MEDİNE MAMEDOĞLU

Amed -  Verilere göre Türkiye’de Ağustos ayında 33 kadın katledildi. Geçtiğimiz 8 aylık süreçte katledilen kadın sayısı aylık 30’un altına düşmezken, günde ortalama en az üç kadın katlediliyor. Katledilen her kadının arkasında bir şiddet hikâyesi ortaya çıkarken, son süreçte koruma kararı veya uzaklaştırma kararı olan kadınların katledilmesi devletin yükümlülüklerini yerine getirmediğini gösteriyor. Yaşanan bu süreç kadınların tepkisine neden olurken, kadınlar bu politikalara karşı tek çözümün de örgütlenme ve öz savunma olduğunu ifade ediyor.

“Devlet yükümlülüklerini yerine getirmiyor”

Uzaklaştırma veya koruma kararı aldıran kadınların kararlar devredeyken katledilmesini değerlendiren Dayanışmanın Kadın Hali Derneği (DAKAHDER) Genel Koordinatörü Sosyolog Berivan Öztürk, devletin yurttaşların yaşam hakkını korumakla yükümlü olduğunu söyledi. Kadınların faillerini tanıdıklarını ve yaşanacak durumu önceden tahmin ettikleri için karakola başvurduklarını belirten Berivan Öztürk, başvurulara rağmen devletin kadınların yaşam hakkını koruyamadığını bu nedenle kadın katliamlarında artışın durdurulamadığını aktardı. 

“Kadınlara ‘seni sadece evde koruyabiliriz’ deniliyor”

Şiddet gören ya da ölüm tehdidi alan kadınların başvurdukları ilgili mecralarda farklı bir şiddetle karşı karşıya kaldıklarına dikkat çeken Berivan Öztürk, “Bazı koruma önlemleri de mesela elektronik kelepçe gibi uygulamalar nedeniyle kadınlar eve hapsolmuş durumda. Kadınlara ‘sen evinde kal evde güvendesin ama kapının dışına çıkarsan sen güvende değilsin ben seni koruyamam’ deniliyor. O adam evine yaklaştığında biz müdahale edebiliyoruz söylemleri kullanıyorlar. Emniyetin kadınlara bu şiddet vakalarında ev içinde kalmanın güvende olduğuna dair öğütler veriyor” şeklinde konuştu.

“Failler korunacaklarını çok iyi biliyor”

Devletin kadınları resmi ideolojisini düşünerek korumadığına yer veren Berivan Öztürk, bugün sokakta adalet ve eşitlik mücadelesi veren kadınların her fırsatta polis şiddeti ile karşı karşıya kaldığına işaret etti. Örgütlenerek çıktıkları alanda çok basit temel haklarını istedikleri zaman bile kadınların saldırıya maruz bırakıldığına yer veren Berivan Öztürk, “Kadın cinayetleri olmasın dediğimiz anda polis bize saldırmayı tercih ediyor. Kadınları bu şekilde susturma ve sindirme çabaları dışarıdaki faillere de oldukça cesaret veriyor. Son yıllarda işlenen kadın cinayetlerine baktığımızda faillerin pişman olmaması, cinayeti vahşice işlemesi ve alacağı cezaya kadar her şeyi bilmesi o kişinin devletten korkmadığını gösteriyor. Bu failler korkmuyor neden çünkü korunacaklarını iyi biliyorlar. Tehdit edilen ya da ısrarlı takibe maruz kalan kadınlara kişiler, ‘Ben seni öldürürüm bana hiçbir şey olmaz’ ya da ‘Gider iki yıl yatar çıkarım’ diyebiliyor” sözlerini kullandı.

“Türkiye’de kadını koruyan bir yasa yok”

Türkiye’de kadını koruyan bir yasanın varlığından söz edilemeyeceğine değinen Berivan Öztürk, konuşmasının devamında şunlara yer verdi: “Kanunlara baktığımızda 6284 sayılı kanun kadını ve aileyi koruyan yasa olarak geçiyor ama uygulanmasına baktığımızda tam olarak uygulanmıyor. Yine İstanbul Sözleşmesi kadınları ve LGBTİ’lileri koruyan uluslararası bir sözleşmeydi bu sözleşme Türkiye’de feshedildi. Baktığımız zaman ülkede kadını koruyan bir yasa yok, sansasyonel büyük bir ses uyandırmış cinayetlerde erkeklere yeterince kamuoyu vicdanını rahatlatacak bir ceza verilmediğini görüyoruz. Kadınların bir sloganı var ‘Erkek vuruyor devlet koruyor’ diye. İşte bu slogan bunu betimliyor.”

“Kadınlar adaleti sosyal medyadan arıyor” 

Türkiye’nin diğer ülkeler gibi kadın katliamlarını azaltmak için engelleyici ve önleyici tedbirler uygulamadığını kaydeden Berivan Öztürk, ülkede kadınların adaleti mahkemelerde değil sosyal medyada aradığına dikkat çekti. Sosyal medyada gösterilen tepkilerle faillerin cezalandırıldığını hatırlatan Berivan Öztürk, “Kadın cinayetleri sadece Türkiye’de yaşanan bir şey değil ama diğer ülkelerde nasıl önlemler alınıyor bunlara bakmak lazım. Kadına şiddet uygulayan bir erkeğin tutuklanması için sosyal medyayı bir yöntem olarak kullanıyoruz. Böyle olunca da ne yazık ki failler iktidardan güç alıyor. Ve cinayetler sistematik ve daha sık yaşanıyor” ifadelerini kullandı.

“Kadınlar yalnız olmadığını bilmeli” 

Berivan Öztürk, konuşmasının sonunda şunları söyledi: “Kadınlar bu cinayetlere ve şiddete karşı örgütlenmeli. Ben örgütlü mücadeleye inanıyorum. Kadınlar yalnız değil ve bunu bilmeli. Kadın cinayetlerini ve iktidarına kadına dönük politikalarını engellemek için örgütlü mücadele etmek gerekiyor.”