AYM’den Figen Yüksekdağ'a ret

HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın 2019 yılında ikinci defa tutuklanmasına ilişkin AYM'ye yaptığı başvuru "dayanaktan yoksun" iddiasıyla “kabul edilemez” bulundu.

Haber Merkezi- Anayasa Mahkemesi, HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından 20 Eylül 2019 tarihinde ikinci defa tutuklanmasına ilişkin “Tutuklama tedbirinin hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle yaptığı başvuruyu karara bağladı. AYM kararında başvuruyu “dayanaktan yoksun” olarak yorumladı ve “kabul edilemez” dedi.

Figen Yüksekdağ’ın avukatı başvurusunda “Suç şüphesi ve bunu haklı kılan deliller olmamasına rağmen hakkında tutuklama kararı verildiğini, delilleri karartma tehlikesi ve kaçma şüphesinin de somut olayda mevcut olmadığını, tutuklama kararının ve bu karara itirazı üzerine verilen tutukluluğun devamına ilişkin kararın gerekçe içermediğini, tutuklama kararında daha önce suçlama konusu yapılan 4 Kasım 2016 tarihli tutuklama tedbirinde ve ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gereken olgulara dayanıldığını, isnat edilen bu olguların gerçekleştiği tarihten çok uzun süre sonra siyasi bir amaçla tutuklandığını ve bu durumun ölçülü olmadığını, ayrıca soruşturma dosyasına erişiminin kısıtlandığını ve tutukluluğuna ilişkin kararların etkili itiraz güvencesi içermeyen, bağımsız ve tarafsız hakim ilkelerine aykırı olan sulh ceza hakimliklerince verildiğini" belirtti.

Başvuruda “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın, "ifade hürriyeti"nin ihlal edildiğine dikkat çekilirken tutukluluğun da makul süreyi aştığı ve tutukluluk incelemelerinin hakim/mahkeme önüne çıkarılmaksızın yapıldığı belirtildi.

AYM: Tutuklama meşru

AYM, Bakanlığın konu hakkındaki görüşlerine yer verdiği kararında Figen Yüksekdağ hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin meşru bir amacı içerdiğini ve ölçülü olduğunu belirtti. AYM kararının "değerlendirme" kısmında şu ifadeler yer aldı: 

"Tutukluluğun makul süreyi aştığı veya tutukluluk incelemeleri sırasında usule ilişkin güvencelerin sağlanmadığı iddiasıyla yapılacak bireysel başvurunun başvurucu hakkında soruşturma veya ilk derece yargılaması devam ederken tutukluluğun devamına karar verilen her aşamada başvuru yolları tüketildikten sonra veya serbest bırakılmadan itibaren başvuru süresi içinde yapılması gerekir (Mehmet Emin Kılıç, B. No: 2013/5267, 7/3/2014, § 28). Buna göre Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması devam eden başvurucunun, hakkında ilk derece yargılaması devam ederken tutukluluğunun devamına karar verilen her aşamada başvuru yollarını tükettikten sonra başvuru süresi içinde yeniden bireysel başvuruda bulunarak -yeni bir bireysel başvuru formunu doldurmak, başvuru harcını yatırmak gibi usul yükümlülüklerini yerine getirmek koşuluyla- tutukluluğun makul süreyi aştığı ya da tutukluluk incelemelerinin usulüne ilişkin şikâyetlerini bireysel başvuru konusu etmesi mümkündür. Anayasa Mahkemesi ancak bu durumda Anayasa'nın 19. maddesinin yedinci ve sekizinci fıkraları kapsamında başvurucunun tutukluluğunun makul süreyi aşıp aşmadığı veya usule ilişkin diğer şikâyetler yönünde bir inceleme yapabilir. Belirtilen nedenle başvurucunun sonradan ileri sürdüğü bu şikayetler yönünden ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır."

“Özgürlükten yoksun bırakılması söz konusu değildir”

AYM kararının devamında da Figen Yüksekdağ'ın 2019 yılında verilen karardan ötürü tutuklu bulunmadığını iddia ederek, “20 Eylül 2019 tarihli tutuklama kararı nedeniyle fiziksel olarak özgürlükten yoksun bırakılması söz konusu değildir. Sonuç olarak somut başvuruya konu edilen tutuklama kararına ilişkin olarak başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik bir müdahalede bulunulmamıştır” dedi.

AYM kararının "hüküm" kısmında da başvuruda belirtilen "Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği"nin "açıkça dayanaktan yoksun olduğu" sonucuna vararak başvuruyu "kabul edilemez" buldu.