yoleri, “İnsan onuruna yaraşır bir yaşamı sağlamakla sorumlu olan devletin, yetkililer bu durumdaki hasta mahpusları serbest bırakmalı” diye konuştu.
“Bakanlıkların sorumluluğu var”
Tüm hasta mahpuslar için özgürlük taleplerini yineleyen Gülseren Yoleri, şöyle devam etti:
“Hem sağlık hakkının korunmasında devletin ve dolayısıyla cezaevi idarelerinin, mahpusların başvurusunu alan hastanelerin ve tabiki Adalet Bakanlığı’nın, Sağlık Bakanlığı’nın çok açık sorumluluğu var. Buna rağmen bu hakkın kullanımının engellenmesinden söz ediyoruz. Yani aslında ortak sorumlulukla mahpusların yaşam hakkının ihlal edildiği bir süreci yaşıyoruz. Bu meselenin artık mahpus cinayeti olarak tanımlanmalı. Yaşam kayıpları önlenmediği için kayıplardan bahsediyoruz. Burada artık mahpus cinayetleri söz konusu.”