Gazze’de kadınların hak arayışları yargı sistemine takılıyor!

Gazze’de kadınların medeni hakları ve maruz bırakıldıkları şiddete karşı verdikleri hukuki mücadele yargıya takılıyor. Avukat Rana Al-Hadad, uzayan mahkeme süreçlerinin kadınlara yönelik şiddeti arttırdığına dikkati çekti.

NAGHAM KARAJEH

Gazze – Gazze’de kadınların, medeni hakları ve maruz bırakıldıkları şiddete karşı verdikleri hukuki mücadele sürüyor. Ancak mahkemelerin ağır işlemesi, dava süreçlerinin uzaması ve Yüksek Yargı Konseyi'nin geciken kararları kadınların mağduriyetini artırıyor. Avukat Rana Al-Hadad, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Durdurulan davalar şiddeti artırıyor’

Rana Al-Hadad, hukuk alanında yaşanan bu sorunlarda, özellikle Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da çıkarılan yasalar ışığında Yasama Konseyi'nin yokluğunun ve rolünün olduğunu düşündüğünü belirtti. Kadınların miras hakkı ile ilgili açtığı davalarda birçok sorunla karşı karşıya kaldığını aktaran Rana Al-Hadad, “Durdurulan birçok davayı biliyoruz ve bu durum kadına yönelik şiddeti artırıyor. Kadınlar miras hakkını talep ettiklerinde işkenceye varan fiziksel şiddete maruz kalıyor. Miras hakkı konusunda kadınların daha fazla zarar görmemesi için bu tip davaların hızlı sonuçlandırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘Kız çocuklarına hayali sözleşmeler imzalatılıyor’

Rana Al-Hadad, kadınların yaşadığı mağduriyetlere ilişkin şu örnekleri verdi: “Erkek kardeşleri tarafından mirastan mahrum bırakılan, sözlü ve fiziksel şiddete maruz bırakılan, evden atılmakla tehdit edilen, ayrıca mülkiyet haklarını ispat ettikleri gerekçesiyle hayali sözleşmeler imzalamaya zorlanan üç kız çocuğunun davasına baktım. Öte yandan tedavi masraflarını tamamlamak için mirasını talep eden ancak kardeşinin reddetmesiyle karşı karşıya kalan Najwan Mehdi isimli kadının hikayesi de var. Najwan Mehdi annesini ziyaret etmesi dahi engellendi.”

‘Yüksek Yargı Konseyi değişikliğe gitmeli’

Yüksek Yargı Konseyi'nin yaşanan sorunlar ışığında değişikliklere gitmesi gerektiğinin altını çizen Rana Al-Hadad, sorunun çözümüne ilişkin şu önerilerde bulundu:

“Adaleti sağlamak için davalarla ilgili prosedürleri hızlandırması gerekiyor. İki haftalık bir sürede mevcut konularla ilgili açılan dava süreçlerinde inceleme ve araştırmasını tamamlaması gerekiyor. Bunun yanı sıra kadına yönelik şiddet ve katliam vakalarında tutukluma kararı bir ayı bulabiliyor ve hal böyle olunca fail kaçabiliyor. Adaletin işleyişini ve failin kaçmasını engelleyen yasal prosedürlerin uygulanmasını hızlandırmak ve geciktirmemek için adli güvenlikle koordinasyonun oluşması önemli. Gazze Şeridi'ndeki adli kolluk kuvvetleri ile Yüksek Yargı Konseyi arasında koordinasyon sağlanmalı, kararlar tebliğ edilmeli, kadınların haklarına bir an önce kavuşması için fail hakkında gerekli cezai işlemler yapılmalı.”

‘Keyfi işten çıkarılıyorlar, çalıştığı günler hesaplanmıyor’

Filistin mahkemelerinin uzun yıllardır ekonomik koşulların kötü olması ve kuşatmanın devam etmesi nedeniyle keyfi ihraç içeren konular hakkında kararlar vermediğine işaret eden Rana Al-Hadad, “Kişi çalışma hakkını kaybediyor, keyfi bir şekilde işten çıkarılıyor, çalıştığı günler hesaplanmıyor. Çalışma yaşamında mağduriyet yaşayan kadınlar mahkemelere başvurular yapıyor ancak hızlı bir sonuç alamıyor. Konunun hassasiyeti ve zorluğu göz önüne alındığında özellikle miras hakkı davalarında gerekli işlemler hızlandırılmalı” dedi.

‘Kadınlar için koruyucu yasalar çıkarılmalı’

Kadınlar olarak Yargıtay’a davaların hızlandırılması konusunda çağrılarda bulunduklarını vurgulayan Rana Al-Hadad, Filistin toplumu için yeni yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini söyledi. Rana Al-Hadad, “Kadınlara koruyucu yasalar çıkarılmalı. Öte yandan mahkemelerde kadın hâkim sayısı artırılmalı. Bir kadın hâkim olduğunda ve hem cinslerinin davalarını aldığında, onların acılarının ve sorunlarının doğasını daha iyi anlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

‘Asıl mesele yasaların uygulanmaması’

20 yılı aşkın bir süredir avukatlık yaptığını hatırlatan Rana Al-Hadad, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınların korunmasına dair bazı yasal düzenlemelerin yapılmasını birçok meslektaşım gibi ben de gündeme getirdim ancak bizler şunu gördük ki; asıl mesele yasaların uygulanmaması. Adaletin erişimini sınırlayan birçok engel var. Özellikle sunulan davalar karşısında hâkim sayısının az olması, hâkim başına 50 dosyanın düşmesi de yargılama sürecini zorlayan durumlar” şeklinde konuştu.