Dorşin Şıkgenç: Cezasızlık politikası Musa Orhan şahsında devam ediyor

Tecavüz faili Musa Orhan’a verilen 10 yıl hapis cezasına rağmen tutuklanmamasına tepki gösteren Avukat Dorşin Şıkgenç, “Bu durum bize bir kez daha cezasızlık politikasının uygulanmaya devam ettiğini göstermektedir” dedi.

MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed - İstinaf, Siirt'te 18 yaşındaki İpek Er'e cinsel saldırıda bulunduğu gerekçesiyle tutuklanıp serbest bırakılan eski uzman çavuş Musa Orhan'a "nitelikli cinsel istismar" suçundan verilen 10 yıl hapis cezasını geçtiğimiz günlerde onadı. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi, Musa Orhan hakkında Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen cezaya dair başvuruyu karara bağladı. Musa Orhan, cezanın karara bağlanmasına rağmen adli kontrol kararı devam ettiği gerekçesiyle tutuklanmadı. Cezanın onanmasına rağmen failin tutuklanmamasını hukuka aykırı olarak nitelendiren Batman Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı ve dava avukatlarından Dorşin Şıkgenç, Musa Orhan örneğiyle yargıda cezasızlık politikasının devam ettiğini vurguladı.

“Talebimiz değerlendirilmeden dosya karara bağlandı”

Musa Orhan’ın dava sürecinde de tutuksuz yargılandığına dikkat çeken Dorşin Şıkgenç, verilen cezanın ardından tutuklama talepleri olmasına rağmen İstinaf Mahkemesi’nin duruşma açmaksızın dosya üzerinde karar verdiğini ifade etti. Dorşin Şıkgenç, sürecin hukuki boyutuna dair şunları söyledi: “Tüm itirazlarımıza rağmen İstinaf Mahkemesi’ne yaptığımız istinaf başvurusunda sanık Musa Orhan'ın müşteki İpek Er'e yönelik nitelikli cinsel saldırı suçu TCK 102/3-a-b bentlerinden TCK 62/1 uygulanmaksızın cezalandırılmasına ve sanığın kaçma şüphesi nedeni ile tutuklama kararı verilmesi talebinde bulunduk. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 7.Ceza Dairesi duruşmalı istinaf talebimiz olmasına rağmen duruşma açmaksızın 15 Mart tarihinde dosya üzerinden karar vermiştir.”

İstinaf Mahkemesi tarafından verilen kararın gerekçesiz olup yerel mahkemenin verdiği hatalı kararı değerlendirmeden onadığına yer veren Dorşin Şıkgenç, karara muhalif kalan üyenin ise beraat gerekçesinin tamamen “Musa Orhan nasıl beraat alabilir” fikri üzerinden düşünülen bir gerekçeden öteye geçemediğini vurguladı.

“Beraat talebi ceza hukukuna uygun değil”

Beraat talebinin ceza hukukuna uygun olmadığına dikkat çeken Dorşin Şıkgenç, “Dosya kapsamı incelendiğinde İpek’in mektubuna bakıldığında cinsel saldırı suçunun gerçekleşmesinden sonra Musa Orhan tehditlerin devam ettiği görülecektir. İpek’in mektubu dosya arasındaki en önemli delil ve dosyadaki diğer deliller de İpek’in mektubunda yer alan beyanlarını doğrular niteliktedir. Musa Orhan’ın yargılamanın tüm aşamalarında ret ettiği cinsel birliktelik kriminal rapor ile sabittir. Sanığın bu yönde savunması dahi bulunmamasına rağmen üyenin sanığın beyanında yer almamasını sanık aleyhine değerlendirilmesinin mümkün olmadığı nazara alarak ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereği beraat yönündeki talebinin ceza hukukuna uygun bulmamız mümkün değil“ şeklinde konuştu. 

“Adli kontrol kararı hukuka aykırı”

Cezanın onanmasına rağmen tutuklanmayan Musa Orhan için devam eden adli kontrol kararının hukuka aykırı olduğunu belirten Dorşin Şıkgenş, son olarak şunları söyledi: “Her ne kadar Musa Orhan hakkında verilen karar İstinaf Mahkemesi’nce onanmış ise de adli kontrol kararının devamı yönünde karar tesis edilmiştir. Nitelikli cinsel saldırı suçu kapsamında sanık Musa Orhan hakkında kararın onanmasına rağmen adli kontrol hükümlerinin uygulanmaya devam etmesi hukuka aykırı olup, kadına yönelik her türlü suç tipinde mağdur ve ailelerinin adalete olan inancını ortadan kaldırmaktadır. Bu durum bize bir kez daha cezasızlık politikasının uygulanmaya devam ettiğini göstermektedir.”